Şaşırdınız mı перевод на португальский
190 параллельный перевод
Şaşırdınız mı müfettiş?
Fica espantado, Sr. Inspector?
Maryk kaptanı görevden alınca şaşırdınız mı?
Ficou surpreendido quando o Maryk substituiu o capitão?
Beni burada gördüğünüze şaşırdınız mı?
Surpreende-te veres-me?
- Şaşırdınız mı?
- Está admirado?
- Şaşırdınız mı, Teğmen?
- Surpreso, tenente?
- Şaşırdınız mı? Şaşırmamı mı bekliyordunuz?
Esperavas que ficasse?
Şaşırdınız mı, Bentley?
Está admirado, Mr. Bentley?
- Şaşırdınız mı Albay?
- Surpreendido, Coronel?
- Şaşırdınız mı?
- Surpreendido?
Şaşırdınız mı?
Vocês estão loucos!
Şaşırdınız mı?
Isso choca-o?
Evliliğinin bitmesine şaşırdınız mı?
Ficou surpreendido quando o casamento dela acabou?
Beni gördüğünüze şaşırdınız mı Bay Ludwig?
Surpreendido de me ver, Sr. Ludwig?
Buna şaşırdınız mı?
Isso a surpreende?
Şaşırdınız mı?
Surpreendidos?
Bodrum katında yaşamama şaşırdınız mı?
Estranha que eu more numa antiga portaria?
- Şaşırdınız mı?
- Ficou chocado?
Şaşırdınız mı?
Surpreendido?
Kefaletin bu kadar hızlı yatmasına şaşırdınız mı?
Surpreendido que lhe tenham dado fiança?
Karara şaşırdınız mı?
Ficou surpresa com o veredicto?
Şaşırdınız mı?
Estás surpreendida?
Şaşırdınız mı?
Ficou surpreendida, não é? Eu entendo.
- Şaşırdınız mı?
... Supreendido?
- Şaşırdınız mı efendim?
- Vossa Senhoria está surpreendida?
Bitmesine şaşırdınız mı?
E espantais-vos que tenha desaparecido?
Mesajınızı aldığımda şaşırdım.
Fiquei surpreendido com o seu bilhete.
Dün çarşıdan döndüğümde yatağınızı kendinizin yaptığını... görünce çok şaşırdım efendim.
Ontem fiquei espantado quando vim do mercado... e vi que tinha feito a sua cama.
Sanırım bizi gördüğünüze şaşırdınız.
Deve estar surpreendida por nos ver.
Ne çaldığınızı duyduğumda gerçekten çok şaşırdım.
Fiquei tão surpresa ao ouvi-los tocar.
- Şaşırdınız mı?
- Surpresa?
- Şaşırdınız mı?
Parece surpreso.
Öyleyse biraz şaşırdığımız için bizi de suçlamazsınız.
Então não nos censura se também estivermos um pouco atordoados?
Bakıyorum da Bayan Prudy, kartlarını açık oynamaktan hoşlanan bir genç hanımsınız. Çok şaşırdım. - Anlamadım?
Vejo que é uma moça... que gosta de jogar com as cartas na mesa.
Bir kızın kendini korkak olduğunu düşündüğü bir erkeğin kollarına atmasına çok şaşırdım, o kadar. Kasabaya dönelim.
Estou surpreso com uma garota que se atira aos braços de um homem... que ela acredita, no fundo, ser um covarde.
Kimseyle konuşmak için zamanınız olmadığını söyledikten sonra telefon etmenize şaşırdım.
A fazer um telefonema depois de ter dito à rapariga que não tinha tempo para falar com ninguém.
Fransız polisinin yarısının üstümüze kapanmadığına şaşırdım.
Surpreende-me que ainda não tenha caido sobre nós metade da polícia de França.
Sizi şaşırtmak istediğini söyledi. Şaşırdınız mı?
- Ficou surpreendido?
İtiraf etmeliyim ki biraz şaşırdım, mektubunuzun içeriği, Bayan, Hunter, bana danıştığınız bu konu uzmanlık alanımın dışında.
Confesso ter ficado intrigado com o conteúdo da sua carta, Mna. Hunter, já que o conselho que procura não entra na minha área de especialização.
Tarafsız Bölgenin bu kadar yakınına bir üs kurma kararına şaşırdım.
Estou surpreendido por colocarem uma base tão perto da Zona Neutra.
Bir işgünü içerisinde kaç tane dürüst dinine bağlı Bantu ile karşılaştığımızı duysanız şaşırırdınız.
Ficaria surpreendido com... quantos Bantus honestos e religiosos nos deparamos todos os dias.
Şaşırdınız mı?
Grande reviravolta?
Bunu söylemenize şaşırdım çünkü bu enerji hatları konusunda destek olacağınızı düşünmemiştim.
Nunca pensei que me apoiasse.
Bende kabadayılarınızın beni korkutabileceğini düşünmenize şaşırdım.
Admira-me ter pensado que rufias me pudessem assustar.
Beni kız kardeşinin evinde değil de burada bulduğuna şaşırdın mı?
Está surpreendido por me encontrar aqui e nâo em Casa da sua irmä?
İstihbaratınızın size bu bilgiyi sağlamadıklarına birazcık şaşırdım.
Estou um pouco surpreendida que os seus serviços de segurança ainda não lhe tenham fornecido a informação.
Şaşırdınız sanırım.
- Ficarias surpreendido.
Biraz şaşırdım, Bayan Lemancyzk, çünkü bu elimdeki mektup sizin kişisel nedenlerle ayrıldığınızı söylüyor.
- Faça favor. É que tenho aqui uma carta que diz que saiu por razões pessoais.
Umarım siz de... benim gibi, savunma gibi zengin bir sigorta şirketinin, düşük gelirli bir aileden parayı alıp, haklı isteklerini reddederek ellerinde tutacak olmalarına en sonunda hayretle şaşırırdınız.
Espero que se tenham surpreendido, como eu fiquei, ao ponto a que uma companhia de seguros como esta tira dinheiro a uma família pobre e lhe nega o direito legítimo a ser recompensada.
Elbette eğer onu eritirseniz çok daha değerli... taşıması daha kolay, satması daha kolay... ve açıkçası bunu daha önce yapmadığınız için şaşırdım. - Demek istediğim şaşırmış, ama memnun.
É claro que tem muito mais valor se a derreteres... é mais fácil de transportar, mais fácil de vender... e sinceramente estou surpreendida por não o teres feito mais cedo.
Ve bir şey daha söylemek istiyorum. Sizin siyah toplumuna geldiğinize şaşırdım. - Siyah insanlardan hoşlandığınızı sanmıyorum.
E já agora, admira-me muito ver-te por cá, pensei que não gostasses de pretos!
Telekste Moskova'dan, sadece Lunik'in frekanslarının yayılımını değil, aynı zamanda Jodrell Bank için Lunik'in konumunun hesaplanmış eylem ve boylamlarının tüm ayrıntılarını veren uzunca bir mesaj bulunca çok şaşırdım. Elbette bu, bununla ilgili bir şeyler yapmamız gerektiği anlamına geldiğinin açık bir işaretiydi böylece hemen eyleme geçtik.
Para grande surpresa minha, encontrei no telex uma longa mensagem de Moscovo, com pormenores completos, frequências de transmissão, e a sua posição, calculada para a latitude e longitude de Jodrell bank - uma indicação clara que deveríamos fazer alguma coisa.