Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Ç ] / Çıkardım

Çıkardım перевод на португальский

5,898 параллельный перевод
İsteğiniz üzerine tüm verilerin dökümünü çıkardım.
Para sua informação, eu tenho um backup completo dos dados.
Sırf sen geçiyor olabilirsin diye toplantının ortasında ofisten çıkardım.
Saí do trabalho a meio de uma reunião não fosses tu estar a passar.
Pamuktan mikrobiyal nüfusu çıkardım... onu çeşitli yüzeylere sürdüm... her formül eğer varsa... özel yeni organizmalar doğuruyor.
Então, fiz culturas da população microbiana do cotonete. Espalhei-os sobre várias placas, cada um formulado para reproduzir organismos particulares que estão presentes.
Claire'in annesinin içindeki meleği dışarı çıkardım.
Expulsei o anjo de dentro da mãe da Claire.
Son üç gündür düşünüyorum. Kendimi temize çıkardım.
Acho que nos últimos três dias deixei as coisas claras.
Başkasına olan sinirimi yabancı birinden çıkardım.
Estou irritada com outra pessoa, - e descontei num perfeito estranho.
Boyunluk hariç altımdaki her şeyi çıkardım.
Tive de tirar tudo o que tinha por baixo.
Bir süreliğine iyi bir iş çıkardım.
E dirigi bem o negócio durante um tempo.
Onunla tanışmadan önce her gece kumar oynar, hapse girer çıkardım.
Quando o conheci, jogava todas as noites e também era preso com frequência.
Ember Copley'in binasında bakım görevlisi olarak çalışanların listesini çıkardım.
Tenho a lista de funcionários que fazem manutenção no edifício.
- Neticede seni bulup çıkardım.
- Eu pesquei-a de lá, por fim.
Çoktan Arama Bülteni çıkardım. Benin'in peşinde kimin olduğunu biliyoruz.
E sabemos quem está atrás da Benin.
D.B., mezarı açmak için arama emri çıkardım.
D.B., tenho uma ordem judicial para exumar a sepultura.
Oğlumu oradan çıkardım.
Tirei-o de lá!
Ve sonra Johnny'i o sandıktan çıkardım. Ve yerde yatan babasını gördü.
E depois tirei o Johnny daquela maldita mala e ele viu o pai dele caído no chão.
Su birikintisinden yarı ölü bir çocuğu çıkardım.
Acabei de tirar um miúdo meio-morto de um charco.
Bir de omuzlarından zımba teli çıkardım ve omurgalarında grafit çipleri buldum.
Além disso, tirei agrafos dos ombros dele. E encontrei pedaços de grafite entre as costelas.
Geçen hafta işten çıkardım.
Demiti-o a semana passada.
Rapor verdim ve uzaklaştırma emri çıkardım.
Eu apresentei queixa e obtive a ordem de restrição.
Diğeriyle eşleyip, cinayet silahını bulabilmek için aşınmanın kalıbını çıkardım.
Fiz um molde da lesão para compararmos com a outra e, com sorte, encontrar a arma do crime.
Sana kopyasını çıkardım.
Esta cópia é só para ti.
Bundan bir ders çıkardım.
Aprendi a minha lição.
Bana sürekli yalan söylemeni isteseydim seninle çıkardım.
Se eu quisesse que continuasses a me mentir, namorava contigo.
Şanslıyım ki şirin ve aptal olan beni çıkardı.
Por sorte, o idiota lindinho soltou-me.
- Miranda misafir sayısını 200'e çıkardığımızı yemek firmasına söylemeyi unutma.
- Miranda, certifica-te de que os fornecedores sabem que os convidados aumentaram para 200.
Senatonun diğer tüm üyeleri bunu zamanında ortaya çıkardığım için rahatladı.
Os outros senadores estão gratos por ter descoberto a tempo.
Çıkardığımız haber yanlışmış.
A história que publicámos é falsa.
- Evet, iyi iş çıkardım ha?
Sim, sai-me bem.
Benim iyi iş çıkardığımı mı düşünüyorsun?
Achas que estou a fazer um bom trabalho?
Seninle herhangi bir anlaşma yapacağımı nerenden çıkardın?
O que te faz pensar que farei um acordo contigo?
Ve üstüne A / C patladı ve üstünü çıkardı.Anladım.
E o ar condicionado tirou-lhe a t-shirt. Já percebi.
Kusura bakma, ben de iyi iş çıkardığımı sanıyordum.
Pensei que me saía bastante bem.
Sattığımı nereden çıkardın?
E porque acha que quero vender?
Hepimizin içinde bir canavar vardır Clarke ve onu çıkardığımızda olacaklar için hepimiz sorumluyuz.
Todos temos um monstro dentro de nós, Clarke, e somos todos responsáveis pelo que faz quando o deixamos sair.
Kafanızdan çıkardığımız o çerez bize tüm hikâyeyi anlattı.
Aquele cookie que tirámos da sua cabeça deu-nos a história completa.
Ya ortaya çıkardığımız şeyler senin ve onun duymak istemeyeceği şeyler olursa?
E se descobrirmos alguma coisa que não queiram ouvir?
Eskiden beraber takılır oyun oynardık ama sonra o diş tellerini çıkardı. Hey, tatlım.
Costumávamos dar uns pontapés em latas e saiamos juntos, mas depois ela tirou o aparelho.
Saklandığımı da nereden çıkardın?
Porque pensa que me escondo?
Bir de diyor ki oğlan arpacık çıkardı da ondan aldım diyor. Bak. Bak.
E ela diz que só a levou porque o filho tinha um treçolho.
- İyi iş çıkardın Doktor Hanım.
- Muito bem, doutora.
Sadece hastane koridorlarında avazın çıktığı kadar bağırmamanı rica ediyorum. Çünkü yönetim kurulu üyelerinden biri olay çıkardığında çok sevdiğim tıp uzmanlığımla ilgilenmeyi bırakıp hiç sevmediğim nöbetçi öğretmenlik görevini yapmak zorundayım.
Só peço que não grites no meio do Hospital, porque quando os membros do Conselho fazem cenas, tenho de deixar de praticar Medicina, uma coisa que adoro fazer, para ser monitor de corredor, uma coisa que não adoro fazer.
Her seferinde ondan şüphe duyardım ama her seferinde de haklı çıkardı.
Eu duvidava sempre, mas ele estava sempre certo.
Ben çıkardım.
Eu.
Sen de ışığı... -... yakmayınca... - Yedek tabancamı mı çıkardın?
- E foste buscar a minha arma de reserva?
Hapisten çıkardığı suçlulara çak beşlik yapmaktan elleri mi ağrımış?
Está dorido de apertar a mão a criminosos que safou da cadeia?
Üzgünüm canım. Sadece bir ev sahibi ve kiracısı arasındaki bağı ortaya çıkardın.
Lamento, cher, mas só estabeleceste uma ligação entre o locatário e o locador.
Pekala, anahtar üreticisinin izini buldum. Faith'in vucudundan çıkardığım dolap anahtarını... üç müze ve bir metro istasyonuna kadar daraltabildim.
Localizei o fabricante da chave que encontrei no corpo da Faith e reduzi a procura a três museus e um Metro.
- Benim çıkardığımı mı ima ediyorsun?
- Estás a dizer que estraguei?
Devasa pantolonlarımı çıkardığım zaman, altı tane hatuna bakıyordum.
Enquanto tirava minhas calças de veludo, avistei um grupo de patricinhas.
Dünkü araştırmalarım son sekiz yılda yeni icatlara ait yarım düzine dikkate değer hırsızlık olayı olduğunu ortaya çıkardı. Hiçbiri çözülmemiş ve hepsi Raffles'ın işine benziyor.
As minhas investigações de ontem revelaram que houve quase meia dúzia de notáveis roubos de novas invenções nos últimos 8 anos, todos não solucionados, mas todos eles com a marca do Raffles.
Ama gel gör ki Wendigo, Emerson-Concorde İthalat denilen ufak ve iyi kâr getiren bir şirketin stoklarını kontrol ediyormuş. Benim çok sevdiğim bir arkadaşımın adını, Mombasa kartel üyesi diye çıkardığın şirket.
Parece que a Wendigo controla as ações de uma empresa pequena, mas lucrativa, chamada Importações Emerson-Concorde, que recentemente mencionaste a uma querida amiga minha como fachada para o Cartel Mombaça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]