Best friend Çeviri Türkçe
11,630 parallel translation
- My best friend.
- Fitz? - En iyi arkadaşım.
I mean, that's... a little bit more than a best friend.
Bence bu en iyi arkadaştan öte bir şey.
I'm not even the best Simpson at my best friend's party!
En iyi arkadaşımın partisinde bile en iyi Simpson olamıyorum!
Anyway, her best friend told me they had a nasty breakup.
Her neyse, en iyi arkadaşım, onların kötü bir ayrılık yaşadığını söyledi.
Christian was a lot older, so we never really hung out much, but Grant he was my best friend.
Christian bizden çok daha büyüktü. O yüzden pek onunla takılmadık. Ama Grant benim en iyi arkadaşımdı.
Your love for Guinevere was ripped away by your best friend, Lancelot.
Guinevere'e olan aşkın, en iyi arkadaşın Lancelot tarafından elinden alındı.
You know I said we need to find my best friend and get out of here.
- Dedim ki... En iyi arkadaşımı bulup buradan gidelim dedim.
He's putting the bullet-riddled body of his best friend back into a box of splinters.
Bir talaş kutusuna koyuyor. Anlat bana.
And her husband, Sleepy Gary, is hands down my absolute best friend.
Ve kocası Uykucu Gary, tartışmasız benim en iyi arkadaşım.
He's Rick's best friend.
Rick'in en iyi arkadaşı.
Birdperson is my best friend, and if he loves Tammy, well, then I love Tammy, too.
Kuşadam benim en yakın arkadaşım, ve eğer Tammy'i seviyorsa, o zaman ben de Tammy'i seviyorum.
Oh! Oh, should I have been more open and trusting and loving like, oh, I don't know, my now dead best friend?
Daha açık, sevgi dolu olmalı ve güvenmeli miydim, bilmem şey gibi şuan ölü olan arkadaşıma olduğum gibi?
Sorry I tricked you, but with Todd running his own Disneyland and actress Margo Martindale in prison for some reason I don't remember, you're the best friend I've got.
Seni kandırdığım için üzgünüm ama Todd Disneyland'de, karakter oyuncusu Margo Martindale bir sebepten hapse girdiği için tek dostum sensin.
He was my best friend and he died hating me and nothing I do is gonna change that, but Herb left you that disk because he wanted us to find his gold.
En iyi arkadaşım benden nefret ederek öldü ve hiçbir şey bunu değiştirmeyecek. Ama Herb altınını bulmamız için sana o disketi bıraktı.
I met this chicken and she escaped from Chicken 4 Dayz factory, and she doesn't speak English, but she's my best friend and the cops are looking for her, and Mr. Peanutbutter went to the spa,
Chicken 4 Dayz fabrikasından kaçmış. İngilizce bilmiyor ama en iyi arkadaşım ve polisler onu arıyor. Mr. Peanutbutter spa'ya gitti ve bu tavuğu seviyorum, onun adı Becca.
You weren't the best friend I ever had, and I never loved you!
Sen sahip olduğum en iyi arkadaş değildin ve seni hiç sevmedim!
Well, you know, I was actually talking to my best friend, and he said improv is a cult.
En iyi arkadaşımla konuşuyordum da, bana doğaçlamanın bir tarikat olduğunu söyledi.
- What? - Look, I know you think it's just a dumb cult, but you're my best friend and it would really mean a lot if you came.
- Aptal bir tarikat diyorsun, biliyorum ama sen benim en iyi arkadaşımsın, gelmen benim için çok şey ifade eder.
Because you're my best friend, Todd.
Çünkü en iyi arkadaşımsın Todd.
Could have lost my best friend.
En iyi arkadaşımı kaybedebilirdim.
You really are the best friend a girl could ever ask for.
Bir kızın isteyebileceği en iyi arkadaş sensin.
I- - I haven't always been the best friend for you, but I--I'd be grateful for the opportunity to try and start to be.
Ben senin her zaman en iyi arkadaşın olamadım ama tekrar başlayıp denemek için şans verirsen minnettar olurum.
Look. My best friend used to live here.
Bak, en iyi arkadaşım eskiden burada yaşardı.
Is this you doing right by Elena or you not wanting to break your best friend's heart?
Elena için doğru şeyi mi yapmaya çalışıyorsun yoksa en yakın arkadaşının kalbini kırmamaya mı çalışıyorsun?
You're the reason I'm never gonna see my best friend again, so I hope you're joking.
Sen görmek asla am nedeni Yine benim en iyi arkadaşım, yüzden Şaka umuyoruz.
Glenn, that's very sweet, but you're talking about your best friend's wife.
Glenn, bu çok güzel ama en iyi arkadaşının karısı hakkında konuşuyorsun.
Everyone knows I'm in love with my best friend's wife.
En iyi arkadaşımın karısına âşık olduğumu cümle âlem biliyor.
I lost my best friend, my buddies are all fighting, that chick at work is saying stuff that ain't true.
İş yerindeki kız da yalan yanlış şeyler söylüyor. - Pekâlâ, ne var biliyor musun?
Hey, man, at least you get to reunite with your stupid best friend.
Adamım en azından aptal olan en iyi arkadaşınla tekrar bir araya geleceksin.
I'm your best friend.
En iyi arkadaşınım.
He wants to be my best friend.
En iyi arkadaşım olmak istiyor.
You remind me of myself and my old best friend, Ricky.
Benim ve eski dostum Ricky'yle gençlik halimizi hatırlatıyorsunuz bana.
Time for the next phase of my "get revenge on rigby" plan... get rid of his best friend.
Rigby'den intikam alma planımın ikinci aşaması en yakın dostundan kurtulmak!
You don't do that to your best friend. Ugh!
En yakın dostuna böyle bir şey yapılmaz!
It's not worth shooting your best friend over, I'll tell you that.
En yakın dostunu vurmaya değmez.
I've made plenty of mistakes on my own for sure, and if you didn't do what you did, maybe things would have been different, but I'd take working a lame job at a park with my best friend any day.
Kendim bir çok hata yaptım zaten ve öyle bir şey yapmasaydın işler daha farklı olabilirdi belki ama en iyi dostumla berbat bir işte çalışmayı yeğlerim.
You have no memory of this, but my best friend got polio when we were kids.
Bu hastalığı hatırlamazsınız ama ben küçükken bir arkadaşım çocuk felci olmuştu.
Any best friend?
Yakin arkadasi falan?
This is my little brother's best friend.
Küçük kardeşimin en yakın arkadaşı.
She was my best friend.
En iyi arkadaşımdı.
You're supposed to be my best friend.
Bir de en iyi arkadaşım olacaksın.
Best friend?
En iyi arkadaş mı?
Boog, if I may be so bold, perhaps I could be your new best friend.
Boog, söylememe izin verirsen, belki en iyi arkadaşın ben olabilirim.
I stood up for you because I thought you were my best friend.
Hep yanında oldum çünkü en iyi arkadaşımsın sanıyordum.
Go find yourself a new best friend who likes selfish deers.
Git kendine bencil geyikleri seven bir en iyi arkadaş bul.
I wouldn't go with you if you were the last best friend on earth!
Yeryüzündeki son en iyi arkadaş olsan bile seninle gitmem!
He wanted to spend time with his best friend.
En iyi arkadaşıyla zaman geçirmek istiyordu.
So where's your best friend Idiot?
En iyi arkadaşın İdiot nerede?
No, Esther, I told you he was my best friend.
Hayır Esther, en iyi arkadaşım olduğunu söylemiştim.
All I can do is try to do my best, be a friend, and do right by you, Danny.
Tek yapmaya çalıştığım dostun olmaya çalışmak ve senin için elimden gelenin en iyisi yapmak Danny.
And you think by killing my friend, you're gonna make the best impression?
Arkadaşımı öldürerek iyi bir izlenim bırakacağınızı mı düşünüyorsunuz?
best friends forever 16
best friends 96
friends 2160
friend 1938
friendly 281
friendship 155
friends with benefits 24
friends forever 21
friends and family 37
friendly fire 24
best friends 96
friends 2160
friend 1938
friendly 281
friendship 155
friends with benefits 24
friends forever 21
friends and family 37
friendly fire 24
friends of yours 55
friends of mine 20
friend or foe 27
friend of a friend 19
friend of mine 37
friend of yours 87
best wishes 40
best of luck to you 32
best part 17
best man 69
friends of mine 20
friend or foe 27
friend of a friend 19
friend of mine 37
friend of yours 87
best wishes 40
best of luck to you 32
best part 17
best man 69