English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ A ] / And my best friend

And my best friend Çeviri Türkçe

1,376 parallel translation
My mother is dead, my father is drunk and my best friend abandons me, so...
- Annem öldü. Babam sarhoş. En iyi arkadaşım da terk edildi.
I'd like to dedicate this poem to Finlay's lover and my best friend, Troy Johnson, who's birthday it is today!
Bu şiiri, Finlay'in sevgilisi ve benim en iyi arkadaşım olan Troy Johnson'a ithaf etmek istiyorum. Bugün onun doğum günü.
It's about me and my best friend Jenn when we were kids.
Çocuk olduğumuz zamanlardaki, ben ve en iyi arkadaşım Jenn hakkında.
Yeah, my... My ex... and my best friend, Dana...
Benim eski sevgilim, arkadaşım, Dana... daha 32'sinde ve göğüs kanseri.
And my best friend.
Benim de en iyi dostum.
While I'm in here dealing with all this, by myself, and my best friend's out there putting a four-barrel carb in his damn truck.
Tüm bunlarla tek başıma uğraşmaya çalışırken, en iyi arkadaşım dışarıda bir yerlerde lanet arabasına dörtlü karbüratör yerleştiriyor.
And so, me and my best friend, we had to pretend like he was alive, so...
Tabi bu durumda, ben ve en iyi dostum, sanki o ölmemiş gibi davranmak zorunda kaldık.
Lynn and me have been together now for the past five years, and not only is she my partner, but she's also been my rock and my best friend.
Lynn ve ben 5 yıldır birlikteyiz. O sadece bir partner değil, aynı zamanda o benim dayanağım ve en iyi arkadaşım.
He is my childhood friend's son and Milli's childhood her best friend, Rajat Varma.
O benim çocukluk arkadaşımın oğlu ve Milli'nin çocukluk arkadaşı Onun en iyi arkadaşı Rajat Varma
I got to watch movies fuck with assholes, and hang out with my best friend all day.
Film izlemeli ve tüm gün boyunca en iyi arkadaşımla takılmalıyım.
You're my best friend and I love you.
Sen benim en iyi arkadaşımsın ve seni seviyorum.
Helen and John, this is my best friend...
Helen, John. Bu benim en iyi dostum... Vale.
My name is Antoni Clarke, and I am a bride's best friend.
Ben Antoni Clarke, bir gelinin en iyi dostuyum.
Claire, I want you to know that if Leonard comes... and chops us into a million pieces... then you are totally, completely and eternally my best friend.
Claire, eğer Leonard gelir de bizi milyon parçaya bölerse, şunu bil ki sen benim kesinlikle, bütünüyle ve ebediyen en yakın arkadaşımsın.
Klaus, this is my daughter Talullah. And this is her best friend, Paul.
Klaus, bu benim kızım Talullah ve bu da en iyi arkadaşı Paul.
My brother Larry has been always be my..... best friend and my brother.
Kardeşim Larry her zaman benim en iyi arkadaşım ve kardeşim oldu.
Nobody hits on my best friend's girlfriend and succeeds.
En iyi arkadaşımın sevgilisine kimse asılamaz ve onu tavlayamaz.
And you, Vitus, my best and most loyal friend. You make me happy.
... ve sen, Vitus benim en iyi ve sadık arkadaşım beni mutlu ettin.
Margene's my best friend, and I don't want to see her get hurt.
Margene benim en iyi arkadaşım ve incinmesini istemiyorum.
And you're my best friend.
Ve benim en iyi arkadaşımsın.
I lost my girlfriend, my band's broken up, my best friend won't speak to me, and I'm reduced to working as a $ 5-an-hour carny.
Kız arkadaşımı kaybettim. Grubum ayrıldı. En yakın arkadaşım benimle konuşmuyor ve saati beş dolardan karnavalda çalışıyorum.
What happened is my husband and his moron best friend...
Kocam ve aptal arkadaşı ne yaptı?
I mean, it took me a long time to get here, but... - You're my best friend and it wasn't always like that... - No no, I'm glad, i'm glad we're back... together as... as friends.
Çok zamanımı aldı ama dostumsun sonuçta, yani hep öyle.
As in "my best friend and your ex-girlfriend" Peyton?
Peyton mı? Benim en iyi arkadaşım ve senin eski kız arkadaşın Peyton'mı?
But we stuck it out, and now you're my best friend.
Bunu aştık, ve şimdi benim en iyi dostumsun.
Somehow I lost my best friend and the woman I loved.
En iyi arkadaşımı ve sevdiğim kadını kaybettim.
And if you were my best friend, you'd understand why I can't do it!
Sen benim en yakın dostum olsan, neden söyleyemeyeceğimi anlardın.
I mean, Coop's my best friend, but I've also accepted the fact that you and Marissa...
Yani Coop en iyi dostum, ama o gerçeği kâbullendim sen ve Marissa'nın...
Says the girl who poured drinks down my throat and then dropped me off in my best friend's boyfriend's bed.
Bunu söyleyen de, boğazımdan aşağı içki boşalttıktan sonra,.. ... beni en iyi arkadaşımın erkek arkadaşının yatağına atan kız.
You're my best friend, and you wanna know what made me feel better when I was trapped in that library?
Sen benim en iyi arkadaşımsın. Kitaplıkta hapis kaldığımda ne düşündüm de kendimi daha iyi hissettim, biliyor musun?
He's my best friend and I can't even tell him the truth.
O en iyi arkadaşım. Ona bile gerçeği söyleyemiyorum.
I got to watch movies, fuck with assholes, and hang out with my best friend all day.
Film izlemeli ve tüm gün boyunca en iyi arkadaşımla takılmalıyım.
You're my best friend... and I love you.
Sen benim en iyi arkadaşımsın ve seni seviyorum.
And she was my best friend.
O benim en iyi arkadaşımdı.
I don't trust you, and I'm totally not into you, and I'm just tutoring you so that you'll leave my best friend lucas alone.
Sana güvenmiyorum ve senden hiç hoşlanmıyorum. Sana ders veriyorsam sırf en iyi dostum Lucas'ı rahat bırakasın diye.
My best friend here's a surgeon, and he'd never pass on risky surgery to keep his stats up.
En yakın arkadaşım da cerrah. Asla istatistikleri düşebilir diye riskli bir ameliyatı reddetmez.
Ted, I'm getting married in two months, and I'm freaking out, and you're my best friend, and you just have to forgive me for this.
Ted, iki ay içinde evleniyorum, ve aklımı kaçırmak üzereyim, ama sen benim en iyi arkdaşımsın, ve beni bunun için affetmelisin.
( Kim )'OK, so it's 18 months since I hot-wired a car,'stole my mum's credit card'and had hot lesbian sex with my best friend Sugar.
Bir arabaya düz kontak yapalı, annemin kredi kartını yürüteli ve en yakın arkadaşım Sugar ile ateşli lezbiyen seksi yapalı 8 ay olmuş.
You're the best blood expert in the state, and we need you to stay with this, my friend.
Eyaletteki en iyi kan uzmanı sensin ve dava boyunca bizimle kalmana ihtiyacımız var, arkadaşım.
I remember once I had a choice between getting busted and letting my best friend O.D.
Ben de bir zamanlar yakalanmak ve en iyi arkadaşıma yüksek doz verme arasında bir seçimim olduğunu hatırlıyorum.
And I killed my best friend for cheating on me with you.
Ve en iyi arkadaşımı, beni seninle aldatıyor diye öldürdüm!
You screw my best friend and all you can say is, "He was here?"
En iyi arkadaşımla yatıyorsun ve tek söyleyebildiğin "Buradaydı" mı?
Look, Brennan is my best friend, and...
Brennan en iyi arkadaşım.
You wanna call yourself my best friend and you haven't shown up but once since I've been in here.
Kendini, benim en iyi arkadaşım olarak görüyorsun ama ben buraya yattığımdan beri sadece bir kere geldin.
My best friend is going through something as painful as a divorce, and you think that I would be happy about it?
En iyi arkadaşım boşanma gibi acı.. ... bir şey yasıyor ve sen benim buna sevindiğimi düşünüyorsun.
I really am. And, look, I understand that you liked Luke and you're not so sure about Christopher, but, Sookie, you're my best friend.
Luke'u sevdiğini ve Christopher'dan emin olmadığını biliyorum ama Sookie,..
When all I would do was hang out with my best friend and go tanning and go shopping and braid her hair and talk on the phone...
En yakın arkadaşımla vakit geçirmek dışında bir şey yapmadığım zamanlarımdı. Onunla güneşlenmeye, alışverişe gittiğim, saçlarını ördüğüm, telefonda konuştuğum...
My best friend Kate and I went to see CalamityJane five times.
- En iyi arkadaşım, Kate ve ben, Calamity Jane'i 5 kere seyrettik.
Or my mum, or my best friend, or my dog, and I miss them! And I hate this filthy stinking place.
Ya da annemi, ya da en iyi arkadaşlarımı, ya da köpeğimi ve onları özlüyorum ve bu pis, kötü kokulu yerden nefret ediyorum!
All I'd do is hang out with my best friend and go tanning and go shopping.
Tek yaptığım en iyi arkadaşımla takılmak bronzlaşmak ve onunla birlikte alışverişe gitmekti.
- And you're my best friend.
- Sen de benim en iyi arkadaşımsın!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]