Any one Çeviri Türkçe
7,566 parallel translation
He hadn't told any one of us.
Bunu kimseye söylememişti.
And when I came to that realization, I'm like, well, does it have to be any one thing?
O farkına varmaya katıIdığımda "herhangi bir şey olması mı gerekiyor?" demiştim.
"A catastrophic global event was imminent if the contents of any one payload " ever met with our atmosphere ".
"Kargolardan biri atmosferimize girdiği anda feci bir küresel olay çıkacak."
You could've chosen any part of any one of us. But you chose the worst parts of human behavior... to use as your voice.
Herhangi birimizin herhangi bir kısmını seçebilirdiniz ama gittiniz sesinizi duyurmak için insan davranışının en kötü kısmını seçtiniz.
You could've chosen... any part of any one of us. But you chose the worst parts of human behavior... to use as your voice.
Herhangi birimizin herhangi bir kısmını seçebilirdiniz ama gittiniz sesinizi duyurmak için insan davranışının en kötü kısmını seçtiniz.
You have guts to freeze any one of us?
Bizden birini dondurmaya yüreğiniz var mı?
Do you recognize any one of these guys?
Bu adamlardan birini tanıyor musun?
Just like any one of us who'd drank that coffy.
Tıpkı o kahveyi içmiş olabilecek herhangi birimiz gibi.
The attack at Pearl harbor can be repeated at any one of many points, in both oceans and along both our coastlines and against all the rest of the hemisphere.
Pearl Harbor saldırısı herhangi bir noktadan tekrar gerçekleştirilebilir. Okyanusun iki tarafından ve sahil kıyı şeridi boyunca ve yarımkürenin geri kalanına karşı olabilir.
If any one of you kicks the can, you win.
Herhangi biriniz tekmeyi vurursa, kazanırsınız.
Any one of them grey motherfuckers come near you? !
- Gri piçlerden yanına yaklaşan oldu mu?
We're never gonna see any one at Patsy's Pies ever again.
- Aynen öyle, kapalı kaldık. - Patsy'nin turtalarına veda edin.
Any one of us could.
- Herhangi birimiz yapabilirdi.
Any one of us could have had the key. Any one of us could have the gun.
Anahtarı ve tabancayı herhangi birimiz almış olabilir.
If any one of them wish to come to me, my door is open.
Eğer benimle konuşmak isterlerse, kapım herkese açık.
And any one of you who says he didn't at least consider doing the same is a lying sack of shit.
Eğer aranızdan biri bile aynı şeyi düşünmediğini söylerse benden bir siktiri hak eder.
Any one of us sets foot on that sand absent an engraved invitation from the governor is likely to greet the sunrise swinging.
Eğer herhangi birimiz o kıyıya ayak basarsa validen gelen yazılı davet sabahın köründe sallandırılmaya dönüşür.
at any moment, that could have been any one of us in that pine box.
Her an, içimizden birinin.. Bir çam kutusunun içerisine girebileceğidir.
I can not lose to any one of you!
Hiçbirinize yenilmeyeceğim!
Now, all the tasks down there can be completed in any order except the first one.
Birincisi hariç tüm görevleri istedikleri sırada yapabilirler.
I don't have any kids, no family, no one to leave it to.
Paramı bırakacak ne ailem var ne de çocuklarım.
One day you'll blink and you won't be a kid any more.
Bir gün çocuk olmaktan çıkacaksın.
You're the one who doesn't understand it any more. Because you're old, you're tired... You don't know how to see the world any more, Mick.
Artık sinemadan anlamayan sensin çünkü yaşlısın, bitap düştün ve dünyayı görmesini bilmiyorsun artık Mick.
Are you going to tell me you're the only one not having any?
Bana kabus görmeyen tek kişi olduğunu mu söyleyeceksin?
I'd trade that M-4 for one of those Russian AKs any day of the week.
M-4'ümü herhangi bir gün Rusların Kalaşnikofu ile takas edebilirim.
Just pick the one that doesn't sound like any fun.
Eğlenceli gelmeyen şıkkı seç yeter.
So that means you're gonna'hafta'lead a string of horses into red rock and with that deep snow after a blizzard, you ain't gonna'be able to get away with any more then let's say one body per horse.
Bu da demek oluyor ki ; Red Rock'a kadar atları önlerinden tutarak götürmelisin. Ve tipi sonrası derinleşen karda at başı bir cesetten daha fazlasını götüremezsin bile.
For the life of me, I cannot understand why any man would... Would pledge himself to a... to a woman, especially such a mendacious slut as this one.
Hayatım boyunca bir erkeğin neden kendini bir kadına, özellikle de bunun gibi yalancı bir sürtüğe tutsak ettiğini hiç anlayamadım.
No one will have any idea!
Kimsenin aklına bile gelmez!
You do not tell any adults for one simple reason.
Şu sebepten ötürü hiçbir yetişkine anlatmayın.
No one's gonna give you any odds you're gonna like.
Kimse sana istediğin kadar para vermeyecek.
One person empties their bank account and sells any expensive stuff they may have, turns it all into cash, okay?
Banka hesaplarını boşaltıp elindeki değerli her şeyi satan, her şeyi nakde çeviren birini düşün, tamam mı?
You never know when you're gonna be the victim of a knife attack, or indeed any kind of attack with a sharp-edged weapon, and a knife wound, if not treated rapidly, can be one of the worst ways to die...
Ne zaman bıçak yarası alacağınızı bilemezsiniz keskin uçlu herhangi bir silahla bıçak yarası alabilirsiniz ve uygun şekilde tedavi edilmezse en kötü ölümlerden biriyle yüz yüze kalabilirsiniz.
If Lord Ashe is to have any prayer of succeeding in what you are asking of him, not only can you not retrieve the Urca gold, no one else here can retrieve it either.
Lord Ashe'in ondan isteyeceğiniz şeyi başarma imkanı varsa bile bu hem sizin hem de başkalarının Urca altınına el sürmemesi şartıyla mümkün olur.
A hard choice, sir, but one that any responsible captain must make given the changing circumstances.
Zor bir seçimdi bayım. Ancak değişen koşullara uyum sağlamak her kaptanın görevidir.
No one's getting any more than that.
Kimsenin bundan daha çok almaya hakkı yok.
No one in this house has any use for a private dick.
Bu evdeki kimsenin özel bir dedektife ihtiyacı yok.
So... no one in Surveillance is breaking any rules or protocols?
Gözetimde kurallara ya da protokole uymayan kimse yok yani.
And for the one who told me that Bhaisaheb is going to meet the sisters without any security. For her... this evergreen girl.
Ve onun kız kardeşimin yanına güvenlik almadan gideceğini söyleyen kişiye de bu güzel araba.
No one pays him any attention, so he sees everything.
Kimse onu iplemiyor. Ama o her şeye tanık oluyor.
Raj, you're probably wondering why Amy and I aren't showing any affection to one another.
Raj, muhtemelen Amy'le birbirimize neden sevgi göstermediğimizi merak ediyorsundur.
Well, for one, you two can't stand each other, but two... I'm just not sure you're in any condition to be able to handle it.
Birincisi, birbirinize dayanamıyorsunuz ikincisi, bu olayı halledebilecek durumda olduğuna emin değilim.
Any chance I can maybe jam one last bone in you?
Son bir düzüşme ihtimali var mı?
Super-secret identities- - No one has any idea who they are.
Kimsenin bilmediği süper gizli kimlikleri varmış.
Well, if one thing is for sure... if we're gonna get any traction, I need to step up my game.
Emin olduğum şey eğer çekişe gücüne ihtiyacım varsa. Oyunum için adım atmalıyım.
Make sure no one uploads any videos on YouTube.
Kimsenin video çekip Youtube'a yüklemediğinden emin ol.
You know, if it's any consolation, there was only one suicide during Clarissa Dalloway's parties.
Teselli olacaksa Clarissa Dalloway'in partilerinde bir intihar gerçekleşmiş.
You were the one who said you didn't want to get involved in any business dealing.
İş konusunda hiçbir şekilde birbirinize müdahale etmememizi isteyen sendin.
Let us agree that if either one of you gets any closer to the governor than you just did, I will be forced to consider that a threat to his person and I will shoot you where you stand.
Şunda bir anlaşalım, az önce yaptığın gibi herhangi biriniz Vali'ye yaklaşırsa bu hareketi ona karşı bir tehditmiş gibi algılar ve olduğunuz yerde gebertirim sizi.
At the time this picture was taken, not one of these fourth graders had ever been married or engaged or in any kind of long-term relationship.
Bu fotoğrafın çekildiği zamanlarda, fotoğrafta ki dördüncü sınıflardan hiçbiri, hiç evlenmemiş, nişanlanmamış ya da herhangi bir uzun süreli ilişkileri olmamıştı.
I didn't give any special thought to it, until one day, when I ran into Ellie Tanner, a friend, that I sometimes went horseback riding with.
Bu durumun hiç üstünde durmamıştım ta ki... birlikte at binmeye gittiğimiz bir dostuma, Ellie Tanner'a rastladığım güne dek.
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one's missing 20
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one's missing 20