Mesele yok перевод на русский
136 параллельный перевод
Gazete bayilerini dolaşıyordum ve gazete istiyordum. ... bana "The Observer" i uzatırsa, mesele yok. ... bana "The Post" u uzatırsa, yumruğu indiriyordum.
Видите ли, я подходил к различным газетным киоскам и просил газету, если парень давал мне "Обсервер", все было в порядке, но если это был "Пост", я бил его.
Mesele yok, peder. Bay Larrue'ye uygunum demiştim. İyi akşamlar.
Все в порядке, отец, я сказал господинуЛарю, что буду к его услугам.
Eğlendinizse mesele yok.
Главное получить удовольствие.
Ondan hoşlanıyorsan mesele yok. Mutsuz olmasını istemem.
Я просто не хочу, чтобы он был несчастен.
Mesele yok o zaman.
Ну и дерьмо!
Bir mesele yok.
Никаких проблем.
Kiralık bir ordusu olan birini tanıyorsan, mesele yok. Ama benim Kullanıcım o serseriyi kesinlikle yakalamamı istedi. Ya da buradan asla çıkamayacağım.
Если ты знаешь, где можно нанять армию, то прекрасно, но мой Пользователь сказал мне вытащить этого засранца, или мне самому никогда отсюда не выбраться.
Andıç geldiği sürece mesele yok.
Как только получу визитку.
- Sen öyle düşünüyorsan, mesele yok.
- Хорошо, если ты так считаешь.
Mutluysa mesele yok.
Чем бы дитя не тешилось.
Sen beğendiysen mesele yok.
Но - если тебе это поможет, то, понимаешь...
Fotoğrafçı bana sarkmadığı sürece mesele yok ve hiçbir şey vermeden bir şeyler almak istemediği sürece.
Это нормально, если фотограф не клеится и не хочет чего-то даром.
Dert etme, mesele yok.
Ничего. Я об этом и не думаю.
Evet, Belfast'ta olunca mesele yok, değil mi?
Когда это только в Белфасте происходит, ты доволен? Ты заткнул бы ебало!
Aileler sorumluluğu aldıktan sonra bizim için mesele yok.
Когда родители ведут себя ответственно, нас это радует.
Adamı, söylediği kadar seviyorsa, mesele yok.
Если она любит его так, как говорит, Ларри, это не представляет проблемы.
O iğrenç mobilyalarını getirmeyi düşünmediğin sürece mesele yok.
С условием, что ты не возьмешь с собой свою кошмарную мебель.
Yaşadıklarımızı saygıyla analım ve eğer bir kaç ay Haziran'da dönene kadar yalnız kalmak istiyorsanız, mesele yok.
Я хочу быть честным по отношению к тому, что мы имеем, и если вас не интересует... это или что-то еще за эти несколько месяцев с тех пор, как вы вернулись в июне, это...
Mesele yok.
Ладно.
Mesele yok.
Это хорошо.
Bizim altınlarımız olmadığına göre mesele yok demektir, değil mi Denizciğim?
У нас золота нет, так что нам не о чем беспокоиться.
Mesele yok.
Проблемы нет.
Görünüşe göre, ilaçlarını aksatmazsa, mesele yok.
Если она принимает лекарства - она адекватна.
Mesele yok.
Круто.
Mesele yok, değil mi?
Разобрались?
Donunun içinde tutarsan çükünü mesele yok.
Ты держишь член при себе. И все будет хорошо.
Hayır, hayır, acil bir mesele yok.Sadece size iyi dileklerimi sunmaya gelmiştim.
Нет, ничего срочного. - Я просто приехал, чтобы пожелать Вам всего хорошего.
Mesele yok.
Она просто актриса.
Bu kişisel bir mesele, toplumsal fikirlerle ya da politikayla bir ilgisi yok.
Тут вопрос личного характера. Никакой связи с философией социализма или политикой.
Yok, Bay Stephenson. Bakın, zaten mesele, arazimin olmaması.
Нет, Мистер Стивенсон, видите ли, дело в том, что у меня нет никакой собственности.
Mesele şu ki fazla zamanımız yok!
Не о том речь.
- Mesele yok.
- Всё в порядке.
Ağırlık boruları ve uçları oradaysa mesele yok.
Заглянешь в сумку?
Bu mesele çözülünceye kadar hiç birinizin Paris'ten ayrılma izni yok.
Всем вам отныне запрещено уезжать из Парижа, до того как дело начнет проясняться.
Tamamdır, mesele yok.
Ладно, без проблем.
Size hatırlatmama gerek yok sanırım..... bu mesele tüm yönleriyle gizli kalmalıdır. Bir şeyler bulun.
Узнайте, что сможете.
Ama mesele şu ki bu evde hala 3 milyon dolar var... ve seninle benden başka paranın burada olduğunu bilen yok.
Ќо ведь в этом доме лежат $ 3 000 000... и никто кроме нас с тобой даже не подозревает об этом.
Birşey yok, kişisel bir mesele.
Ничего. Личное дело.
V harfi, bu vaziyetin... ... beklenmedik bir şekilde değişmesini anlatıyor... ... ki hala bu mesele hakkında bir sorunum yok bu arada.
"V" это как очень ( Vеry ) удивительно всё для меня что мне нравится, кстати...
Mesele şu, elinizde güzel mal yok ama en güzel yerler sizde.
Дело в том, что у вас лучшая территория, и никакой продукт.
Ama mesele şu ki, elimizde malzeme yok.
Ќо проблема, что у нас должен быть продукт.
Mesele şu ki, böyle bir şey yok.
Штука в том, что инфа на самом деле не инфа.
Mesele etmene gerek yok.
Не принимай это близко к сердцу.
Bu da bir teori diyorum.. Mesele şu ki çok şüpheli bir şekilde ortadan yok oldu.
Но дело в том, что Алма исчезла при очень подозрительных обстоятельствах.
Tamam mesele şu ki, Eski kocam burada ve işlerini karıştırmam için senden daha uygun biri yok.
Здесь присутствует мой бывший, и я хотела бы его вывести из себя, так что просто веди себя так, будто ты меня хочешь, и получи за это 100 баксов.
Hayır, asıl mesele bu değil mi? Daha detaylı bir kitabın yok mu?
У вас нет книги посложнее?
Ama mesele şu ki, bunlarla uğraşacak zamanımız yok.
Только вот спорить об этом нет времени.
George ile o kadar başarılı oldu sandılar ki ondan tam bir çocuk okutucu olurdu ki mesele ile uzaktan yakından alakası yok.
Они посчитали, что она так преуспела с Джорджем что для неё было бы естественным учить детей читать, что полностью теряет какой-либо смысл.
Yok, mesele değil.
Да ничего, все нормально.
Tek mesele, ağrılarından kurtulma olasılıkları yok. - Kötü bir zamanda mı geldik?
Вот только у их боли нет никаких шансов утихнуть.
Mesele şu ki çift danışmanına gitmemin hiç bir yolu yok buradaki baloncu çocuk ile.
Дело в том, что я не за что не пойду на семейную консультацию с этим хомяком Рино.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65