Verdin mi перевод на португальский
2,618 параллельный перевод
ne giyeceğine karar verdin mi?
Já decidiste o que vais vestir?
Yani, kararını verdin mi?
Quer dizer que tomou a sua decisão?
Corinne Palmer'a herhangi bir zarar verdin mi?
Você magoou a Corinne Palmer de alguma forma?
Rüşvet verdin mi?
- Tentaste suborná-la?
Bir ressam için hiç poz verdin mi?
Já posou para um artista?
Eskiden bu adama bir mikrofon verdin mi ortalığın amına koyardı.
Este tipo costumava esgotar arenas, apenas ele e um microfone.
Haberi verdin mi?
- Contaste-lhe as tuas novidades?
- Cevap verdin mi?
- Tu respondes-te?
Sen de öylece verdin mi yani?
E tu deste-lhos de ânimo leve?
Onu bulması için ona kredi kartını verdin mi?
Deu-lhe o seu cartão de crédito para ele poder encontrá-la?
Beşir, nereye gideceğinize karar verdin mi?
Bachir, já decidiste o que vais fazer?
- Peki karar verdin mi?
Já decidiu?
- Hayır. - Violet'e haber verdin mi?
- Falaste com a Violet?
Sanırım hala uçakta. Anti-aritmik ilaç verdin mi?
- Deste-lhe anti-arrítmicos?
Juice'a dinlenen telefonları verdin mi?
- Deu as escutas ao Juice?
Sizinkilere haber verdin mi?
A tua família já sabe?
Karar verdin mi?
Já sabes como resolver tudo?
- Sen de ona bir şans verdin değil mi? - Bu doğru!
- Mas pelo menos deste-lhe um oportunidade?
- Evet. Tanığın cinayet mahallini terk etmesine izin mi verdin?
Deixou uma testemunha de homicídio ir embora?
- Parmak izini Thom'a sen mi verdin? - Hayır.
- Deste a almofada ao Thom?
Jackson, bana sülfürik asidi verdin değil mi?
Jackson, tu entregaste-me o ácido sulfúrico, certo?
Bütün gün uyumama izin mi verdin?
Me deixou dormir o dia todo?
Sen hiç götten verdin mi?
- Já levaste no cu?
Bir de o hediyeleri 17 yaşındaki yeğenine mi verdin?
E deu os seus presentes à sua sobrinha de 17 anos?
Bu yüzden mi kendi bedenine zarar verdin?
Esse ataque foi a razão para magoar o seu próprio corpo?
Sen de bunun üzerine rahip hayatı yaşamaya karar verdin ama ben değişemem mi?
Então estás-te a tornar uma espécie de super monge, e eu não posso mudar nada.
Söylesene banyomuzu kullanmalarına izin mi verdin?
Diz-me... Tu deixa-los usar a nossa casa de banho?
Yeni adresimi ona sen mi verdin?
Foste tu quem lhe deu a nova morada?
Kendini onunla iletişime geçmek için ele mi verdin?
Você tem alguma maneira de comunicar com ela?
- Onu Latif'e mi verdin?
Entregaste-o ao Latif?
Kararını çoktan verdin, değil mi?
Você já se decidiu, não é verdade?
Bu yasaklama işinin çok kötü olduğuna ve arkadaşlarımı görebileceğime mi karar verdin?
E deram conta de que esta separação foi péssima ideia e que podemos voltar a ver-nos?
Salı günü güreş maçı yok diye gidip suç işlemeye mi karar verdin?
Decidiste cometer um crime porque à quarta à noite não dá o wrestling?
Moira'nın onu böyle görmesine izin mi verdin?
- E deixou a Moira vê-lo assim?
Git konferans salonunda hazırlan. - Kazanmasına izin verdin, değil mi?
Preparar tudo na sala de conferências.
Sırf sen Nate'in bu ailenin geleceği olduğuna karar verdin diye mücadele etmeden her şeyden vazgeçmemi mi?
Que desistisse de tudo sem dar luta só porque decidiste que o Nate era o futuro desta família?
Sen hiç verdin mi, Nance?
Já fizeste com dois pretos, Nance?
On yıl önce bebeğini evlatlık verdin mi vermedin mi?
Há dez anos, não entregaste um bebé para adoção?
Gitmelerine izin mi verdin?
Deixaste-os saírem?
Ee, sonra? Ona mine çiçeği mi verdin diyeceğiz?
- E tu atiraste-lhe verbena?
Sen de gitmesine izin mi verdin? Hayır.
- E deixaste-o ir embora?
Bütün dünyanın seni suçlu sanmasına izin mi verdin?
Deixaste que o mundo inteiro achasse que eras culpado?
Sen de herşeyin onunla ölmesine izin mi verdin?
E vais deixar morrer tudo com ela?
En sonunda onun ve Matt Bailey'in peşinden gitmeye mi karar verdin?
Então, finalmente, vai atrás dele e do Matt Bailey?
Bana yardım etmeye mi karar verdin?
Decidis-te ajudar-me?
Numaranı neden bana verdin bir şeye ihtiyacım olur diye mi?
Porque me deste o teu número, caso precisasse de perguntar algo?
Güvenli evde ona usturayı sen mi verdin?
Deste-lhe uma lâmina no abrigo?
Bütün gün acı çekmeme izin mi verdin?
E deixaste-me a sofrer o dia todo?
Kazanmama izin verdin, değil mi?
Deixaste-me vencer, certo?
Ona bu sandalyeyi mi söz verdin?
Prometeste-lhe a liderança?
Bu yüzden mi Noel'den nefret ettiğine karar verdin?
É foi por isso que decidiste que odiavas o Natal?