Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Ö ] / Ölmüstür

Ölmüstür перевод на португальский

703 параллельный перевод
"Belki de çoktan ölmüştür."
Talvez ela já estivesse morta.
Hey dinle, burada bir adam iki gün içinde dönmezse. Ölmüştür, bir daha dönmez.
Ouça, senhora, quando alguém desaparece aqui por dois dias, está morto.
- Çok geç kaldın. - Belki de şimdiye dek ölmüştür.
- Ela pode já estar morta.
Yüzbaşı Hamilton'a zafer meydanında kahramanlık bahşedilmediyse de, kesinlikle bir kahramandı. Kendisi kızamık nöbetini takiben zatürreden ölmüştür.
Embora o Capitão Hamilton não tenha morrido no campo de glória, não foi menos herói por ter morrido de pneumonia, a seguir a um ataque de sarampo.
Belki, şimdi ölmüştür.
Talvez esteja morto agora.
Belki orada ölmüştür.
Talvez até tenha morrido por lá.
Belki de şu an ölmüştür.
Talvez esteja morto.
Belki de ölmüştür.
Talvez esteja morto.
Belki çoktan ölmüştür.
Talvez já tenha morrido.
Ölmüştür belki de.
Talvez esteja morto.
- Şimdiye ölmüştür.
- É um cadáver. - Grego?
Belki ölmüştür.
Talvez ela tenha morrido.
"ve bir Amerikalıya yakışır şekilde ölmüştür."
"Morreu um herói e um americano."
Herhalde gece, uykusunda huzur içinde ölmüştür.
Espero que tenha morrido calmamente durante a noite.
Belki Lucy ölmüştür. Belki ikisi de ölmüştür.
Talvez a Lucy esteja morta, talvez estejam ambas mortas.
Gaz paniği sırasında korkudan ölmüştür.
Provavelmente morreu quando foi do gás.
Umarım karım ölmüştür.
Penso que a minha mulher já esteja morta.
- Belki de ölmüştür.
- Talvez tenha morrido.
Ölmüştür.
Está morto.
Su andan itibaren, Süleyman bizim için ölmüştür.
Salomão já está morto por sua própria culpa.
Hasta. Belki şimdi ölmüştür.
Ela está doente, talvez já esteja morta.
Adam, kısa bir süreliğine döndüğü bu dünyada farkındadır ki,.. ... ona gönderilmiş olsa da, o ölmüştür.
Ele sabe que no mundo ao qual acaba de regressar por um tempo, só para ser enviado de volta para ela, ela está morta.
Bir intihar ya da kaza olabilir, ya da birisinin ellerinde ölmüştür.
Pode ter sido suicídio ou acidente... ou ela morreu nas mãos de alguém.
- Şimdi ölmüştür.
- Morria ao ver isto!
89 yaşında ölmüştür.
Miguel Ângelo morreu aos 89 anos.
Belki de kızın bahsettiği hastalıktan ölmüştür.
Talvez tenha morrido da doença de que falou a rapariga.
Umarım ölmüştür.
Espero que esteja morto.
- Ölmüş olmalı, değil mi? - Eminim ölmüştür.
- Bem, tinha de morrer, não é?
Onlar ölmüştür.
Eles estão mortos.
Neden? Ölen ölmüştür.
Os mortos permanecem mortos.
O şimdi ölmüştür.
Ele agora está morto.
Umarım huzur içinde ölmüştür.
Espero que ela tenha morrido em paz.
Sıkıntıdan ölmüştür.
A casa matou-a.
Belki de çoktan ölmüştür.
Talvez ele já esteja.
Bence geçmişi konuşmanın manası yok. Geçmiş geçmiştir. Ölmüştür.
Não faz sentido falar do passado.
Eminim, gülerek ölmüştür.
A sério?
Baylar, Tiberius Claudius kesinkes ölmüştür.
Meus senhores, Tibério Cláudio está realmente morto.
Belki de ölmüştür. Hayır.
Se calhar está morto.
Belki şimdi ölmüştür, ama yangından kurtuldu.
Talvez já tenha morrido, mas sobreviveu ao fogo.
Muhtemelen ölmüştür.
Já deve estar morto.
Burada yaşamış ve ölmüştür. Biliyor muydun?
Ela viveu e morreu nesta cidade.
Bu da sarı hummadan ölmüştür herhalde.
Morreu de febre aftosa, eu suponho.
Ölen ölmüştür.
que os mortos estejam mortos.
Birisi ölmüşse, ölmüştür.
Um morto é um morto.
Ya yaralanmış ya da ölmüştür!
Estará morto ou ferido.
Muhtemelen ölmüştür, Hauk.
Suponhamos que ele está morto, Hauk.
Donald Andrews, 17 yaşında, Foxhaven doğumlu... dün gece yerel çocuklar ve askeri öğrenciler arasında çıkan tartışmada aldığı bir yara sonu ölmüştür.
Donald Andrews, 17 anos, de Foxhaven, faleceu ontem à noite em resultado de um ferimento de bala... - Deus, o miúdo foi-se, não é?
Ölmüş olan birileri belki de yaşıyordur yada yaşıyor olan birileri çoktan ölmüştür.
Uma pequena peça do puzzle. Alguém que deveria estar morto... está vivo, ou alguém que deveria estar vivo... já está morto.
Muhtemelen şimdiye kadar ölmüştür.
Provavelmente já morreu.
Eğer öldüyse de ölmüştür.
E se ela está morta, está morta.
- Discovery'ye dönüp burada ölmüştür!
- regressou à nave e morreu aqui!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]