Konuşma yok перевод на русский
214 параллельный перевод
- Konuşma yok mu?
- То есть никаких речей?
- Konuşma yok.
- Никаких речей.
- Konuşma yok mu?
- Никаких речей?
Tanrı aşkına, konuşma yok.
Ради бога, никаких речей!
- Konuşma yok.
- Молчать.
Sıradan bir konuşma yok. Onun artık bir şeye ihtiyacı yok.
- Ему уже ничего не надо.
Konuşma yok. Cüzdanları içine atın.
Молча кидайте их в сумку.
Ne, konuşma yok mu?
И даже не побеседуем?
- Konuşma yok!
- Никаких разговоров!
- Konuşma yok!
- Опять же, не разговаривать.
- Konuşma yok!
- Не болтать!
- Konuşma yok, Debra.
- Не болтай, Дебра.
Tartışma yok, konuşma yok.
Нет суеты, нет разговоров.
- Konuşma yok artık.
- Хватит трепаться.
- Konuşma yok mu?
Может речь произнесешь? Что?
Konuşma yok, İki kelime yok
Ни сладких речей, Ни комплиментов -
Konuşma yok, sigara yok ve şakalaşmak yok.
Ни разговоров, ни перекуров, ни шуток-прибауток с идущими рядом.
Konuşma yok.
Без разговоров.
Başka konuşma yok.
Больше никаких разговоров.
Bu noktadan sonra, konuşma yok, notlara bakmak yok... istisna yok.
С этого момента никаких разговоров, никаких учебников... никаких исключений.
Hayır, konuşma yok. Kıyafet de yok.
Нет, без речей и без одежды.
Konuşma barın menüsünde yok ama sorabiliriz.
Разговора нет в меню этого бара, но мы можем заказать.
Bos konusma yok.
Никаких хождений кругами.
Beni uyarmana lüzum yok, onun konuşma şekli böyle.
Не надо меня предостерегать, он только говорит так.
Komisyon yok ve ücret yerine bir sürü konuşma duyuyorsun.
Нет процентов, и ты вместо денег получаешь пустые разговоры
- Herhangi fiziksel bir şey yok. - Küfürlü bir konuşma olmuş mu? - Sanmıyorum.
Ну, не физически... – Непристойно выражались?
Bayan Bertholt, davayı mahkeme dışında konuşma özgürlüğüm yok.
Госпожа Бертольт, простите, но я не вправе обсуждать дело за дверями суда.
Nedeni yok, sadece konuşma olsun diye.
Просто так, чтобы поговорить.
Konuşma yapmakta üstüne yok.
Вы очень хорошо толкаете речи, Пармен.
Sanığın konuşma alışkanlıklarının davayla bir ilgisi yok.
Манера речи подсудимого не имеет отношения к делу.
- Konuşma izni yok.
- Ему ещё нельзя разговаривать.
Bak, uzun bir konuşma için zamanım yok, tankeri senin kullanmanı istiyorum.
У меня мало времени. Я хочу, чтобы ты повёл цистерну.
Geordi, şimdi odamda bazı konuşma sesleri duydum ama kimse yok burada.
Джорди, только что у меня в комнате были звуки, похожие на голоса, но здесь больше никого нет.
Geordi, şimdi odamda bazı konuşma sesleri duydum ama kimse yok burada.
Только что у меня в комнате я слышала звуки, похожие на голоса, но здесь больше никого нет.
Görüntülü konusma yok.
Без видео-конференции.
- Konu hakkında konuşma yetkimiz yok.
У нас нет права обсуждать это.
Bu konuyu konuşma özgürlüğüm yok.
- Мне нельзя говорить об этом.
Ben- - ben biliyorum. Biliyorsun Truman, seninle konuşma iznim yok.
я знаю, мне нельзя разговаривать с тобой.
Teksas'la Johnson mu? Bay McDermott, bahsettiğiniz dava yüksek mahkemede bir özgür konuşma davasıydı. O davanın bu davayla bir ilgisi yok.
ла, еимаи упохесг тоу амытатоу дийастгяиоу текеиыс асветг.
Artık konuşma yok.
Отныне в эфире станции будет играть латинская музыка постоянно. Никаких больше разговоров.
Bunu konuşma yetkim yok.
Не вправе его разглашать.
Buna karşılık verecek bir konuşma biçimi yok mu?
Мы собираемся этим заниматься? Вот здесь.
Sakın konuşma. - Dinle. Fazla zaman yok.
У нас не так... много времени.
İnsanda konuşma yeteneği olmasının kötü bir tarafı yok.
В умении складно говорить нет ничего плохого, у Ника оно тоже есть.
Sevginin genelliği hakkında konuşma yetim yok.
Я не способен говорить о любви в общем.
Bu konuşma aslında yok, sen aslında yoksun. Bu durumda sana nasıl kızgın olabilirim ki? Sen ölüsün.
Этого разговора не было, вас не было, так как же я могу на вас сердиться?
- Evliliğim hakkında konuşma hakkınız yok.
- Вы не имеете права говорить так говорить со мной.
Hastalarım hakkında konuşma iznim yok.
Ты же знаешь, что я не обсуждаю дела моих клиентов.
Böyle bir konuşma için şahit bulundurmamıza gerek yok.
Для этого разговора нам не нужны свидетели.
Hapishane konuşma üslubunu yok etmiş.
Тюрьма на тебя плохо влияет.
Özür dilerim Peder, ama burada konuşma hakkınız yok.
Простите, преподобный, но здесь вы не имеете правоспособности.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65