And when he died Çeviri Türkçe
420 parallel translation
He never made a go of it though and when he died he left several debts which Mother worked hard to clear up.
Ama dükkan pek iş yapmıyordu... ve öldüğünde bayağı borç bıraktı, annem onları ödemek için çok çalıştı.
You are being asked if you knew that you were to inherit £ 3,500 from Colonel Paradine, if and when he died.
Size, Paradine öldükten sonra 3500 pound alacağınızı biliyor muydunuz diye soruldu.
And when he died, too, it was just too great a shock for her.
O da ölünce onun için çok büyük bir şok oldu.
And when he died, you vowed to keep an eye on Simon?
Babası öldükten sonra Simon'a göz kulak olacağınıza söz verdiniz.
And when he died, did he call out my name?
Ölürkende... benim ismimi söyledi?
And when he died and I realized that I was the only one who knew, well, that was very good business, too.
Ve o öldüğünde ve bilen tek kişinin ben olduğumu fark ettiğimde, şey, o da çok iyi bir işti.
Yeah, look at it, look at it, nothing just his name and when he died.
Evet, şuna bak, şuna bak, hiçbir şey, sadece adı ve ölüm tarihi.
And when he died, she followed him.
Ve o öldüğünde onu izlemiş.
And when he died... a part of me died.
Ve öldüğünde... benim de bir parçam öldü.
He died fighting for Ireland to be free and every man here should do the same thing and I'll do it when my time is called, and so will King Gypo.
İrlanda'nın bağımsızlığı için savaştı ve buradaki herkes de aynı şeyi yapmalıdır ve vakti geldiğinde ben de aynı şeyi yapacağım, Kral Gypo da yapacaktır.
When i explained to him how i knew that dimitrios had no money when he died. And how did you know?
Dimitrios'un üzerinden hiç para çıkmadı dediğimde.
Celia, when Rick died he left me with certain responsibilities and...
Celia, Rick vefat ettiğinde bana belirli sorumluluklar bıraktı ve...
Then when he got sick and died, you couldn't cope with this sense of guilt.
Sonra o hastalanıp öldüğünde suçluluk duygusuyla başa çıkamadınız.
We were practically engaged when he died and we went for long walks on our own
Babam öldüğünde nişanlı sayılırdık ve uzun yürüyüşler yapardık.
And his mother died when he was 9 or 10.
# 9 ya da 10 yaşlarındayken, annesi ölmüş.
Then when she died, he just sat and cried.
Ama annem ölünce, oturup ağladı.
I thought they were his words, and something inside of me died when he said them.
Bunların onun sözleri olduğunu sandım, ve bu sözleri söylediğinde içimden bir şey öldü.
He died when he almost reached the top. Ranks says that he and Liston were too exhausted to bring him down, so they left him up there.
Ranks diyor ki, o ve Liston onu aşağıya indiremeyecek kadar tükenmişlerdi, bu nedenle onu yukarıda bırakmışlar.
You see the darkness that went over heaven and Earth when he died?
Öldüğü zaman cennetin ve dünyanın üzerindeki karanlığı gördün mü?
As we all know, when the father of both Ptolemy and Cleopatra died he named the two of them to rule jointly over Egypt.
Bildiğimiz kadarıyla, Ptolemy ve Kleopatra'nın babaları ölürken her ikisini de Mısır'ı ortaklaşa yönetmeleri konusunda atadı.
Because when he died so soon afterwards I began to wonder. Oh, no. And then, Mrs. Lansquenet...
Hayır, çünkü o konuşmadan hemen sonra öldü, ürkmüştüm ardından Bayan Lansquenet...
When he died, there was nothing but debts and dirt.
Öldüğünde borç ve pislikten başka bir şey bırakmamıştı.
When she died and the money stopped coming, he started in on the neighbors!
Annem öldükten ve para kesildikten sonra, komşulara musallat olmaya başladı!
He died when he came home and found his lands sold for ransom.
Eve dönüp toprağının fidye için satıIdığını görünce öldü.
When our teacher died he stole his treasured heirloom the bamboo pole and started a new sect
Hocamız öldükten sonra... Onun mirasını ve bambu sopasını çaldı ve yeni bir kariyer yaptı.
When my husband died, the dog went wild and he hasn't been seen in the house since.
Kocam öldüğünde köpeğimiz doğaya kaçtı ve o günden beri evde gözükmedi.
And when I killed the image and knew that it was dead he died.
Görüntüyü öldürdüğümde ve öldüğünü anladığımda, o öldü.
When he died and we aired out the house I realized that I hadn't taken a decent breath in 25 years.
Baban öldükten sonra evi havalandırdığımda farkettim ki 25 yıldır doğru dürüst nefes almıyormuşum.
And then when he died they did an autopsy and found out that he was a raving queen.
Öldüğünde otopsi yaptılar ve çılgın bir eşcinsel olduğu ortaya çıktı.
Then about two years ago, when Mr. Wagner died, well, Eric didn't know anything about running a ball club, so he got Hanlon to come in and take over, run the business for him.
Eric iki sene önce şirketi devralınca, birşey bilmediğinden bütün işleri ona devretti.
When he died, he was just skin - skin over a skeleton and nothing else.
Öldüğünde sadece deriydi. İskelet, üstünde deri, o kadar.
And Papa, he died when I was young.
Ve babam, ben küçükken ölmüş.
Imagine what happened when Mr. Kadir Youssef, an Arab and a Muslim got back a Jewish son! He became desperate and died...
Bir Müslüman ve Arap olan Kadir Yusuf Yahudi bir çocuk... geri aldığında neler olduğunu hayal edin!
When Blackwolf found that his mother had died, he was excited... for now he felt he would take over her leadership and rule the land.
Blackwolf annesinin öldüğünü duyunca bu hoşuna gitti... onun yerine geçerek lider olacağını ve herkese hükmedebileceğini düşündü.
Learn to your confusion that it is sixteen years ago since this man died in a shipwreck at sea with his wife and children when he was trying to save their lives from the persecutions in Naples and which caused the banishment of several noble families.
Şunu öğrenin de karıştırmayın... Bahsettiğiniz kişi öleli en az 16 yıl oldu. Pek çok soylu ailenin kaçmasına neden olan
Darling, when he died, you were still a little gawky girl, with your nose in a book and a terrible facial tic.
Tatlım, baban öldüğünde sen hala burnunu kitaplarından dışarı çıkarmayan yüzünde iğrenç bir tik olan utangaç bir kızdın.
When my mother died, he and I went our separate ways.
Annem öldükten sonra, bir yerde yollarımız ayrıldı gibi oldu.
When he died, he supposedly said - and if he didn't say it, he could have.
Öldüğü zaman şöyle demiş, veya öyle dediğine inanılır ve eğer demediyse de, öyle derdi.
When he died my mother took a job as a plumber's assistant so I could go to law school and carry on in his name.
O öldüğünde annem kendine bir tesisatçı asistanlığı işi buldu, bu sayede hukuk fakültesine gidildim ve babamın adını devam ettirebildim.
You know, when he died... And by the way, he died the death of a salesman, in his green velvet slippers in the smoker of the New York, New Haven and Hartford going into Boston.
Biliyor musun o öldüğünde, bir satıcının yolculukta nasıl öleceğini gösterdi yeşil terlikleriyle New York Boston treninde giderken...
When he died, hundreds of salesmen and buyers were at his funeral.
Cenazesine, binlerce satıcı ve müşteri katıldı.
She'd scream louder and louder and then, when she finally died, he looked so satisfied I thought he was gonna light up a cigarette afterwards.
Kadın daha yüksek sesle bağırıyordu. Sonunda ölünce o kadar keyiflendi ki, galiba bir sigara yaktı.
My mother died when I was still quite a child and he was forced to send me home, despite the fact that I had no relatives here.
Annem ben henüz küçük bir çocukken öldü o da beni eve göndermeye zorlandı, fakat benim burada hiç akrabam yoktu.
He's never been inarticulate, but his father died, and when he was 17, he was taken into a mission school.
Onu bildim bileli böyle. On yedi yaşındayken babasını kaybetmiş, ve bir misyoner okuluna alınmış.
And he died when you were just six.
Ve sen daha altı yaşındayken öldü.
When Eng woke up beside him... and found that his brother was dead... he died of fright... right there in the bed.
Eng uyandığında kardeşinin ölmüş olduğunu görünce ... korkudan öldü. Aynı yatakta.
And when Dad died, he gave them all to me.
Ve babam öldüğünde, hepsini bana bıraktı.
It's true I was Max Brown's protégé... and was elected to his seat when he died in'65.
1965'te Max Brown öldüğünde yerine geçmeden önce onun yerine geçecek olan kişi bendim.
I think when his mom died he just couldn't believe she was gone, so he just iced her down and kept that old TV goin and did what he had to do.
Her halde annesinin ölümünü kabul edemedi. Onu buzla kapladı ve televizyonun sesini sonuna kadar açtı.
Mom died when I was 3, and I suppose Dad did the best he could.
Annem ben üç yaşımdayken öldü ve sanırım babam elinden geleni yaptı.
His mother was a prostitute and a drug addict died when he was 13 years of age.
O, 13 yaşındayken öldü.
and when you wake up 22
and when i do 162
and when that day comes 25
and when i'm done 29
and when the time comes 38
and when i woke up 67
and when the time is right 21
and when it does 101
and when you do 169
and when i get back 43
and when i do 162
and when that day comes 25
and when i'm done 29
and when the time comes 38
and when i woke up 67
and when the time is right 21
and when it does 101
and when you do 169
and when i get back 43