English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ A ] / A heart

A heart Çeviri Türkçe

20,952 parallel translation
Not having a heart attack, but the machine that's pacing his heart is.
Kendisi kalp krizi geçirmiyor ama tempoyu ayarlayan makine geçiriyor.
Just had a heart attack.
Kalp krizi geçirmiş.
Now, there's a heart-warming tableau that Norman Rockwell somehow missed.
İşte bu, Norman Rockwell'in her nasılsa kaçırdığı.. .. kalp ısıtan bir tabloydu.
Or... a heart.
Ya da.. kalbini.
They're a heart attack shaped like a penis.
Penis gibi kalp krizi şeklindeydiler.
No tattooed knave with a heart of gold?
Dövmesiz altın yürekli bir oğlan yok mu?
I have a heart condition, and I don't know if this whole, you know, manual labor and heat thing... it's gonna work for me.
Benim kalbimde sorun var da, bu sıcağın ve el işinin bana iyi geleceğini sanmıyorum.
I don't have a heart when it comes to Frank.
Konu Frank'se vicdansızım.
Dad had a heart attack about six months back.
Babam altı ay kadar önce kalp krizi geçirdi.
Don't make me laugh, because I have a heart condition and it could kill me.
Güldürme beni. Kalp rahatsızlığım var ve gülersem ölebilirim.
The father of the bride. He had a heart attack on this spot.
Gelinin babası burada kalp krizi geçirdi.
Having a heart to heart?
İçini dökmek ister misin?
I am a heart specialist.
- Ben kalp uzmanıyım.
Steve buscemi dies of a heart attack, they scatter his ashes, go back to bowling?
Steve Buscemi kalp krizinden öldü, adamın küllerini döküp bovlinge mi gittiler?
She's, uh, sexy and smart, sophisticated, got a heart of gold...
Seksi, akıllı sofistike altın gibi kalbi olan...
Like a Purple Heart, but you know, pussy.
Purple Heart gibi ama yerine ödülün başka olacak.
Okay, well, the pacing will keep your heart beating, but we need to take a more permanent step.
Tempo ayarlayıcı kalp atışını sağlayacak ama kalıcı bir çözüm bulmamız gerek.
You'll be like a teenager again, by which I mean your heart will be sending texts all the time.
Tekrar delikanlı gibi olacaksın. Yani kalbin sürekli mesaj çekecek.
Listen, I've had a major heart attack.
Bakın, ciddi bir kalp krizi geçirdim.
I've got a serious heart condition.
Ciddi bir kalp rahatsızlığım var.
She had a big, big heart.
Kocaman bir kalbi vardı.
The heart is held in place by tendons thicker than those found in humans, possibly the result of evolution in a stronger gravitational environment.
Kalp insanlarda bulunan tendonlardan daha kalın bir şekilde tutuluyor daha güçlü bir yerçekimi altında bir evrimin sonucu belki.
Well, then, you taught him well, because he came to me and pulled on my heart strings to get me to do something for you, but this time the answer is no.
O zaman Mike'a güzel öğretmişsin. Çünkü benim yanıma geldi ve seni kurtarmak için beni güzel sözlerle kandırmaya çalıştı. Ama bu sefer cevabım hayır.
Then Donna, you're a better woman than I am, because Mike is my heart, and right now I feel like someone is ripping my heart out of my chest, and that someone... that someone's him.
O zaman Donna sen benden daha iyi birisin. Çünkü Mike benim her şeyim, şu an biri kalbimi söküyormuş gibi hissediyorum ve o kişi Mike.
I meant you are innocent in your heart, and now you've chosen to go to a place filled with men who aren't.
Senin kalbin temiz demek istedim. Şimdi de öyle olmayan insanlarla dolu bir yere gitmeyi seçtin.
USMC. Served with distinction in Afghanistan- - a bronze star and a purple heart.
Afganistan'da yaptıklarınızla anılıyorsunuz bir bronz yıldız ve bir de Purple Heart madalyanız var.
At... At heart, she's such a good person.
Özünde... o öyle güzel bir insan.
I'm well aware you have an enlightened attitude when it comes to the hedonic arts, but Marcus is a cautious, conservative man when it comes to affairs of the heart.
İş haz almaya gelince, entelektüel bir davranış sergilediğinin farkındayım ama Marcus gönül işleri konusunda tedbirli ve eski kafalı bir adamdır.
"The heart of a mother is a deep abyss, at the bottom of which you will always find forgiveness."
"Bir annenin yüreği dibinde daima af bulunan derin bir uçurumdur."
He drugged her, hooked her up to an IV, a blood bag, just like any surgeon would doing open heart or intestinal surgery.
Onu uyuşturmuş, ona bir damar yolu açmış, kan torbası takmış, herhangi bir cerrahın açık kalp ya da bağırsak ameliyatında yapacağı gibi.
All I know, Ali, is you've got a secret laying heavy on your heart, and I can help you.
Tek bildiğim Ali, bir sır saklıyorsun kalbinin üzerinde baskı yapıyor ve yardımcı olabilirim.
I think I got a bad heart, too.
Sanırım benim de kalbim kötü.
A ghost? Now, if I were a ghost would my heart be pounding like it is?
- Hayalet olsaydım kalbim böyle atar mıydı?
I follow him to Washington, being right in the heart of it, right in the thick of it at Langley.
Peşinden Washington'a gideceğim, olayın tam merkezinde olacağım. Langley'nin tam göbeğinde.
- But you've got the heart of a champion.
Ama bir şampiyon kalbin var.
Next time, BoJack? Do a girl a favor, don't break her heart by inches.
Bir dahakine bana bir iyilik yap, kalbimi yavaş yavaş kırma.
Your heart is tender, so you protect it from people, but sometimes you open up a wall and it's incredible.
Yumuşak kalplisin, bu yüzden onu insanlardan koruyorsun ama bir pencere açıyorsun ve bu inanılmaz.
Did a girl break your heart?
Bir kız kalbini mi kırdı?
It's been a while since we've done our "total eclipse of the heart" duet.
Uzun zamandır "Kalp tutulması" şarkısında düet yapmadık.
This is a fetal heart-rate monitor, and that's a to-co to watch her contractions.
Bu fetal kalp atışı monitörü. Bu da kasılmaları izlemek için.
Well, Mrs. Donaldson, I'm happy to announce that you have the heart of a much younger woman.
Çok daha genç bir kadınınki kadar güçlü bir kalbiniz var Bayan Donaldson.
You have a hole in your heart.
Kalbinde delik var.
Deshawn, we were able to fix your heart by pushing a small tube up through your leg.
Deshawn, bacağından soktuğumuz küçük bir tüple kalbini onarmayı başardık.
Yes, I suppose what this calls for is a personal apology straight from my heart.
Evet, sanırım tüm bunlar yürekten gelen kişisel bir özür anlamına geliyor.
♪'Cause I'm a "comer" ♪ ♪ I simply got to march ♪ ♪ My heart's a drummer ♪
d Çünkü ben geliyorum d d Sadece yürüyüş var d d Kalbim sanki bir davul d d Hiçkimse, hayır d d Hiçkimse d d Yağmur getşremez d d Benim törenime... d
Maybe Happy's heart stopped for a bit.
- Happy'nin kalbi bir süre durmuş olabilir.
Her heart's a little weak, but the babies appear to be totally fine.
Kalbi biraz zayıf düşmüş ama bebekler çok iyi görünüyor.
Giving Julian the satisfaction of ripping my heart out would have been a mistake.
Julian'a kalbimi sökme zevkini yaşatmak bir hata olurdu.
It takes a real man to let god in his heart.
Tanrı'yı yüreğinde hissetmek için gerçek bir adam olman gerekir.
Yeah, my heart's still racing from chasing after a zig-zagging missile.
Evet, kalbim hala zikzaklar çizip bir füzenin peşinde gidiyor.
- Huh. - A queen who is reduced to playacting for someone else's servant to convince him that she's lost her foolish heart to a spy and a fraud.
Başka birisinin hizmetçisine bir casusa ve aptalca gönlünü kaptırdığı rolüne ikna etmeye indirgenmiş bir kraliçe.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]