Göt перевод на русский
3,636 параллельный перевод
Bu kadarı o lanet pankeklerden bile çok eder, göt herif.
Это должно более чем покрыть расходы на какао, придурок.
Evet, affederim, göt herif.
Да, к тебе обращаюсь, тварь.
- O itfaiye arabasını göt gibi kafayla sürdüğüne inanamıyorum.
- Не могу поверить, что ты сел за руль пожарной машины в стельку пьяный.
Peki, tamam! Salak, göt, gerizekalının biri.Mutlu musun?
Он выглядит как идиот, чмо и урод.
Bak burdaki göt herif sen değilsin. Sana öyle davranılmasını da haketmiyorsun.
Послушай, не ты здесь мудак, и не надо себя мучить.
Tüm okul beni bencil göt herifin teki olarak görüyor.
Все в школе видят во мне эгоистичного, манипулятивного мудака.
- Çünkü bırakmam için yalvardın, göt herif ve hiç profesyonel değilsin. - Üniversiteyi bıraktın...
— Ты вылетела из колледжа...
Siktir, amına koyayım, sik, taşak, bok, yarak, göt, orospu çocuğu, kaltak, amcık, göt yalaması.
( ругается отборным матом )
Güvendesin, göt kafa.
Ты в безопасности, говнюк.
İltifatlarını başkasına sakla, göt herif.
Не утруждайся, мудила.
Yaratıcım o olabilir ama göt gibi bariz ki beni o yetiştirmedi.
Может он меня и создал, но ничему нахуй не научил.
Güvenlik çok sıkı olacaktır, onlar da sadece göt lalelerini davet ederler.
Безопасность повышенная, и они пригласили только мудаков.
Biz de istersek göt lalesi oluruz.
Мы можем сойти за мудаков.
- Koca göt. - Koca göt mü?
Фу.
- Göt herif, daha çok endişelendim.
Ну, а я беспокоилась, засранец. Где тебя черти носили?
- Söyletme işte, göt lalesi.
Не заставляй меня произносить это вслух, подстилка.
- Etmedim, göt herif.
- Нет, мудила.
Bu sahne çok göt... göz yaşartıcı.
От этой сцены можно и слезу... спустить.
Tüm hafta boyunca tadı ve rengi göt çişine benzeyen çayları içerek para biriktirmeye çalıştım.
Так что всю неделю я экономила твои деньги и пила чай, по виду и вкусу похожий на ослиную мочу.
Göt herif Blunt'a güvenmemesi gerektiğini hep söylemişimdir.
Я же ей говорил - нельзя доверять этому говнюку Бланту.
Dışarıdaki göt, Brad'in havuz başında olduğunu söyledi.
Нам сказали, что Брэд у бассейна.
O göt lalesi şerifin attığım her adımı izleyeceğini ikimiz de biliyoruz.
Ну мы же оба знаем - этот чёртов маршал следит за каждым моим шагом.
Son raund, Leslie, Göğüs mü göt mü?
Последний раунд, Лесли, это сиськи или задница?
Ee... Ben göt diyeceğim.
Предположу, что задница.
Göt çubuğu!
Шило в заднице!
Bir şey buldun mu?
Nothing. You got something?
Aynen öyle ve Benny yakalanırsa kabağın onun başına patlayacağını biliyordu.
Точно. And he knew that if Benny got caught, it would all come down on Benny, not him.
Çektin mi?
You got him?
Yanlış anladınız.
What? You've got it wrong.
Biz tutmak lazım başımızı dik.
We got to keep our heads straight.
Ben hallederim.
I got it.
Bununla ne ilgisi var Little Bo Peep, onu kaybeden...
Что мне делать с тобой, What's that got to do with you, Маленькой Бо Пип, которая потеряла ее..
♪ When you've got worries ♪
* Когда у тебя много забот *
♪ I got a feeling that's what life's all about ♪
* Я чувствую, что в этом и есть смысл жизни *
- Sakızın bende değil diyorum kaltak!
I ain't got your Fruity Fruit, bitch!
Rehabilitasyondan çıktıktan sonra beni sadece orası işe aldı.
- It's fine. It's the only place that would hire me after I got out of rehab.
Annem çok ama çok küçük olan o kot sırt çantalarından aldı.
Big news. Mom got one of those very, very small denim backpacks.
"Mavi elemanı da unutmayayım." falan diyor.
She's, like, "Oh, I got to grab my blue guy."
Ben hallederim.
I got this.
Bunu kendim halledeceğim.
I got this myself.
- Daha ileri gitmen gerekecek dostum.
- It's got to be bigger than that, man.
- Orasını anladım.
- No, I got that.
Bar Mitsvanın birinde dayak yedim.
- I got beat up at a bar mitzvah.
Gemideki tayfalar hasta oldu Kötü hissettiler
♪ So the mates on the ship got sick, didn't feel good ♪
Önce zayıf düştüler Sonra ağladılar
♪ First they got weak, then they cried ♪
Sonra da hastalanıp öldüler
♪ Finally, they all got scurvy and died... ♪
Ve hep beni yakalardın.
And you... and you always got me.
Hâlâ beni yakaladığın zamanki neşeli çığlıkların kulaklarımda.
I can still hear you laughing and squealing with joy every time you got me.
Tamamdır.
Right. Got it.
Havuç kostümünü giyince bana da verdiler.
Then, when I got into the carrot suit, it worked for me, too.
Tamam. - Ne buldunuz?
Okay, what do we got?
gotham 57
goten 23
götür 56
götüreceğim 23
götveren 16
götür beni 46
götürün 170
götür beni buradan 40
götürün onu buradan 54
götür onu 81
goten 23
götür 56
götüreceğim 23
götveren 16
götür beni 46
götürün 170
götür beni buradan 40
götürün onu buradan 54
götür onu 81
götür şunu 30
götür onu buradan 45
götür onları 29
götürün onları 34
göt herif 122
götürün şunu 60
götürün onu 243
götlek 21
götür onu buradan 45
götür onları 29
götürün onları 34
göt herif 122
götürün şunu 60
götürün onu 243
götlek 21