English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ A ] / And then in

And then in Çeviri Türkçe

25,682 parallel translation
And then, Pablo did something he'd never done before in his life.
Ve ardından Pablo daha önce hiç yapmadığı bir şeyi yaptı.
And if you're interested in the future, then you'll have to join us.
Gelecek ilginizi çekiyorsa bize katılmalısınız.
All we had to do was call him, hope he was in the area, pray he picked up, and then keep him on the line long enough for our triangulation to pick up the ping.
Tek yapmamız gereken onu aramak, bölgede olmasını ummak açması için dua etmek ve sinyali yakalamaya yetecek kadar onu hatta tutmak.
We'll target it going in, take down their defenses, then breach and access.
Girerken orayı hedef alacağız, savunmalarını yıkacağız sonra da içeri girip erişim sağlayacağız.
And then he went on his reign of terror in Metropolis.
Ve sonra Metropolis'te terör estirmeye başladı.
So then I go back and sit in my car... - Mm-hmm. - and I'm crying.
Sonra kendi arabama dönüp ağlamaya başladım.
- I had this vision of burning flesh, and then this woman who works for me was severely burned in a fire...
Yanan et görüntüsü gördüm. Ve sonra benim için çalışan bu kadın yangında ciddi şekilde yakıldı.
- They hatched it in your employ, but then they called it off and they came up with a new plan!
Sana çalışırken planladılar ama sonra onu iptal edip, yeni plan tasarladılar.
After you put it in like this... Roll, roll, roll. And then...
Böyle buraya koyup sıkıca sarın.
All right, I've got to get all the way back into the elevator, jam the key, and then get back out before it cuts me in half.
Asansöre girip bunu sıkıştırıp beni ikiye bölmeden geri dönmek zorundayım.
Then we're going to get to Maine, and you, me and Clem are gonna... do whatever people do in Maine, okay?
Sonra da Maine'e gidip sen, ben ve Clem diğer insanlar Maine'de ne yapıyorsa ondan yapacağız. Tamam mı?
Then in 2013, there was a trip and fall where she broke her jaw.
2013'de bir gezi sırasında düşmüş ve çenesini kırmış.
So why don't we just go back five minutes before Flynn stormed in and then shoot him in the face?
Öyleyse neden Flynn'in gelmesinden beş dakika öncesine gidip... onu alnının ortasından vurmuyoruz?
I came here today so I could look you in the eye, say that to you, and then get back in my fancy-ass car and finally prove to myself, and to you, and to my family who loves me,
Bugün buraya gözlerinin içine bakıp, bunları söyleyip, sonra da lüks arabama binip gitmek için geldim.En nihayetinde sana ihtiyacım olmadığını, kendime, sana ve beni seven aileme ispatlamak için geldim.
These girls, you know, the dancers, they come to this city, and then, in no time...
Bu kızlar, Biliyor musun, dansçılar, Onlar bu şehre gelirler ve sonra hiçbir zaman...
I've got allegations that she stalked him and called 911, and then he called 911, and in the middle of this, they can't keep their hands off of each other.
Ona taciz ettiğini iddia ettim. Ve 911, Ve sonra 911'i aradı.
Get a warrant for that house, and then there's someone we need to bring in.
O ev için bir emir çıkartın, Ve sonra getirmesi gereken birileri var.
You cut her legs off, and then buried her in concrete.
Bacaklarını kestin, Ve beton içine gömdüler.
After Chairman Jin is arrested, you're in hiding, and my sentence is suspended, then we take out the money and go abroad.
Başkan Jin yakalandıktan sonra sen saklanacaksın, benim cezam ertelenecek. Sonra parayı alıp yurt dışına kaçacağız.
Then suddenly, they arrive in Vietnam and die.
Sonra birden Vietnam'a gidip öldü.
Frank brings Little Jay and pals, makes sure Little Jay trades the cash for Chester's fine product, and then you duck,'cause we're coming in hot and nasty.
Frank, Küçük Jay ve dostlarını getirecek. Küçük Jay'in Chester'ın malı için parayı verdiğinden emin olur olmaz hemen eğilin, çünkü içeriye çok fena dalacağız.
And I thought if there was a chance that you would let me back in... if you would really forgive me... then I would forgive you.
Ve geri dönmeme izin vermenin bir şans olduğunu sanıyordum... Gerçekten beni affedebilseydin işte o zaman ben de seni affederdim.
And then, Javier gets more pissed off than I've ever seen anyone get pissed off in my life.
Ve sonra, Javier şimdiye kadar hayatımda gördüğüm sinirlenen birinden daha çok sinirlenmişti.
'Cause then Javier makes Zeke drive over to his house, get the title to the Harley, and sign it over to Javier.
Çünkü sonra Javier Zeke'yi evine kadar sürücü yaptı Harley'in ruhsatını alıp Javier için imzaladı.
If this is what it takes to protect us and protect the camp... then count me in.
Eğer bu kampı ve bizi korumak içinse o zaman..... ben varım.
And we said good night, and then he took me in the parking lot... over and over again.
Birbirimize iyi geceler diledik. Sonra beni park alanına doğru sürükledi. Aynı bundan öncekiler gibi.
Then again, you can punch a cardio surgeon in a hospital hallway, and nobody says a word.
Sen bir kalp cerrahını hastane koridorunda yumrukluyorsun ama kimse bir şey demiyor.
And then, in all caps :
Ve sonra, tüm başlıklarla :
They, like, look at you in a certain way, and then, suddenly, you have a memory of your foster mother forcing you to clean the toilet with a toothbrush'cause you wrote on the wall in black marker.
Sana belli bir şekilde bakıyorlar ve sonra aniden, aklına koruyucu annenin duvarlara siyah kalemle yazı yazdığın için sana diş fırçasıyla zorla tuvaleti temizletmesi geliyor.
Okay, finish this, put the stuff in the car, and then drive to the entrance of the cemetery.
Tamam, bunu bitirelim. Gidip eşyaları arabaya koy ve arabayı mezarlık girişine getir.
Patrick Spring, who was a fake identity, created to be the son of Edgar Spring, who was actually Zachariah Webb, jumped forward in time to last week, destroyed the Men of the Machine, and then went to the Perriman Grand to confront
Aslında Zachariah Webb olan Edgar Spring'e oğul olarak Patrick Spring adlı sahte bir kimlik yaratarak zamanda geçen haftaya atladı, Makinenin Adamlarını yok etti ve gelecekteki kendisiyle görüşmek için Perriman Grand'a gitti.
Then perhaps you'll admit, solely for my edification, that there is another connection, however evanescent, between you, me, and the Patrick Spring murder case?
O zaman belki kabul edersin ki, zor farkedilse de, senin benimle ve Spring'in cinayetiyle bağlantın var.
I'm like a leaf in the stream of creation... until I find Dirk Gently, whoever or whatever that is, and then I'm a piranha.
Evrenin akıntısında bir yaprak gibiyim. Kim ya da neyse Dirk Gently'yi bulana kadar. Sonra piranayım.
Then I remember there is no sadness and we're all just specks of dust in an infinite universe.
Sonra birden ortada üzüntü olmadığını ve hepimizin sonsuz evrende birer toz parçası olduğumuzu hatırlıyorum.
Three months, trying to get pregnant, nine months of being pregnant, and then, sweetie, suddenly, you're in your mid-30s!
Üç ay hamile kalmaya çalışacaksın 9 ay hamile olacaksın ve sonra, tatlım, bır bakmışsın 30'larının ortasındasın!
You can't just tell someone that they play with the blood, and that they're gonna be a great conductor, and then just throw them in a shark tank way before they're ready- -
Birisine tutkuyla çaldığını ve iyi bir orkestra yönetmeni olacağını söyleyip daha hazır değilken onları köpekbalığı havuzuna atamazsın.
And then he'll say, " Well, if you look at the reservation sheet... none of the guests that are coming in tonight have ever been to this restaurant before.
O da "Rezervasyon tablosuna bakarsan..." bu gece gelecek olan konukların hiçbiri daha önce bu restorana gelmemiş.
He had a stick in his hand, and then we were walking, and cleaning the pathway and, you know, the leaves, and dirt, and...
Elinde bir sopa olurdu, yürürdük... ve yolu yapraklardan, topraktan temizlerdik...
Apple cider is frozen in a spherical mold and then coated in cocoa butter, and it's very thin.
Elma suyu yuvarlak bir kalıpta dondurulup kakao yağına bulanır... ve çok incedir.
And then the crème de cassis that would normally be in a Kir Breton, has been evolved into a jam on top.
Normalde Kir Breton'un üzerine konulan crème de cassis yerine de... üstüne reçel konmuştur.
It was fun because I'd get to spend a day in the market and then come back, cook, play some music.
Eğlenceliydi, çünkü bir günümü pazarda geçiriyordum... sonra da eve gelip müzik çalıp yemek yapıyordum.
Back then, my idols were, uh, Jean-Georges and Daniel, and all these chefs that had restaurants in New York and they were getting four stars from the Times.
O sıralarda idollerim Jean-Georges, Daniel... ve New York'ta restoranları olan şeflerdi... ve Times dergisinden dört yıldız alıyorlardı.
I thought I was doing great, and then you open a restaurant, and you can't even get four people in the restaurant.
Başarılı olduğumu sanıyordum ve bir restoran açmıştım... ama restorana dört kişi bile gelmemişti.
In winemaking, that's called the solera style, where you have some of the old wine... and then you introduce the new wine to it.
Şarap yapımında buna solera tarzı denir. Bir miktar eski şaraba... yeni şarap katarsınız.
But then, you're in the midst of eating said thing, and suddenly you are surprised by how spectacular the food is.
Ama sonra yediğinizde... ne kadar güzel bir yemek olduğuna şaşırıyorsunuz.
And then, in this trance, my brain started looking for combinations.
Sonra bu trans halindeyken beynim kombinasyonlar aramaya başladı.
And then, there was this guy who used to sell samosas from a hole in the wall.
Orada duvardaki bir delikten samosa satan... bir adam vardı.
Some people recognized my talents and then offered me a restaurant in Bangkok.
Bazı insanlar yeteneğimi fark ettiler ve bana Bangkok'ta bir restoran önerdiler.
And then I saw the answers were in the history.
Sonra cevapların tarihte olduğunu anladım.
And all you got to do, in five minutes, is take it out, like a bubble, and then wash it in clean water to clear the flavors.
Tek yapmanız gereken, beş dakika sonra onu bir balon gibi çıkartıp... lezzetleri açığa çıkarmak için temiz suda durulamak.
You buy all together and then split the take in equal parts, right?
Hep birlitke alıyorsunuz... ve sonra eşit parçalara bölüyorsunuz, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]