Yazdın mı перевод на португальский
1,972 параллельный перевод
Şarkı yazdın mı Zebelle?
Você escreveu a música Zebelle?
Benim için şiir yazdın mı?
Tens um poema para mim?
Yazdın mı?
Peecebeste?
- Daha önce yazdın mı?
- Já escreveste antes?
- Hiç cevap yazdın mı?
- Tens-lhe respondido.
Yazdın mı?
E tu escreveste?
- Yazdın mı?
- Anotou?
- O zaman "yarı ölü". Yazdın mı?
Então é como se fosse "meio-morto".
Okumaya değer bir şeyler yazdın mı peki?
Escreveste alguma coisa que valha a pena ler?
Gitarını eline alacak ve bize okulda yanlış anlaşılmak konusunda yazdığın şarkıyı mı çalacaksın?
Vais puxar de uma guitarra e tocar-nos um música que escreveste na faculdade sobre ser mal-entendido?
Pekala, yazdığınız günlüklerden birkaçını okuyacağım ve kimin yazdığını bitirene kadar söylemeyeceğim, tamam mı?
Está bem, vou ler algumas das vossas propostas e não vos direi quem escreveu até terminar, está bem?
Bakalım, belki de yazdığın şey bize bir fikir verebilir.
Sim, talvez qualquer coisa que escrevas dê-nos uma ideia.
Taciz vakalarındaki gelişimsel yaklaşımlar üstüne yazdığın makaleyi okuyacağım.
Leio-te o meu trabalho sobre perspectivas de desenvolvimento em casos de abuso.
Babamın yazdığı doğum günü notundan tanıdım.
Acreditem ou não, Há uma inscrição do meu pai.
Böyle makaleler yazdıktan sonra mektup alır mısınız? Bazı insanların mektup yazmaktan başka yapacak daha yararlı bir işleri yoktur.
- Sim, algumas pessoas não fazem mais nada.
Evet, bayım. Ben o çekmeceyi düzenlediğimde bu fotoğrafı oraya koyanın, yukarıda daktilo yazdığını biliyordum.
Vê, sr., quando mexi na gaveta, eu sabia que a pessoa que colocou esta foto lá,
Benzin fiyatlarını, su fiyatlarını yazdım.
Escrevi uma coluna sobre o preço da gasolina. Sobre o preço da água.
Klimaların güzelliğini yazdım.
Sobre a maravilha do ar condicionado.
Boca kadınlarını yazdım.
Escrevi sobre mulheres em Boca.
Köşe yazarlığını yazdım.
Escrevi uma coluna sobre escrever colunas.
Yazdıklarınızı okuyacak mısınız?
Querem ler o que escreveram?
Yine de yaptığımız işe devam etmeyi istiyorum. Yazdığımız notun vakti gelir diye cebimde olmasını istiyorum.
Ainda pensei seguir com o nosso, já sabe, a nota, para tê-la no bolso quando...
Ve şimdi neler yazdıklarını okuyacağım.
E por isso agora ponho-me a ler o raio de coisas que eles escreviam.
Arkadaşlarınla bizim adımızı da yazdınız mı?
Puseste os nossos nomes juntos com os dos teus camaradas?
Yani başka bir kaçığın tekiyse bunu yazdığımız için salak durumuna düşeceğiz.
Se for outro doido qualquer, vamos fazer figura de estúpidos se publicarmos alguma coisa.
Baksana birkaç hafta önce yazdığın hikayeyle ilgili bir şikayet aldım.
Ouve, tive uma queixa de uma história que fizeste há umas semanas.
İsminin tarih kitaplarında yazdığını düşünmeni istemem. - Sence bu umurumda mı?
Queres é que o teu nome venha nos livros de História.
Sadece yazdıklarımı okuyacaksın, değil mi? Elbette.
Só vais dizer o que eu escrevi, certo?
Max Ourchart'ta kamera arkası teknik elemanımız. Kendisi geçenlerde transseksüel olmakla ilgili bir blog yazdı ve bu bazılarınızı kızdırdı. Ben de hoş olmayan şeyler söyledim.
Como devem saber, o Max trabalha nos nossos bastidores como técnico do NossoMapa, e há pouco tempo ele fez um blog sobre ser um transexual, o que chateou alguns de vocês, e eu disse umas coisas que, pelos vistos, não foram muito boas
Yazdığın bir şeyler var mı?
Tens alguma contribuição?
Vasiyetinizi bilgisayarda tekrar yazdım ve fazla iç karartıcı olmasın diye eğlenceli bir yazı tipi kullandım.
E, para ser menos deprimente, usei uma letra divertida.
- Of ya Canım ben sadece Henry'nin yeryüzüne vedasını anlatmak istiyorum Bana yazdıkları mektupları saklamıştım.
Querida, só estou a tentar dizer, que apesar de pensarmos saber como Henry queria despedir-se desta Terra, ele escreveu tudo para mim numa carta muito profunda.
Hayır değil.Erika'nın istasyonundan gelen mesajları yazdıracak zamanım yoktu.
Não, não é. Não tive tempo de imprimir todas as mensagens que vieram do posto de trabalho da Erika.
Çünkü bütün erişim şifrelerini onların koluna yazdım.
Tenho os códigos de acesso escritos nos braços deles.
Ne indirdiğinin, okuduğunun ya da ne yazdığının bir önemi yok, her an web kamerandan izleniyorsun. - Tanrım!
Independentemente do que descarregas, lês, escreves, vêm-te pela webcam.
Ben Vali'ye bir mektup yazdım ama Ticaret Odası'nın yazacağı bir mektup daha etkili olabilir gibime geliyor.
- Escrevi ao Governador, mas acredito que uma carta da Câmara do Comércio seria muito mais eficaz.
Bu yazdığın mısralar için teşekkürler.
Muito obrigado por teres escrito isto.
Pekâlâ, böyle bir olay olur diye bazı sohbet konularını yazdırma özgürlüğümü kullandım.
Sabes, na verdade eu tomei a liberdade de imprimir alguns tópicos da conversa, caso isto acontecesse.
Mektup yazdınız mı? Hayır.
- Será que você escreve para ela?
Ona mektup yazdınız mı? Hayır.
Você escreveu para ela?
- Ona yazdınız mı?
Sim, nem escreveu.
Sadece Tabatha'nın yazdıklarını mı çekiyorsun?
Só produzes o trabalho da Tabatha?
Pek fazla arkadaşın olmadığını fark ettim. Ben de ismini kilisedeki Koruyucu Melek programına yazdım.
Bem, reparei que não tinhas muitos amigos, por isso inscrevi-te no programa do Anjo da Guarda da igreja.
Okudum ama onları silah zoruyla yazdığını sandım.
Sim, mas eu supos que foste forçada a escrevê-las sob coacção de uma arma.
Bunları Bay Nakashima'nın hesabına yazdım.
Pus na conta do Sr. Nakashima.
- Ver bakayım ne yazdın. - Hayır, hayır.
- Deixa-me ver o que escreveste.
Yazdığın raporlarda benimle ilgili güzel şeyler olursa ve Cezaevi gözetiminden çıkarsam o zaman seni rahat bırakacağım.
Se escreveres sobre o meu bom comportamento, deixo-te ir quando terminar a tutela legal.
Seks ticareti ile üzerine yazdığım yazı dizisiyle ilgili detaylı bilgiler vereceğim. ... ve adını ifşa edebileceğim tek müşteri sensin.
Darei detalhes da nossa série de artigos sobre o negócio do sexo, e você será o único cliente que irei expor.
Gerçekleri çarpıtarak hayatımı yazdın. Çıkarın için mesajımı kötüye kullandın.
Sensacionalizou a minha vida, distorcendo a verdade e explorando a minha mensagem para seu próprio benefício.
Önceki avukatımdan çok daha iyi yazıyor. Onun yazdığının tek kelimesini anlamazdım.
É melhor que a do meu último advogado, não se percebia nada do que escrevia!
Senin adını da yazdırırım elbette...
Eu posso fazer gravar o teu.