A lot of fun Çeviri Türkçe
1,437 parallel translation
Marcus has a lot of fun.
- Marcus çok eğleniyor.
It was a lot of fun, but it took a long time.
BU çok eğlenceliydi ama, çok zamanımı aldı.
Big smiles everyone! You beat the bad guy. What a lot of fun
- Senin tarafından olaya bakmaya çalışıyorum, Buff ama sanırım biraz solumda kalıyor ki, bir şey göremiyorum.
She's a lot of fun.
Çok eğlencelidir.
Well, you must be having a lot of fun on your business trip.
Çok eğlenceli bir iş gezisinde olmalısın.
Danny and I were playing in the apartment. We had a lot of fun, right?
Danny'yle evde de oynadık ve çok eğlendik, değil mi?
Ah. That sound like a lot of fun.
Bak, bu eğlenceli olabilir.
Well, that must be a lot of fun for you.
Çok eğlenmiş olmalısınız.
Haley, I've had a lot of fun with you lately.
Haley, seninle son zamanlarda oldukça fazla eğlendik.
I had a lot of fun tonight.
Bu gece çok eğlendim.
- Come on, it'll be a lot of fun.
Hadi ama, çok eğlenceli olacak, Billy.
We laugh, sometimes we cry, but goddamn, it's a lot of fun, you know?
Gülüyoruz, bazen ağlıyoruz ama çok eğlenceli, anladın mı?
He's a lot of fun if you don't take him too seriously.
Onu çok ciddiye almazsan, çok eğlenceli.
I'm having a lot of fun, Donna.
Çok eğleniyorum, donna.
You and I, we'd have a lot of fun together.
Sen ve ben çok eğlenebilirdik.
There's a lot of fun to be had.
En önemli kişisi olarak eğleniyorsundur.
He works very hard, he has a lot of fun with you guys, and we're lucky to have him.
Çok çalışıyor, sizinle çok eğleniyor. Böyle bir babanız olduğu için şanslısınız.
He's a little clumsy and perverted, but he's a lot of fun.
Biraz hantal ve sapık ama çok da eğlenceli birisidir.
I had a lot of fun too.
Ben de çok eğlendim.
80 kilometers further, I had a lot of fun with little Philip Zöllner.
80 km ileride, küçük Philip Zöllner'le çok eğlendim.
Get down on this table and I can see if I can stay on you till the buzzer sounds. I hope you're having a lot of fun, Chris,'cause soon as I get one arm free, I'm gonna kick your sorry ass. Ugh!
Şu masaya bir domal da, sinyal verene kadar üzerinde kalabilecek miyim bir bakalım.
Thanks, Dad, that was a lot of fun.
Sağ ol baba, çok eğlenceliydi.
- Yeah, it should be a lot of fun.
- Evet. Çok eğlenceli olacak.
You guys are a lot of fun.
Siz çok eğlencelisiniz.
He's a lot of fun.
O çok eğlencelidir.
It's a lot of fun.
Çok eğlencelidir.
I'm having a lot of fun.
Çok eğleniyorum.
Sounds like Charlie's a lot of fun.
Charlie çok eğlenceli birine benziyor.
It's great to be here and, uh, gonna have a lot of fun tonight.
Bu gece çok eğleneceğiz.
- It's a lot of fun.
- Gayet eğlenceli.
Okay, parents. Next week's the toddler's swim meet. It's gonna be a lot of fun!
Tamam, veliler, haftaya yürümeye yeni başlayanların yüzme ile tanışmaları var.
I'm a lot of fun at parties.
Partilerde çok neşeliyimdir.
She had a lot of fun.
Çok eğlendi.
Sounds like a lot of fun.
Kulağa eğlenceli geliyor.
I have a lot of fun here.
Burada çok eğleniyorum.
Anyway, I think we're gonna have a lot of fun.
Her neyse, bence çok eğleneceğiz.
The championship game's gonna be a lot of fun.
Şampiyonluk maçı çok eğlenceli olacak.
These blocks must be a lot of fun to keep you playing all by yourself.
Bu küplerin hepsiyle tek başına oynamak eğlenceli olmalı.
I'm a lot of fun and have a good life going.
Çok eğlenceliyimdir ve güzel de bir hayatım var.
- We used to have a lot of fun together.
- Güzel günlerimiz oldu.
You are having a lot of fun, right?
Çok eğleniyorsun, değil mi?
- It will be a lot of fun then... because I have the same habit!
- Bu çok eğlenceli olacak... çünkü benim de aynı alışkanlığım var.
It's a lot of fun.
Çok eğlenceli.
That was a lot of fun.
Çok eğlenceliydi..
Oh, you're gonna have a lot of fun with a channel like that!
Böyle bir kanalla çok eğlenirsiniz!
I had a lot of fun, great fun, really
Çok eğlendim, süperdi, gerçekten.
It's going to be a lot of fun.
Çok eğlenceli olacak.
Oh, I think this is gonna be a lot of fun.
Oh, bu çok eğlenceli olacak düşünüyorum.
Now, there are a lot of activities that you can engage in... without having sex that are both fun and safe.
Cinsel ilişkiye girmeden de yapılabilecek güvenli ve eğlenceli bir takım faaliyetler vardır.
I could make a whole lot of fun out of you.
Tipin o kadar müsait ki, istesem seni şuracıkta itin götüne sokarım.
I'm not trying to make fun of you but the clothes you wear they're all brand names. There's a lot at Pratunam.
Senle dalga geçmek istemiyorum ama senin giydiğin bu marka kıyafetler var ya onlardan pazarda bir sürü var.