And mean Çeviri Türkçe
31,791 parallel translation
I mean, look, I understand trying to stop this budget if it's about this bigger issue, this bug issue, and, yes, I still find it odd to talk that way, but isn't your brother just trying to stop this budget
Çeviri : Erdemlix S01E12, Kasım 2016 Bak, bu bütçe tasarısını durdurmaya çalışmasını eğer böcek gibi bir konu var ise anlarım ve evet, halen böcekleri rahat konuşamıyorum ama bütçeyi engellemeye çalışmasının tek sebebi liberal olması değil mi?
I mean, no matter what's going on, you and I still disagree.
Yani, olanlara rağmen, sen ve ben, sonuçta aynı fikirde değiliz.
No, I mean, it makes no sense with everything and our jobs.
Hayır. Yani işlerimiz falan, böyle anlamsız tabii ki.
I mean, is it possible he stumbled across the body and then collected the limbs?
Cesede rastlayıp uzuvları almış olabilir mi?
Zoinkies, sir, and by zoinkies I mean I accept that challenge and I look forward to nailing it, however, are you aware that every year between 2 and 3 million people hike the Appalachian Trail?
Vay anam efendim, vay anam derken bu zor görevi kabul edip tamamlamak için sabırsızlanıyorum, ama her yıl Appalachian Patikası'nda 2-3 milyon insanın yürüdüğünü biliyor muydunuz?
I mean, you might want to mention that you were tied up and stabbed before you noticed the vehicle was missing.
Bence aracın kaybolduğunu fark etmeden önce sırtından bıçaklanıp bağlandığını da söylesen iyi olur
I mean, besides you and-and the kids.
Yani sen ve çocuklar dışında tabi.
I mean, I can't believe you didn't just take the pension and hang it up.
Hala emekli olmadığına inanamıyorum.
I mean, pigs, I had some pigs... and a dog once,
Yani, domuz. Domuzlarım vardı. Bir de köpeğim,
RIGGS : And, I mean, come on, let's be honest.
Ve hadi ama, dürüst olalım.
I mean, you try to apologize to a guy and he's not even around to hear it.
Özür dilemeye çalışıyorum ama burada bile değil.
I mean, come on, I have a beach house and a Tesla.
Hadi ama, bir yazlığım ve bir arabam var.
And, sorry Soledad wrote that really mean comment about the baby's melon head.
Ve Soledad, bebeğin kavun başı hakkında kaba bir yorum yazdığın için, özür dilerim. Teşekkürler.
I mean, you make peace with the fact that your kid may not be the best person in the world, but what do you do when you find out she steals, cheats, lies and spreads disease like a plague rat?
Çocuğun dünyadaki en iyi kişi olmasa bile, rahat bir yaşam verirsin ama çaldığını, aldattığını, yalan söylediğini ve hastalıklı bir sıçan gibi hastalık yaydığını anladığında ne yaparsın?
I mean, between that and the... and the weather and... what's going on upstairs.
Hem o, hem havanın durumu hem de üst katta olanlar yüzünden.
I mean no disrespect, and I'm honored. I am.
Saygısızlık etmek istemem ama onurlu biriyim.
I mean, if he's telling the truth, we could wipe out the entire O'Malley crime syndicate and a corrupt senator in one fell swoop.
Doğruyu söylüyorsa tek süpürüşte tüm o'malley suç çetesini ve yozlaşmış bir senatörü silebiliriz.
I mean, I'm not gonna tell people, like, I believed in God and now I don't.
Eskiden Tanri'ya inaniyordum, simdi inanmiyorum diyemem.
I mean, you guys have been dating for a couple weeks and, like, you're spending a lot of time together, and you're a vegan now, so- -
Henüz birkaç haftadir çikiyorsunuz. Sürekli birlikte vakit geçiriyorsunuz, simdi bir de vegan oldun, yani...
I mean, I'm so happy, and I will be very excited.
Çok mutluyum ve çok heyecanlanacagim.
My life is really the... where... the source of my... my creativity and what happens in my life, so... it's had effect on people in my life, it does, and, uh, I mean, I can take responsibility to a certain degree, but, uh, I...
Yaraticiligimin kaynagi kendi hayatim ve yasadiklarim, bu yüzden hayatimdaki insanlari illa ki etkiliyor ve belli bir dereceye kadar bunun sorumlulugunu üstlenebilirim ama ben...
might choose to do that. Well, and that's what, Jacob, I mean, that brings us to Obscurity and...
Bizi Belirsizlik'e getiren de bu.
I mean, I know that, like, okay, it's been, like, a long time since I put somethin'out and now I got nobody?
Uzun zamandir bir sey çikarmadim diye artik hiç kimse gelmiyor mu?
Um, I mean, your first book is so romantic and... [chuckles] Yeah.
- Ilk kitabin çok romantik - Evet.
I mean... The question was about the first book being romantic and positive.
Soru ilk kitabin romantik ve pozitif olmasiyla ilgiliydi.
[Jacob stuttering ] Right, but I mean, he... Here's the... here's the other context, is that... [ stammers] we had, um, we had slept with each other and I was asleep.
Evet ama isin baska bir yönü daha var, o da ikimiz yatmistik ve ben uyuyordum.
I mean, it's much, you know, bigger role and, like, you know, it would help me get a bit more established and... um...
Çok daha büyük bir rol ve kendime bir yer edinmeme yardimi olacak.
I mean, we were curious and excited, and when I... when I went through your Tinder,
Merak ettik, heyecanlandik ve Tinder'ina baktigimda
And that doesn't mean that she always makes the right choice.
Bu, her zaman doğru seçimi yapacağı anlamına gelmiyor.
I mean, when I first joined the police force I was shocked how often something just happened... One thing leading to another thing, and then you do something...
Polis kuvvetlerine ilk katıldığımda bir şeyin ne sıklıkla başka bir şeye yol açtığını görünce şoke oldum.
I mean, you got to file with the Feds, and they have to get clearance from the Justice Department,
Yani, Fedarallerle dosyayı açacaksın. Onlar da Adalet Bakanlığı'ndan izin almak zorundalar.
- And just because you're staying at your dad's, it doesn't mean the rules are different.
- Babanla beraber zaman geçireceksin ve bu kuralların farklılaşacağı anlamına gelmiyor.
I mean, why is it do hard to be a father and a friend?
Hem arkadaş hem de baba olmak neden bu kadar zor?
I mean, what are the odds that you would have your number on a bathroom wall, and I'm the guy calling it?
Sana tuvaletin duvarındaki numaradan ulaşmam ne tuhaf ve arayan adam oldum?
I mean, at first you hate me, then you like me, and then you hate me again.
Demem o ki, önce benden nefret ediyorsun sonra seviyorsun ve sonra yine nefret ediyorsun.
I mean, nothing ever happens here, and then this.
Onca zaman bir şey olmadı, şimdi olana bak.
Her and all her friends have been really mean to me since like fifth grade.
O da arkadaşları da 5. sınıftan beri bana kötü davranıyor.
- And the Cold War. I mean,
Ve soğuk savaş!
And by "get," you mean fabricate.
- Gönder derken sahte evrak diyorsun.
I mean, like, every inch of the place is coated in blood and stool.
Her yer kan ve dışkı içinde. Öyle değil mi, T?
I mean, except for my droid, and he doesn't really count.
Demek istediğim droidim ve ben o adamdan sayılmaz.
Well, yeah. I mean, maybe I'm gonna look into it and see what I find out, but let me tell you, it's not gonna be easy.
Yani, inceleyip neler bulduğuma bakacağım.
I mean, Aly and I have got it down to an art. Really?
Aly ve ben bunu sanata dökmeye başladık.
I mean, he's obviously into you, and you're clearly into him.
Senden hoşlandığı belli. Sen de ondan hoşlanıyorsun.
I mean, look, this place is full of jackasses and traffic, but I've found a couple good spots.
Demek istediğim, burası, bir sürü şerefsiz ve trafik derdi ile dolu ama... yinede bir kaç güzel nokta buldum.
But that doesn't mean I will win, and the only thing that makes that bearable is knowing that Henry will still have you.
Bu kazanacağım anlamına gelmiyor ve dayanmamı sağlayan tek şey Henry'nin hala sana sahip olabileceğini bilmem.
And by "magic", I mean sleeping.
"Sihirli" demekle, uyuduğum yeri kastediyorum.
I mean, first his wife dies, then you steal his job, and now you start treating him like a criminal?
Yani, önce karısı öldü, sonra işini çaldın, şimdi de ona suçlu muamelesi mi yapmaya başladın?
He's mean, he's... He's not somebody you want to introduce to Mom and Dad.
Annen ve babanla tanıştırmak isteyeceğin birisi değil.
And by that I don't mean...
Ve bundan ötürü...
Well, you can, actually, because all of those luxury items you're mentioning now, they just add weight, and they mean it isn't a true sports car any more.
Aslında olabilirdi çünkü tüm bu bahsettiğin lüks parçalar ağırlığı arttırıyor ve araba, spor araba olmaktan çıkıyor.
and meanwhile 86
mean 565
means 817
meaning 1068
meanwhile 1776
meant 63
meantime 222
mean machine 26
meaningless 41
means a lot to me 20
mean 565
means 817
meaning 1068
meanwhile 1776
meant 63
meantime 222
mean machine 26
meaningless 41
means a lot to me 20
meaningful 21
meaning what 376
means a lot 21
means no 19
meant to be 24
meaning me 22
meaning you 22
mean anything to you 97
mean it 34
and merry christmas 27
meaning what 376
means a lot 21
means no 19
meant to be 24
meaning me 22
meaning you 22
mean anything to you 97
mean it 34
and merry christmas 27
and me 1014
and me too 52
and me included 17
and my sister 48
and men 25
and my ex 21
and midnight 57
and my husband 46
and my best friend 18
and my daughter 48
and me too 52
and me included 17
and my sister 48
and men 25
and my ex 21
and midnight 57
and my husband 46
and my best friend 18
and my daughter 48
and my mother 97
and mine 189
and my brother 55
and my friends 35
and my family 54
and my 108
and mrs 1140
and my friend 37
and my wife 60
and my son 78
and mine 189
and my brother 55
and my friends 35
and my family 54
and my 108
and mrs 1140
and my friend 37
and my wife 60
and my son 78