All i heard was Çeviri Türkçe
311 parallel translation
All I heard was the rain falling harder, and harder.
Tek duyduğum yağmurdu giderek daha hızlı ve daha hızlı yağan yağmur.
All I heard was that the Duchess had a siege of rheumatism. She's 83, you know.
Duyduğum tek şey, Düşes'in romatizması varmış. 83 yaşında olduğunu biliyorsun.
All I heard was a horrible voice coming out of the fog.
Tek duyduğum sisin içinden gelen o korkunç ses.
All I heard was that he was talkin'about some investigation.
Tek duyduğum bir tür soruşturmadan bahsettikleriydi.
Radio in the truck... All I heard was trash talk. Same as always.
Kamyonetteki radyoda... saçma sapan konuşuyorlardı.
All I heard was you clipped Bobby.
Herkes Bobby'i öldürmenden konuşuyor.
All I heard was her cry.
Tek duyduğum ağlayışıydı.
All I heard was the sound of my own breathing through the oxygen mask.
Tüm duyduğum, oksijen maskesinin içindeki kendi nefesimin sesiydi.
For six months before Carol and I split up all I heard was, " My friend Susan is so smart.
Carol'la ayrılmadan altı ay önce tek duyduğum "Arkadaşım Susan çok zeki."
The rumors of the relationship between you two were all over the place and everyone was talking about you two. So, I'll just relay the stories that I've heard from others.
İnsanların orada burada konuştuğunu görüp duyduğum dedikoduları sana anlatacağım.
They were laughing so hard that all I heard them say... was that she had broken her engagement with him.
Öyle gürültülü gülüyorlardı ki tek duyduğum Margaret'ın nişanı bozduğu oldu.
I heard a guy say to Dave's girl that there was no use of her acting so funny, and they might as well all get soused.
Adamın birini, Dave'in kıza boşuna tuhaf davranmamasını söylerken gördüm sonunda hiçbiri ayakta kalamayabilirmiş de ondan.
Here I go over to Sereny Harper with all that rubbish about that dream, and, lo and behold, she found out from Joe you was over here and heard all the talk we had that night!
Kalkıp, bütün o aptalca rüya için Sereny Harper'e gidiyorum ve farkına varıyorum ki, Bayan Harper, Joe'dan senin o gece burada olduğunu ve bizim bütün konuşmalarımızı duyduğunu öğrenmiş!
In case you haven't heard, I lost all my money and it was plenty.
Belki duymamışsınızdır. Bütün paramı kaybettim. Hem de bayağı.
But what that purpose was i did not know until a few days later, when all bulgaria heard of it.
Ama bu amacın ne olduğunu bilmiyordum. Bir iki gün sonra bütün Bulgaristan'la birlikte öğrendim.
All I know is, when I was a kid... my mum heard about this mine her father was supposed to have found.
Tek bildiğim, ben çocukken... annem, babasının bulduğu söylenen bu madeni işitmişti.
It was all jumbled up, but I heard one word real plain.
Karmakarışıktı, ama bir kelimeyi açıkça duydum.
I heard all the noise, and I was...
Gürültüleri duydum da...
All I heard is O'Mara found out it was Jed who killed his folks.
O'Mara babası ile kardeşini Jed'in öldürdüğünü öğrenmiş.
All I ever heard about was Arthur - how well he was doing, what good reports you had.
Arthur hakkında duyduğum her şey ne kadar iyi olduğu ve senin onun hakkındaki iyi izlenimlerinle ilgiliydi.
I heard his voice, that was all.
Onun sesini duydum, o kadar.
I don't know I had everything all packed, then Carlos yelled the stage was ready and I heard somebody saying they weren't going.
Bilmiyorum... Her şeyimi toplamıştım, sonra Carlos arabanın hazır olduğunu söyledi. Birinin gitmeyeceğini söylediğini duydum.
I was at the DAR and heard all about it.
Öğleden sonra DAR'daydım ve her şeyi duydum.
When I heard he was here, I hitchhiked all the way.
Burada olduğunu öğrendiğimde, otostop yaptım. İşte böyle.
All I ever heard was how much I ate and how much it cost to buy me shoes.
Ne kadar fazla yediğimi, bana ayakkabı almanın ne kadar masraflı olduğunu anlatır dururlardı.
I heard it was all her idea.
Duyduğuma göre hepsi onun fikriymiş.
Last I heard, I was all of it.
En son sadece ben kaldım.
out of those round, brown straw mats that the teapot goes on, because in all probability, I'm still talking and what you heard was a pause.
Çünkü büyük ihtimalle ben hala konuşuyorumdur ve sizin duyduğunuz sadece estir.
What was all that hollering about gold I heard?
Altın diye ne bağrışıp duruyordunuz?
It's all I ever heard was Indian legends and stories...
Tüm bunları Kızılderili hikâyelerinden duydum.
I heard she was going with all them guys.
Ne? Ben bütün hepsiyle düşüp kalktığını duydum.
It was nice to meet you after all I heard about you.
Hakkınızda duyduğum onca şeyden sonra, sizinle tanışmak güzeldi.
All that time when I was in the joint, never heard from you.
Batakhanede ki bütün o süre içinde senden hiç haber almadım.
But I was sure of it when I heard Peter on the phone with his daughter... and he started to speak with a strange voice, telling her all about how the - how the world is unfair and -
Ama Peter ve kızını telefonda duyduktan sonra emin oldum... ve o garip sesle konuşmaya başladı Ona dünyanın ne kadar - ne kadar acımasız olduğunu ve -
It was darkest night, no lights, you saw nothing. All the houses were in ruins, and I heard only one voice.
Gece karanlıktı, ışık yoktu, bir şey göremiyormuştunuz.
Well, from the first moment I heard you were in New York... all that mattered to me was finding'you. You can't be happy here.
New York'ta olduğunu öğrendiğim anda önemli olan tek şey seni bulmak oldu.
I was back deep in the forest, when all of a sudden I heard them.
Ormanın derinliklerindeydim, Birden bire onların sesini duydum.
I heard you caught that guy who was robbing all them 7-Elevens.
7-Eleven'leri soyan adamı yakalamışsınız.
All I know was there was some lady in a tub, and she heard a noise.
Bir kadın küvetteymiş ve bir ses duymuş.
That's all i heard when i was growing up.
Büyürken sürekli bunu duydum.
Now, I'm sure all of you have heard the rumors... that a batch of Duff was contaminated with strychnine.
Hepinizin söylentileri duyduğunuza eminim. şu Duff grubunun zehirli bitkisel alkoloitle kirlendiği söylentilerini.
While I was growing up all I heard from my mother was :
Çocukken annemden tek duyduğum şey :
Yeah, I heard y'all niggers was hiring'.
Evet, Zencilerin kiralandığını duydum.
When I heard that Laius was killed at the crossing... I was overcome by the fear that the boy had returned... despite all life's obstacles... to fulfill the order of the dream.
Laius'nun geçitte öldürüldüğünü duyduğumda hayatın tüm engellerine rağmen rüyayı gerçekleştirmek için çocuğun geri döndüğü korkusu beni mahvetti.
'He stayed up all night from what I heard,'and in the morning he spoke to African groups who'd come to see him,'and they more than revered him, he was a god.
Duyduğuma göre bütün gece uyumadı ve sabah onu görmeye gelen Afrikalı gruplarla konuştu ve ona tapıyorlardı, o bir Tanrı'ydı.
All you did was name-call. I heard you.
Hep küfür kullandınız.
We thought that all that was needed was a show of force. Then I heard a machine gun open fire and the screams of a man who was wounded or dying. Then I realized that things were going to get serious. "
Güç gösterisinin yeterli olacağını sanıyorduk ki makineli tüfekle açılan ateşi işittim ve yaralı veya ölmekte olan bir adamın çığlıklarını duydum sonra anladım ki işler ciddileşecekti. "
- The classic one of all time. - I heard it was a cat. - The classic one of all time.
Tüm zamanların en klasiğidir bu.
All she heard was that I was in love with someone and when she asked who,
Sadece birine âşık olduğumu duymuş. İsim duymamış.
All I heard for four years through college was...
Kolejde dört sene boyunca tek duyduğum ses :
Once I heard y'all was interested, I figured we'd best leave it to the experts.
Sizin böyle işlerle ilgilendiğinizi duyduğumda işi uzmanlara bırakmanın daha doğru olduğunu düşündüm.
all in good time 135
all is bright 16
all i know is 350
all in all 173
all is lost 36
all in order 16
all is well 128
all in due time 19
all in a day's work 35
all i ever wanted 16
all is bright 16
all i know is 350
all in all 173
all is lost 36
all in order 16
all is well 128
all in due time 19
all in a day's work 35
all i ever wanted 16
all i'm saying is 353
all in favor 76
all is calm 29
all i need 22
all i'm saying 76
all i want 30
all i ask 19
all is good 22
all i can say 16
all i know 78
all in favor 76
all is calm 29
all i need 22
all i'm saying 76
all i want 30
all i ask 19
all is good 22
all i can say 16
all i know 78