All around us Çeviri Türkçe
914 parallel translation
" There are spirits... They are all around us...
Ruhlar heryerde... bizi çevreliyorlar
They're all around us, on both sides of the river!
Irmağın iki yakasından da etrafımızı sarmışlar.
But in spite of the lovely scenery all around us, it was clear to me that never for one instant did Sherlock Holmes forget the shadow that lay across him.
Ama etrafımızdaki bütün bu doğal güzelliklere rağmen Sherlock Holmes bir an bile üzerinde dolaşan bu kara gölgeyi unutmamıştı.
Are they all around us?
Dumandan göremiyorum.
Barbarina, there's an electric storm playing all around us... frightening the animals and your chickens.
Barbarina, her tarafta fırtınalar kopuyor... hayvanları ve senin tavukları korkutuyor.
The Japs must be all around us.
Her tarafımız Japon kaynıyor olmalı.
All around, they were all around us.
Her yandan bizi çevirdiler.
One moment they were all around us, and we were drowning in Indians.
bizim yanımızda oldukları bi dakikada kızılderelileri boğuluyorduk
With Indians all around us?
Etrafımızdaki Kızılderililerle mi?
Look at life all around us!
Bizi çevreleyen hayata bir bak!
They could be all around us and I wouldn't know it!
- Yanımızda bile olsalar, bunu bilemeyebiliriz!
Death is all around us!
Ölüm dört yanımızda!
The Japanese were raiding islands all around us... and conscripting the natives... and making prisoners of the Europeans.
Japonlar etrafımızdaki adaları yağmalıyor ve.. .. yerlileri askere alıyorlar.. .. ve Avrupalıları esir alıyorlardı.
He died just the same, though. They must be all around us and listening right now.
Bizi kuşatmış olmalılar, şimdi bizi dinliyorlardır.
You bet your boots it is, son, it's all around us.
Hem de nasıl, dört bir yanımızda.
Take my word for it, right here, all around us there's a whole community of them.
Sözüme güvenin, hemen burada, etrafımızda... bir cadı topluluğu var.
As you see, this lovely city all around us is Paris.
Gördüğünüz gibi ; etrafımızdaki bu güzel şehir, Paris.
On the contrary, I think it's beautiful, but with the Germans all around us...
Tam tersi, bence çok güzel, ama etrafımızda bunca Alman varken...
- There's Krauts all around us.
- O kadar derin olamaz.
It was necessary to link up with the masses, but sleep was all around us.
Kitlelerle bağlantı kurmak gerekliydi fakat etrafımızı bir uyku kaplamıştı.
In unfriendly place which made us sad. Sort of melancholic atmosphere was all around us.
Dost canlısı olmayan, bu hüzünlü topraklarda etrafımız tamamen hüzünlü bir atmosferle çevrilmişti.
It's all around us!
Her yer gümbürdüyor!
- All around us.
- Her tarafımızdalar.
There are too many windows all around us.
Etrafta çok fazla pencere var.
It's all around us.
Etrafımızı sardı.
Fire's all around us.
Etrafımız sarılı.
And here, despite the fire which rages all around us, everything has been pushed into the background except for the two lives which are at stake :
Yangın olanca şiddetiyle sürüyor. Ancak, bunu bastıran bir gelişme oldu : İki kişinin hayatı tehlikede gibi.
Oh yes. Nothing but death all around us!
Etrafımızda ölüden başka birşey yok!
There's evidence of it all around us.
Çevremizde olup biten her şey bunu ispatlıyor.
The Zarbi are all around us.
Zarbiler etrafımızı sardı.
And we now know that this ocean floor and all these rocks everywhere around us here are 3.5 billion years old.
Ve bu okyanus dibiyle, burada her yerde bulunan tüm bu kayaların 3.5 milyar yaşında olduğunu biliyoruz.
When all things around us operate
Etrafımızdaki her şey işlediğinde
He and I and all of us around here —
O, ben ve buralardaki herkes -
It'll save a lot of trouble all around if you'll cooperate with us.
Bizimle işbirligi yaparsan hepimiz için daha iyi olur.
All of us is somehow lonesome and we know he'll not be lonesome, do he have wild things around him.
Nasılsa hepimiz yalnızız ve biz biliyoruz ki o yalnız olmayacak, vahşi hayvanlar onun etrafında saracak.
It's gonna be a lot easier all around if you just tell us the whole story.
Bize tüm hikayeyi anlatırsan her şey çok daha kolay olur.
All we do is lie around till the fog lifts... so the air corps can come out and win the war for us.
Tek yapacağımız, sis dağılana kadar saklanmak... böylece, hava birlikleri gelip savaşı bizim için kazanacak.
You've been teasing and horsing us around all night, Walz.
Bütün gece bizimle kedi fare oyunu oynayıp durdun Walz.
Right away, there was about 30 of us, all around with guns, looking for her.
Akabinde yaklaşık 30 kişimiz silahlarımızı kuşanıp etrafta kızı aradık.
Letting him step all over us, ordering us around.
Bizi hiçe sayıp emirler yağdırıyorlar.
Laid around us, all for you
Etrafımızda uzanıyor, senin için
Gosh, with all this raw talent around, why can't us kids get together... and put on ourselves a show?
Hayret, ortalıkta bu kadar yetenek varken, neden bir araya gelip de kendimiz bir şov hazırlayamıyoruz?
Ryker's war-party's been around to see all of us.
Ryker savaş eğlencesine hepimizi kattı.
First our town... then all the towns around us.
Önce bizim kasaba, sonra da civardaki tüm kasabalar.
See. if you know something might happen to her if you try to play it too smart. then maybe you'll take us right to the money instead of leading us all around the hills for days and days.
Bak, Ona birşey olmasını istemiyorsan Bize oyun oynamadan, doğruca paraların olduğu yere götüreceksin günlerce tepelerde oradan oraya boşuna dolaştırmadan.
I'll bet that's why you dragged him around with us all this time!
Eminim, bunca zaman onu yanımızda bu yüzden sürükledin!
We can start early on Tuesday morning and we'll make the Mexican border in three days, and that'll be the end of all those mysterious agents following us around.
Üç günde Meksika sınırına varırız ve... bu da bizi izleyen gizli ajanların sonu olur.
His wife died, so he stopped coming around. It was a great loss to all of us.
Hepimiz için büyük kayıp oldu.
While we're all lying around here near dead they had us holding up the Grand Prairie National Bank.
Biz burada yarı ölü yatar vaziyetteyken... Grand Prairie Ulusal Bankası'nı bize soydurdular.
That's the kid that was around with us all night.
Tüm gece bizimle birlikte dolaşan çocuk.
Works out all the way around, Bill. For all of us.
Öyle de olsa, böyle de olsa, sonuç hep bizim lehimize olur.
all around the world 22
all around 46
used 73
usagi 51
usually 803
usher 82
usual 64
using 28
user 29
useless 232
all around 46
used 73
usagi 51
usually 803
usher 82
usual 64
using 28
user 29
useless 232
uschi 33
usopp 23
useful 59
ushna 19
use your brain 33
use it 260
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
usopp 23
useful 59
ushna 19
use your brain 33
use it 260
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
used to be 136
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
used to be 136