And he said yes Çeviri Türkçe
261 parallel translation
I asked the man if he wanted to come to dinner, and he said yes.
Adama yemeğe gelmek ister misin dedim... -... o da evet dedi.
And he said yes, you should.
Ve o da evet dedi, dönmeni söyledi.
I just asked the man... if the work was his, and he said yes.
Adama ödevlerinin onun olup olmadığını sordum ve o da evet dedi.
I asked him is there anybody else, and he said yes.
Başka biri olup olmadığını sordum, bana var dedi.
I asked if that had happened to him and he said yes.
Gerçekten kaybedip etmeğini sordum o da ettim dedi.
And he said yes.
O da evet dedi.
He said yes and I explained he'd saved my life on Aug. 17th, 1914... by toting me on his back.
O da evet dedi. Ben de ona 17 Ağustos 1914'te beni sırtında taşıyarak hayatımı kurtardığını söyledim.
That's why I asked him if you could come home, and he said, "Yes."
Bu yüzden ona senin eve gelip gelemeyeceğini sordum ve "evet" dedi.
Yes, he said I should go and see my wife and thank you on his behalf for making you the artist I am today
Evet, dedi ki gidip karımı görmeli ve bugünkü aktörlüğüme kavuşturduğun için onun adına sana teşekkür etmeliymişim.
He proposed to me there and I said yes.
Bana evlenme teklif etmişti, ben de evet demiştim.
And he said, "Yes, you should," and sent me in the carriage to bring you, and you're never to come back here anymore, and you're never to be lonely again.
İzin verdi ve seni almam için beni yolladı ve tekrar buraya dönmek zorunda değilsin ve tekrar yalnız kalmayacaksın.
He'd asked personally and Maria said yes
Bizzat kendisi rica etmiş, Maria'da evet demişti.
Starbuck asked if he could spend the night in the tack room and I said yes.
Starbuck, gece eşya deposunda kalabilir miyim diye sordu, evet dedim.
And he said, "Yes, I'll go turn myself in to Mr. Lemon."
Sonra "Evet, gidip Bay Lemon'a teslim olayım" dedi.
- Yes, ma'am. I was standing right over here when you said it, and I was standing right out there on those front steps when he walked up the horse, grabbed a hunk of mane,
- Evet hanımefendi bunu söylediğinizde tam şurada duruyordum ben oradayken atına doğru yöneldi, bende şuraya bir kaç adım ileriye geçtim.
He said, "Yes. They're on their way, and no one can bring them back."
"Evet, hedeflerine doğru yoldalar ve kimse onları geri çeviremez" demiş.
Yes, Tegana said'I serve Noghai, and he will conquer the world.'Ping-Cho heard it as well.
Evet, Tegana "Noghai'ye hizmet ediyorum ve o dünyayı yönetecek." dedi. Bunu Ping-Cho da duydu.
Yes, Father. He said, "Go and sin no more."
"Git ve bir daha günah işleme." demişti.
He asked me to take over his lessons at school and I said yes.
Derslerini devralmamı istedi ben de kabul ettim.
he said. And I said yes, because it was so special.
"Evet." dedim çünkü o öyle özeldi ki...
"Yes, sir," he said... and I slipped into unconsciousness.
"Evet, komutanım," dedi... ve ben bilincimi kaybettim.
Oh, yes, he's real - he took me into a little room and we had a long chat, but I don't think he paid very much attention... to anything I said.
Evet, kendisi gerçek biri. ... beni küçük bir odaya aldı ve uzun uzun konuştuk ama söylediklerimi çok da önemsediğini sanmıyorum.
"Yes," he said carelessly and reddened.
Boş bulunup, evet dedi ve yüzü kızardı.
And he said, "Oh, I saw you at a dance," he said, "in South Hampton." - I said, "You did?" He said, "Yes."
O da bana, "Seni South Hampton'daki dansta gördüm." dedi. "Öyle mi?" dedim, "Evet." dedi.
And I'll bet they asked him again, and I'll bet that he said yes.
Eminim bir kez daha sormuşlardır ve eminim o da "evet" demiştir.
Yes, and he agreed He even said after obeisance to ancestors tomorrow... he'll see us off
Elbette, ve kabul etti hatta yarın ayrılırken,... bizi uğurlamaya gelecek
I just thought of the time I went to the supermarket and asked him for some paté de foie gras... and he said,'Yes, yes, we have cans of paté
- Bir keresinde süpermarkete gidip adamdan kaz ciğeri ezmesi istemiştim ve o da bana'Tamam, tamam, bir sürü ciğer ezmemiz var'demişti.
I said, "Yes?" He said, "Yes, and whatever happens is a beehive."
"Ee?" dedim, "İşte orada ne olursa, o Arı Kovanı'dır" dedi.
And I said, "Oh, yes." And he said, "Why do you think they don't leave?"
"Evet" dedim, "Neden gitmediklerini biliyor musun?" dedi.
He said, "Yes." And Lenin said, "An American American?"
"Evet" deyince de "Bildiğimiz Amerikalı mı?" dedi.
And he said, "Yes."
Bana "evet" dedi.
Yes, and he said I should ask for Nicodemus.
Evet, ve bana Nicodemusu bulmamı söyledi.
- -Yes, he thinks so. He broke all the boards just now and he said he'd quit the job.
tüm kuralları yıktı... ve ödevine karşı geldi!
He said, yes, he understood... and he confessed to the killings.
Anladığını söyledi ve cinayetleri itiraf etti.
Last night he asked me, and, I don't know, I said yes.
Dün akşam sordu ve bilemiyorum, kabul ettim.
And when I said yes, he turned and it was Al.
Ve ben evet dediğimde, döndü ve Al oldu.
I never said he was my dearest love, and yes, he will save me.
Hiçbir zaman onun aşkım olduğunu söylemedim.
Oh, yes. And he can walk just like the man said.
Evet ve aynen adamın söylediği gibi yürüyebiliyormuş.
"Do you want to join the group?" And I think he said "yes" the next day.
"Grubuma katılmak ister misin?" Galiba ertesi gün kabul etmişti.
Yes, I-I-I know it's a mess, but, you see, it got me scriffy, and then when he looked into my eyes and said, "Chipmunk, I love you"...
Evet, müşkül bir durum olduğunun farkındayım, ama, malum, bir tuhaf oldum. sonra da gözlerimin içine bakıp... "Sincabım, seni seviyorum" deyince de...
I wanted to get you into law school, at the University of Rome... and your mother said : "no, he wants liberal arts at the University of Naples"... and you said : "Yes, dad, I want to become a writer".
Roma Üniversitesi'nde. Annen de Napoli'de Liberal Sanatlar okumak istiyor dedi. Yazar olmak istiyorum " dedin.
And I said, "'Son? "And he said," Yes.
- Bana bunu dedi. Ve bende dedim ki, "Evladım?" O da, " Evet.
Yes, because when... You know, when I could feel your presence... and told me what to do, as "Close the door back" and other... he said in Spanish.
Evet, çünkü seni... seni etrafımda hissettiğimde... bir şeyler yapmamı söylüyordun, bilirsin "arka kapıyı kilitle" gibi...
He walked back in. And he re-asked me to remarry him tomorrow. I've re-said yes.
Bana geri döndü.Onunla evlenmem için bana yeniden teklif etti ve ben yine evet dedim.
He kept pushin'and pushing', so just to shut him up I said yes.
Israr edip duruyordu, ben de onu susturmak için evet deyiverdim.
And said he'd help you start over in America. Yes!
Amerika'da yeni bir başlangıç için yardım edeceğini söyledi.
I asked him and he said "yes." I can plant seeds anywhere I like.
Ona sordum, o da "evet" dedi. İstediğim yere tohum ekebilirim.
And he said "Yes," But it wasn't Cuchetto,'cause Cuchetto says he's sleeping... his wife verifies that.
Ve size evet dedi. Ama Cuchetto değildi, çünkü Cuchetto uyuyordum diyor ve karısı bunu doğruluyor.
- Yes, and he said he'd take me to- -
- Evet, ve beni- - - Biliyorum.
- And then he proposed last month. - You said yes.
- Ve sonra geçen ay evlenme teklif etti.
- Yes, murdered! You said you hated your teacher yesterday and he was murdered, too.
Öğretmeninden nefret ettiğini söylemiştin ve o da öldürülmüştü.
and here 683
and here you go 26
and here i was 16
and here we go 118
and here you are 183
and here they are 24
and here it is 109
and here they come 18
and here it comes 20
and here's the kicker 17
and here you go 26
and here i was 16
and here we go 118
and here you are 183
and here they are 24
and here it is 109
and here they come 18
and here it comes 20
and here's the kicker 17
and here's the thing 41
and here he comes 19
and here we are 249
and here i am 205
and here he is 45
and here she is 38
and he's like 99
and he's right 54
and he's 185
and he didn't 42
and here he comes 19
and here we are 249
and here i am 205
and here he is 45
and here she is 38
and he's like 99
and he's right 54
and he's 185
and he didn't 42
and here's why 34
and he's dead 61
and he's not 37
and he said 537
and her husband 30
and her 173
and her daughter 18
and he's gone 47
and he's back 17
and he's good 16
and he's dead 61
and he's not 37
and he said 537
and her husband 30
and her 173
and her daughter 18
and he's gone 47
and he's back 17
and he's good 16