And then we'll go Çeviri Türkçe
904 parallel translation
Then we will go one more time, and this time, we'll make sure- -
Bir kez daha gitsem, bu sefer kesinlikle...
There's the stage door and then we'll go round to stewart's lodgings and then we might go along to the police station, have a chat with the inspector.
Stewart'ın evine gideceğiz. Sonra polis merkezine uğrayabiliriz. Müfettişle biraz sohbet ederiz.
Then we'll go to the village and have a grand time, huh?
Ve sonra kasabaya gidip eğleniriz.
Well, then, you go your own way, and we'll go ours.
Öyle ise siz yolunuza gidin. Bizde yolumuza.
I'll only be a few minutes, and then we'll go home and get some sleep.
Birkaç dakika sonra gelirim, eve gider uyuruz.
First we will eat and drink and then we'll go and see the girls, yes?
Önce yemek yiyip içeceğiz, sonra gidip kızları göreceğiz, tamam mı?
And then we'll go to South America.
Sonra Güney Amerika'ya gideriz.
Then we'll go to a hotel and we'll be just as comfortable as two peas in a po-d.
.. sonra bir hotele gideriz, ve keyfimize bakarız, iki bezelye gibi bir koza-da.
And then we'll go to London.
Ardından Londra.
I've got a radio to send and then well, later on I'll pick you up, and we'll go up on the Captain's bridge, huh?
Göndermem gereken bir telgraf var, sonra... Sonra da seni alırım ve kaptan köşküne çıkarız, olur mu?
I'll buy you a bike one day, and then if it's fine at Easter, we'll go and pick lilac.
Sana bir gün bisiklet alacağım. Ve paskalyada hava güzel olursa, gidip leylak toplayacağız.
Then we'll go and see Farr.
Sonra Farr'ı görmeye gideceğiz.
Then we'll go hand in hand and beard the old lion in her own rose garden.
Ele ele gider, gül bahçesinde ona meydan okuruz.
And if things don't go right for you - If we should win, then I'll come back.
Ve eğer işler sizin istediğiniz gibi gitmezse, eğer biz kazanırsak işte o zaman geri dönerim.
We'll have a couple of drinks and then we can go home.
Bir şeyler içip, evlere sonra gideriz.
We'll go just once more round the garden and then go in.
Bahçede bir tur daha atıp içeri gireceğiz.
Then we're agreed, and you'll go right away and leave us alone.
O halde anlaştık, sen de burdan hemen ayrılıp bizi yalnız bırakacaksın.
I'm going to salvage that boat and then we'll leave this place, you and I, and go far away.
O batık gemiyi kurtaracağım sonra da ikimiz buradan çok uzaklara gideceğiz.
We'll have dinner at Rimoli's, then we'll go down to the lake, and get one of those fancy little boats and go for a ride.
Rimoli'de akşam yemeği yiyeceğiz, ardından da göle gidip o cici kayıklardan birini kiralayıp gölde turlayacağız.
We'll put Stanislavsky on his plane, then go somewhere and talk.
Stanislavsky'i uçağına bindirelim, sonra bir yerlere gidip konuşalım.
Now that we have so much food let's cook it all at once, then it'll last fifteen days, So we'll be able to go and preach, too!
Bu kadar yiyeceğimiz olduğuna göre hepsini birden pişirelim, böylece 15 günlük yiyeceğimiz olmuş olur ve gidip vaaz da verebiliriz!
I'll wait you at the stage door and we go out to dine. - And then? Home.
Sahne kapısında sizi beklerim ve oradan yemeğe gideriz.
We'll go out through the orchestra pit, and then I'll take you to my father's boat.
Orkestra çukurundan çıkarız, sonra da babamın teknesine gideriz.
We'll have dinner out and then go back to my place.
Akşam yemeğini dışarıda yer, sonra evime gideriz.
I'll get dressed, and then we'll go straight home.
Üstümü değiştireceğim, sonra da hemen eve gideriz.
Drink your drink. Then we'll go to the Louvre and refresh our souls.
İçkini iç Henri, sonra Louvre'a gidip ruhlarımızı tazeleriz.
- And then we go swimming. - Then we go swimming. - We'll all go together.
- Sonra da herkes yüzmeye gidecek.
Then we'll just have dinner and go to a show.
O zaman yemeğe ve tiyatroya gideriz.
All right, then we'll go and hunt some with my "Rufle".
Tamam öyleyse, sopayla avlanmaya gidelim.
Have her ready inside a week, and then we'll go fishin'.
Bir haftaya kadar bitiririm. Sonra de seninle balığa çıkarız.
First we'll crush the counterrevolution, and then I'll go to school to learn how to write verses.
Önce karşı devrimi ezeceğiz sonra da okula gidip, nasıl şiir yazıldığını öğreneceğim.
Have a coffee and then we'll go.
Bir kahve içip sonra gideceğiz.
I'll tell you what, we could start out on Lex, and then go uptown... and then downtown, and then end up at a little bar I know on 3rd.
İlk önce Lex'e gidelim, sonra şehrin yukarısına sonra aşağısına sonra da 3. Cadde'de bildiğim küçük bir bara gidelim.
Then go lie down, and we'll go on.
O zaman yatın ve devam edelim.
We'll have a bite to eat and then we'll go for a walk along the Battery and watch the ferryboats crossing the harbor.
Bir şeyler yememiz gerek ve sonrada Battery yolunda yürüyüşe çıkar, limandan geçen feribotları izleriz.
And go meet some girls with loud voices, and then we'll feel fine.
Sonra gidip gürültücü kızlarla buluşur, o zaman kendimize geliriz.
Why don't you wash up and I'll go downstairs and get some pizza and stuff and then we can talk and think about a place for you to stay.
Neden yıkanmıyorsun, ben de aşağı inip, pizza falan alayım. Sonra da konuşabilir ve sana kalacak yer düşünebiliriz.
Then if you'll excuse us, we will go over here and make the arrangements.
O halde izin verirseniz, oraya gidip, işlemleri yapalım.
Thanks. We'll have just one more, and then we'll go.
- Bir tane daha içip gideriz.
We'll make one more sweep down to the mouth of the river, and then go home. Four bogies at 3 : 00, Cobra Leader.
Nehrin ağzını bir kez daha tarayacağız sonra eve döneceğiz.
If we stay alive and you get the money back, then you'll go home.
Eğer hayatta kalırsak ve parayı geri alırsan evine geri döneceksin.
We'll have lunch together and then go to the apple orchard.
Sonra birlikte öğle yemeği yiyip, elma bahçesine gideceğiz.
Nothing. We'll go for a ride and then we'll take her home.
Biraz dolaştıralım sonra evine bırakırız.
Then I'll go find him in his cell with my son in my arms... and we'll see how your prestige is endangered even more.
Öyleyse oğlumu kollarıma alıp o adamın hücresini arayacağım ve prestij nasıl tehlikeye atılırmış sana göstereceğim.
First thing tomorrow morning, we'll go out to the ship, take off everything else we might possibly need and then blow her up.
Yarın ilk iş gemiye gideceğiz... mümkün olan herşeyi alıp... - havaya uçuracağız.
Then we'll pick up the explosives and go into Navarone.
Sonra patlayıcıları alıp Navarone'a gideceğiz.
You will learn to trust yourselves, and we'll go on trusting ourselves, and then there'll be a little bit of trust all the way round.
Kendinize güvenmeyi öğreneceksiniz, ve bizler kendimize güvenmeye devam edeceğiz. Ve sonra bir parça güven olacak... ... yolun sonu.
I'll have a nice shower and then we'll go to rome at a gallop.
Güzel bir duş alayım, sonra Roma'ya doğru dörtnala koşacağız.
Set up a little game of stud poker in London then Junior and I'll have a stake when we go home.
Londra'da ufaktan bir poker çeviririz eve dönüşte Junior'la cebimizde para olur.
We'll give her a couple of minutes more and then if she's not back, we'll have to go and look for her.
Birkaç dakika daha bekleyeceğim, eğer dönmezse peşinden gideriz.
We'll have a vote - on ghosts, I mean - and then go back to the shelters.
Hortlaklar konusunda bir oylama yapıp... barınaklara gidip yatacağız.
and then 7362
and then i met you 29
and then she said 33
and then i 152
and then some 118
and then what 920
and then we 52
and then you 113
and then suddenly 99
and then there's me 17
and then i met you 29
and then she said 33
and then i 152
and then some 118
and then what 920
and then we 52
and then you 113
and then suddenly 99
and then there's me 17
and then finally 32
and then i said 46
and then what happened 169
and then there's this 38
and then i realized 60
and then after that 60
and then we'll talk 37
and then one day 206
and then he died 39
and then all of a sudden 77
and then i said 46
and then what happened 169
and then there's this 38
and then i realized 60
and then after that 60
and then we'll talk 37
and then one day 206
and then he died 39
and then all of a sudden 77