English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ A ] / And one more thing

And one more thing Çeviri Türkçe

844 parallel translation
And one more thing.
Bir şey daha.
And one more thing. Since he told me to believe whatever I want to believe... tell him that I believe that the lost necklace wouldn't be found in my father's possession.
Ayrıca neye inanmak istersem inanmamı söylediğinden beri o kolyenin onun elinden hiç çıkmadığına inandığımı söyle.
And one more thing, Sister...
Bir şey daha var, efendim.
And one more thing.
Bir şey daha var.
And one more thing : No more children.
Bir şey daha, bir daha çocuk istemedim.
And one more thing :
Bir şey daha :
And one more thing?
Ve bir şey daha...
Oh, and one more thing.
- Bir şey daha var.
And one more thing. It is our understanding that you will be living here with us.
Bir şey daha var burada bizimle birlikte yaşayacaksınız.
Oh, and one more thing.
Oh, bir şey daha var.
And one more thing. You got all night, so take it easy.
Ve bir şey daha bütün gece size ait.
And one more thing.
Ve bir şey daha.
And one more thing, between you and me...
Ve bir şey daha var. Sen ve benim aramda...
And one more thing.
Ve bir şey daha var.
And one more thing, if you would :
Bir şey daha :
And one more thing.
Ve birşey daha.
- And one more thing.
Bir şey daha.
- And one more thing.
- Bir şey daha.
And one more thing, sweetheart.
Bir şey daha var tatlım.
They may be a precious and cherished thing to humans, but if one were to erase them completely, then there would be no more grief in the world.
Hafıza, insanlar için değerli ve el üstünde tutulan bir şey ama biri onu tümden silerse o zaman dünyada artık ızdırap falan kalmayacak.
And one thing more, Macarena... and this is what I really came to see you about.
Bir şey daha var, Meryem ana... senin görmeye gelmemin esas nedeni..
There's one thing more I've got to say, and it is this.
Size söyleyeceğim son bir şey var.
And... And there's one more thing.
Birşey daha var...
There is only one thing I hate more than a guard, and that's a Nazi.
Bir muhafızdan daha çok nefret ettiğim kişi varsa o da Nazi'dir.
And one thing more.
Ve birşey daha.
One thing more Sergeant, you will say that the body had no arms, no head and no legs, was it a messy job?
Bir şey daha, Çavuş. Dedin ki, cesedin kolları, kafası ve bacakları yok, berbat bir iş mi çıkarıImış?
And there's one more thing.
Bir şey daha var.
And I will tell you one thing more.
Ve size bir şey daha söyleyeceğim.
One more thing about Mclllhenny... he's been credited with two FWs destroyed and one probable.
McIlhenny ile ilgili bir şey daha : İki FW'yi düşürdüğü, birini de düşürmüş olabileceği tespit edildi.
And one thing more.
Bir şey daha var.
There's only one thing more obvious than two people gazing at each other, and that's two people avoiding it.
İki insanın birbirinin gözüne bakmasından daha bariz tek şey, gözlerini birbirinden kaçıran iki insandır.
- Oh, and one thing more.
- Oh, bir şey daha var.
There's one thing on this earth more important than money, and that's land!
Bu dünyada paradan daha önemli bir şey varsa, o da topraktır!
We won't go out any more than we have to, but there's one thing we should arrange, whether Mother comes here or the boys go and stay with her.
Gerekmedikçe dışarı çıkmayacağız, ama bir şeyi ayarlamalıyız. Ya annem gelsin, ya da çocuklar ona gitsin.
And, Sarah, one thing more.
Ve, Sarah, bir şey daha.
You know, there's only one thing more devious than a Philadelphia lawyer and that's an Irish lawyer.
Philadelphia'lı bir avukattan daha kurnaz olan bir tek şey vardır... İrlandalı bir avukat.
- And if you say one more thing - Peter.
- Ve eğer bir kelime daha edecek olursanız... - Peter.
But they're more than that. They have one thing in them that is a miracle and a mystery.
Ama onlarda başka bir şey daha var mucizevi, gizemli bir şey.
[Berger] Ah, and sir von Basil, one more thing : If you have any complaints, or..., or suggestions, or if you shall have the wish to speak with me, about anything, you need only to ring.
Bir şey daha, bay Von Basil eğer bir sıkıntınız olursa, ve ya bir öneriniz ya da herhangi bir şey hakkında benimle konuşmak isterseniz zile basmanız yeterli.
SPLEN DID, AND J UST ONE THING MORE.
- Hayır, hayır. Yıl?
Yeah, and there's one thing more we ought to get straight.
Evet, bir konu daha var.
I've just one more thing to attend to, then I'll stop this gallivanting, and go to bed and wait.
İlgilenmem gereken bir konu kaldı, sonra bu serüveni bitireceğim... -... yatıp bekleyeceğim.
You stick one more thing in me, Horace, and I'll take up faith healing.
Bana bir çubuk daha saplarsan Horace, okuyup üflenmeye gideceğim.
If you say one more thing about Milena, I'll break your head and everybody's.
Milena hakkında bir kelime daha söylerseniz senin de hepinizin de kafasını kırarım.
And there is one more thing, Mr Briggs.
Bir şey daha var, Bay Briggs.
And one more little thing, Egan.
Bir küçük şey daha var, Egan.
I think you've reached your limit and can't take on one more thing.
Limitine ulaştın ve daha fazlasıyla mücadele edemezsin.
And one thing more.
Ve bir şey daha.
And we have learned one thing more. The girl, Eleen, hates the unborn child she is carrying.
Ve öğrendik ki o kız, Eleen, karnında taşıdığı doğmamış çocuğundan nefret ediyor.
Oh, and I checked one more thing, Doc
Oh, ve bir şeyi daha kontrol ettim, Doktor.
And I'll tell you one more thing.
Bir şey daha söyleyeyim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]