And then this happened Çeviri Türkçe
163 parallel translation
He tried to buy up enough stock to gain control... and then this happened.
Kontrolü eline almasına yetecek kadar hisse satın aldı... ve sonrasında bu olay meydana geldi.
And I kept telling him that That's what kept him going And then this happened
Ona sürekli bunu hatırlatıp durdum ama sonra bu olay oldu işte
I was the one that was supposed to take that polygraph test, and then I just turned on him... and then this happened, but never again, okay?
O yalan makinesi testine girmesi gereken bendim ama ona sırtımı döndüm ve şimdi de bu oldu, ama bir daha asla.
And then this happened.
Ama sonra bu oldu.
She gave herself that power, you know? And then this happened.
Kendini güçlü kıldı ama biliyorsun sonra bu şey oldu.
And then this happened.
Ve sonuç bu olur.
And the way he answered this was to say, well, what must have happened to this grey rock is that it must have been deposited on the sea bed at one time and it must then have been twisted and brought up so that it's sitting vertically and it must then have been eroded off, so it must have been land.
Ve bu gri kayaya ne olmuş olabileceğini, şöyle açıkladı bu kaya bir zamanlar deniz yatağında birikmiş olmalıydı ve sonra bükülmüş ve yukarı çıkmıştı bu yüzden dikey duruyordu ve sonra da aşınmış ve toprağa dönüşmüştü.
However, if you persist in fighting among yourselves... antagonizing the guards and making way for accidents... like the one that happened in the machine shop this morning... - then all your privileges will be revoked at once. -
Bununla birlikte, aranızda kavga etmekten vazgeçmez bu sabah torna atölyesinde yaşanan olay gibi gardiyanlara karşı gelip kazalara sebebiyet verirseniz tüm ayrıcalıklarınız derhal iptal edilecektir.
We were ready to leave then this thing happened and he wouldn't go.
Buradan gidiyorduk ama bir şeyler oldu ve biz gidemedik.
But if I'm correct and the mounting evidence only fortifies my theory then something incredible has happened in this desert.
Ama haklıysam... ki kuramımı destekleyen kanıtlar gittikçe çoğalıyor... o zaman bu çölde inanılmaz bir şey cereyan etmiş demektir.
Then some of us got together and this is what happened.
Sonra ben ve benim gibiler geldi ve işte sonuç. Harikasınız!
! You've heard about this legend and then in your imagination these things happened.
Bir şekilde efsaneyi duydun ve sonra hayal gücünle bu şeyleri yarattın.
THAT IT CAN BE COVERED UP, AND NO ONE WILL KNOW IT EVER HAPPENED. THAT'S NO PROBLEM. BUT THEN HE WANTS US TO DO THIS
Ama başkan aynı zamanda 200 milyon amerikalıyı bunun... bir kutsama olduğuna dair inandırmamızı istiyor ki bu bir mücadele gerektirir.
You see, what happened is he forced me to smoke this drug... and then he raped me.
Anlayacağın bana zorla esrarlı sigara içirtip tecavüz etti.
It was difficult for me to comprehend that people can disappear in this way, and nothing is going to happen, and then there comes the next transport, and they don't know anything about what happened to the previous transport, and this is going on for months and months, on and on.
Hiçbir şey olmuyor, ve sonra bir sonraki nakil geliyor ve onlar da bir önceki nakile ne olduğunu bilmiyorlar ve bu aylarca bu şekilde devam ediyordu.
My biggest nightmare is that I'll fall asleep, and then I'll have to wake up, and none of this will be as if it ever happened.
En büyük kabusum uyuya kalmak sonra uyanmak ve bunların hepsinin bir rüyadan ibaret olduğunu görmek.
And if this happened at 4 : 07 Bangor time, well, then almost everybody in town must have been asleep.
Ve bu da Bangor saatiyle 04 : 07'de olduysa şayet, o zaman, kentteki neredeyse herkesin uykuda olması gerekir.
You wanted to see your husband today, and then this whole thing happened.
Siz bugün kocanızı bekliyordunuz, ve sonra bu olay meydana geldi.
Now, time being circular, if we know that this will happen then we may as well assume that it has happened already and that the life pod is not safe for me to enter.
Zaman dairesel olduğundan, böyle bir kazanın gelecekte olması demek, geçmişte olmuş olması demektir ve benim o filikaya binmem güvenli değil demektir.
And then he runs off, saying, "Nothing like this has ever happened before."
Sonra da, "Böylesini ömrüm boyunca yaşamadım" diyerek kaçtı gitti.
And I only wish that her own father was alive, then none of this would have happened.
Ve keşke babası hayatta olsaydı o zaman bunların hiçbiri olmazdı.
Then none of this happened Buffy and I.
Öyleyse bunların hiç biri yaşanmayacak Buffy ve ben de.
He spotted me, and then... Then this happened.
Beni fark etti ve sonra bu oldu.
If it wasn't for you, then, you know, all of this would never have happened, and we love you.
Eğer sen olmasaydın bunların hiçbiri olmazdı.
And then all this happened.
Sonra da savaş çıktı.
I met both of you on the same night at that party and then this stuff just happened.
İkinizle de o gece aynı partide tanıştım. Sonra da olanlar oldu.
Frankly, sir, if SG-1 survived and they manage to complete their mission, then no one needs to know any of this ever happened.
Açıkçası, efendim, eğer SG-1 sağ kurtulduysa ve görevlerini tamamlayabilirlerse, o zaman kimsenin bunların olduğunu bilmesi gerekmiyor.
- We're not gonna force you out because there could be some miscalculation and then I would never find out why this happened. - Never.
- Asla.
And then this horrible event happened and slammed us into this perspective.
Sonra böyle korkunç bir olay oldu ve hepimize haddimizi bildirdi.
If, and I do say "if," this happened to your brother then it might account for the subsequent suicide.
Eğer, "eğer" diyorum, kardeşinin başına da bu geldiyse hemen arkasından intihar etmesini açıklayabilir.
The public was all over us... and then, all of a sudden, out of nowhere, this happened.
Halk hep üstümüze gelirdi. bu olduktan sonra aniden ve hiçbiryerde üstümüze gelinmedi.
And, I know that's happened quickly, but it has, and it means a lot to me, so I'm going to say this and then deny it if it ever gets out.
Ve bunun çabuk geliştiğini biliyorum. Ama, bunun benim için anlamı çok büyük. Ve sana bunu söyleyeceğim ve eğer sana uymuyorsa, reddet.
That's what happened. And then, I'd like to say that - - I've never felt like this before.
Ve sonra ; söylemek istediğim daha önce böyle hissetmemiştim.
But...? If Marvin's story is true about what happened, and he was shooting at the bad guys, this bullet discharged from his gun and stopped midair and then turned left and then hit the pillar.
- Olanlar hakkında Marvin'in hikayesi doğruysa ve kötü adamlara ateş ettiyse, bu kurşun silahından çıkmış, havada durup sola dönmüş ve sütuna girmiş.
I keep thinking if Sara hadn't walked in right then... maybe he would've changed his mind, and none of this would've happened.
Eğer o sırada Sara gelmeseydi belki fikrini değiştirirdi ve bunların hiçbiri olmazdı diye düşünüp duruyorum.
Then let's just stop now and forget this whole thing ever happened.
O zaman bırakalım ve bir şey olmamış gibi yapalım.
And if everyone had just let me handle it from the beginning, then none of this would have happened.
Ve eğer herkes olayı baştan benim halletmeme izin verseydi, bunların hiçbiri olmayacaktı.
I started to leave town like you said, but then I was really freaked out when I was driving and then this dog ran out on the road and... chloe, slow down. what happened?
Chloe, yavaşla. Ne oldu?
Then how about we just go home and pretend this day never happened?
Peki ya eve gidip, bu günü hiç yaşanmamış saymaya ne dersin?
If this has happened to me... then I have been adrift for some time and the pod has determined my body is beyond resuscitation.
Eğer bu bana olduysa o zaman bir süredir sürekleniyorumdur ve kapsül bedenimin canlandıramayacağını tespit etmiştir.
We're gonna take this limousine back to the reception, and then you and I never happened. It does matter, all right?
Önemlidir, tamam mı?
I keep seeing this fight, and... if this really is a vision, then whatever happened to me hasn't happened yet.
Bu kavgayı görüp duruyorum, ve bu gerçekten bir imgelem ise, o zaman bana olanlar da daha gerçekleşmedi.
I wanted to forget it ever happened and then... this case.
Herşeyi, tüm olan biteni unutmak istedim... Sonra bu dava...
I'm shocked beyond words that this has happened. But I did say from the outset, "couldn't we just sort out some grey blocks and some scaffold boards?", so then I can work above it..
olanlar karşısında tamamen şoke oldum fakat ben baştan beri söylüyorum.
It's not accidental that the first tower just happened to collapse and then the second tower just happened to collapse in exactly the same way. How did they accomplish this, we don't know.
İlk kulenin yıkılması kaza eseri değil, ve ikinci kulenin de yıkılması tamamen aynı şekilde gerçekleşti.
Sometimes you don't quite see the elements coming together, and then, when it all comes together, there's something magical, something organic, and such a thing happened today, and everyone said this wouldn't work.
Bazen doğru unsurların bir araya gelmediğini düşünürsünüz ve sonra hepsi birleşir, büyülü, bazen canlı bir şey oluşur. Bugün öyle bir şey oldu. Herkes, işe yaramayacağını, büyük bir risk olduğunu, söyledi.
Right this instant, as you sit in your chair and then in the next instance within 10 seconds, a hundred more things have happened than in all the stars and planets and asteroids in the known universe in your body, and that is called life.
Tam şu anda, sandalyenizde otururken ve hemen sonraki anda 10 saniye içerisinde, 100 şey daha oldu bütün yıldızlar gezegenler ve astreoidler bedeninizdeki bilinen evren, ve buna hayat deniliyor.
And then, this you-and-I happened and I thought... I don't know, maybe. And I guess I should have told you but I really needed to know exactly how you felt first.
Sonradan sen ve ben başladık ve düşündüm ki, bilemiyorum belki, belki de sana söylemeliydim ama tam olarak nasıl hissettiğini bilmem gerekiyordu.
And then, all the incidents that took place... ... it must have happened like this.
Ondan sonra da herhalde olaylar böyle vuku buldu.
No, but yeah, but no, but yeah, but no, I'm not, actually, because what happened was this whole thing happened what I don't even know nothing about cos I was, like, totally asleep and then all of a sudden I heard this little bird tweeting
Hayır, ama evet, fakat hayır, aslında evet, ama hayır kaçmıyordum çünkü bütün olan şey işte buydu ki ben bundan hiç haberim yoktu, çünkü ben uyuyordum.
You appeared and then all of a sudden all this happened...
Sen ortaya çıktın ve birdenbire bütün bu olaylar oldu...
and then 7362
and then i met you 29
and then she said 33
and then i 152
and then some 118
and then what 920
and then we 52
and then you 113
and then there's me 17
and then suddenly 99
and then i met you 29
and then she said 33
and then i 152
and then some 118
and then what 920
and then we 52
and then you 113
and then there's me 17
and then suddenly 99
and then finally 32
and then i said 46
and then what happened 169
and then i realized 60
and then there's this 38
and then after that 60
and then we'll talk 37
and then he died 39
and then one day 206
and then all of a sudden 77
and then i said 46
and then what happened 169
and then i realized 60
and then there's this 38
and then after that 60
and then we'll talk 37
and then he died 39
and then one day 206
and then all of a sudden 77