A lot has happened Çeviri Türkçe
114 parallel translation
- Yeah? A lot has happened, especially in Murdoch.
Bir sürü şey oldu, özellikle Murdoch'ta.
How we used to roast chestnuts round the other fire and what a lot has happened since.
Ateşte kestane kızarttığımız günleri ve o zamandan beri ne çok şey olduğunu.
A lot has happened since then.
Ondan sonra çok şey oldu.
A lot has happened today, but I've learned one thing from listening to you.
Bugün çok şey oldu ama sizi dinledikten sonra bir şey öğrendim.
Six years isn't long, yet a lot has happened.
Yaşadıklarımızdan sonra, altı yıl o kadar da uzun bir süre değil.
A lot has happened since you left.
Sen gideli çok şey yaşandı.
A lot has happened since I said those things, Phil.
Böyle söylediğimden beri bir sürü şey oldu Phil.
Yeah, well, a lot has happened, period.
İyi tamam çok şey olduğu belli.
I guess you know a lot has happened here.
Burada pek çok şey olduğunun farkındasın sanırım.
A lot has happened, Johnny.
Çok şey oldu, Johnny.
A lot has happened in the Sun Moon Sect lately.
güneş ay tarikatına çok fazla katılım oldu.
It was long ago and a lot has happened in between.
Uzun zaman önceydi ve arada çok şey oldu.
A lot has happened here.
Burada çok şey oldu.
A lot has happened since the last time we met here.
Son buluşmamızdan bu yana çok büyük gelişmeler oldu.
But a lot has happened to me in the last few days... on the emotional roller coaster which I laughingly call my life.
Ama bu oldukça komik şekilde "Duygusal eğlence treni",... dediğim hayatımda son zamanlarda o kadar çok şey oldu ki.
A lot has happened... since you left, Captain.
Siz ayrıldığınızdan beri çok şey değişti Kaptan.
But, in the last four years, a lot has happened.
Ama, son dört yılda, çok şey oldu.
A lot has happened since you left.
Sen gittikten sonra hayatımda çok şey oldu.
Quite a lot has happened since I moved.
Taşındığımidan beri bir sürü şey oldu.
A lot has happened to me in the past year and a half.
Son bir buçuk yılda çok şey yaşadım.
Well, sir a lot has happened to the landscape of the suburban high school since I was a student and I feel it would be a valuable... perhaps even enlightening endeavor, to chronicle the changes... to get intimate with the realities kids and parents face in American schools today.
Bayım şey bayım benim lise dönemimden beri birçok şey değişti.. banliyö liselerinin görünümünde ve ben bu filmin çok değerli olacağını düşünüyorum bu anlamda. ... film, bu değişimlere ışık tutacak ve sıralayacak bugün amerikan okullarında okuyan çocukların ve ailelerin... gerçeklerle yüzleşmeleri sağlayacak...
A lot has happened to me today, and with the bomb in LA,
Bugün başıma çok şey geldi, ve LA'taki bu bomba,
A lot has happened.
Bir sürü şey oldu.
A lot has happened in my life, Paul.
Çok şey yaşadım, Paul.
- Connie, I know a lot has happened.
- Connie, çok şey oldu biliyorum.
I mean, a lot has happened since i said that.
Bunu söylediğimden beri çok şey oldu.
A lot has happened in this war before you got to it.
Sen gelmeden önce de bu savaşta çok şeyler yaşandı.
A lot has happened.
Çok zaman oldu.
A lot has happened.
Çok şey yaşadık.
It's been a while since I last wrote because a lot has happened to me.
Uzun zamandır yazamadım çünkü başımdan çok şey geçti.
A lot has happened since then.
O zamandan beri çok şey değişti.
Well, a lot has happened.
Çok şey oldu.
A lot has happened.
Daha neler neler oldu.
A lot of things has happened, I feel tired.
O kadar çok şey yaşadım ki, kendimi tükenmiş hissediyorum.
A lot has happened that you don't know about.
Bilmediğin daha çok şey var.
It helps me a lot after what has happened.
Olanlardan sonra bana çok yardımcı oluyor.
I haven't learned that because if I had learned that I'd have learned a lot more as well and what has happened would not have happened.
Öğrenemedim,... çünkü öğrenmiş olsaydım bunun yanında başka şeyler de öğrenmiş olacaktım ve yaşananlar yaşanmamış olacaktı.
Now, you have, like, since the country-western thing has happened, you got all these people with the cowboy hats and a buckle and... they just drink a lot of beer.
Bu aralar, kırsal Western muhabbeti moda. Kovboy şapkalı ve kemerli tipler var. Bunlar biraya düşkündür.
Seems that it has happened to a lot of women and they all say that it's fantastic.
Başına böyle birşey gelen birsürü kadın var ve onlar harika olduğunu söylüyorlar.
A lot of bad shit has happened.
Birçok kötü bokluk oldu.
That hasn't happened a lot lately, has it?
Üstelik bu son zamanlarda pek olmadı değil mi? - Evet. Her geceyi bedavaya getirmeye kalkma.
And, I know that's happened quickly, but it has, and it means a lot to me, so I'm going to say this and then deny it if it ever gets out.
Ve bunun çabuk geliştiğini biliyorum. Ama, bunun benim için anlamı çok büyük. Ve sana bunu söyleyeceğim ve eğer sana uymuyorsa, reddet.
It's just that I happened to notice that she has a lot of pills and medicine.
Aslında şey için soruyorum pek çok ilaç içtiğini fark ettim.
We have brought in a guy all the way from England... where a lot of excellent television has happened.
Ta İngiltere'den, çok büyük televizyon olaylarının olduğu yerden birini getirttik.
Now, I know a lot of stuff has happened, but we all agreed we were gonna put all that behind us and just move on, okay?
Ama hepimiz, bunu arkamızda bırakıp hayatımıza devam etmek konusunda hemfikiriz. Tamam mı?
A lot has happened, actually.
Çok şey oldu aslında.
I think what happened to him that day has a lot to do with what's going on now.
Ona o gün olan şeyin bugünkü vakalarla çok ilgisi olduğunu düşünüyorum.
A lot of stuff has happened between me and Nick.
Nick'le aramda çok şey oldu.
And I'm a person that... That a lot of bad stuff has happened to in the past.
Geçimişinde başına çok çok kötü şeyler gelmiş bir insanım.
A lot has happened, Kurt.
Çok şeyler geldi geçti, Kurt.
I have collected a lot of information, about current cases, recording what has really happened.
Biraz bilgi topladım. Bu kayıttakilerin hepsi gerçekten olmuştur.
a lot 1589
a lot of people 80
a lot of things 80
a lot of work 19
a lot of money 87
a lot of times 55
a lot better 53
a lot more 90
a lot of fun 24
a lot of 45
a lot of people 80
a lot of things 80
a lot of work 19
a lot of money 87
a lot of times 55
a lot better 53
a lot more 90
a lot of fun 24
a lot of 45