Beautiful Çeviri Türkçe
71,431 parallel translation
I mean, last week, she came home and peeled potatoes at a homeless shelter, and she couldn't stop talking about what a beautiful experience it was to contribute.
Geçen hafta evsizler barınağında patates soyup eve gelmiş ve yardım etmenin ne kadar güzel olduğundan bahsetti durdu.
You're beautiful, hugely successful, financially independent, on the school committee, the... the board of the aquarium.
Güzelsin, inanılmaz şekilde başarılısın, finansal olarak bağımsızsın okul heyetindesin, akvaryumun yönetimindesin.
As beautiful and wonderful as you are now, the little girl whose curly hair I used to detangle, the one who had bad dreams and would crawl into my bed, she's gone.
Şu an ne kadar güzel ve harika olsan da kıvırcık saçının düğümünü çözdüğüm kabus görünce yatağıma giren o küçük kız artık yok.
Your hair... no, get it out of your beautiful face.
Saçını çek o güzel yüzünün önünden.
Aww. Beautiful weather we're having?
- Hava çok güzel, değil mi?
She was... She was really very artistic and always wanted everything to be beautiful.
Çok sanatçı bir kişiliği vardı ve her şeyin güzel olmasını isterdi.
I think it was her way of fighting what wasn't beautiful in the world and things she just couldn't control.
Herhalde dünyada güzel olmayan şeylere ve kontrol edemediği şeylere karşı kendince açtığı savaştı bu.
That's the most beautiful thing I've heard in my entire life.
Bu hayatımda duyduğum en güzel şey.
Guys like you and me, we hide in the tall grass, wait for the most beautiful gazelle to come up from the back of the pack, drops her head to get that last drink of water and then we strike.
Senin ve benim gibiler uzun otların arasında saklanır sıranın arkasındaki en güzel ceylanın ortaya çıkmasını bekleriz. Kafasını dereye eğip suyunu son kez içtiği anda saldırırız.
I hope your pussy cats realize what a beautiful scratching post they have in you.
Umarım kedilerin ne kadar güzel bir tırmalama tahtasına sahip olduklarının farkına varırlar.
I am a beautiful scratching post.
- Ben güzel bir tırmalama tahtasıyım.
Beautiful as your uncle.
Tıpkı amcan gibi yakışıklısın.
- Beautiful party.
- Çok güzel bir parti.
Such a beautiful day.
- Hava da çok güzel.
Beautiful strong woman like yourself surely has many climbs left in her.
Senin gibi güzel ve güçlü bir kadının içinde eminim biraz dağcılık vardır.
I want the house to be beautiful. Me too.
- Evin çok güzel olmasını istiyorum.
This is a beautiful song, honey.
Bu gerçekten güzel bir şarkı tatlım.
Take that beautiful robe off for a second.
Bir saniyeliğine bornozunu çıkart.
In the entire country, she is the most beautiful it seems.
Bütün Hindistan'da arama yapsanız bile onun gibi güzel bir kadın bulamazsınız.
The most beautiful lady who even puts beauty to shame!
Güzellik, güzel yüzüne baktığın zaman kıskançlık hissi veriyor!
"And weave beautiful dreams."
"... Ve güzel rüyalar gör. "
Ooh, I see you brought a friend, And a beautiful friend, indeed.
Bakıyorum da bir arkadaşını getirmişsin, hem de çok güzel bir arkadaş.
It is a beautiful color, though.
Rengi de güzel ayrıca.
But I hear the ceremony is beautiful.
Törenin çok güzel olduğunu duydum.
They're beautiful.
Onlar güzeller.
As beautiful as magic.
Büyü gibi güzel.
Numbers and patterns and theorems... they're beautiful.
Sayılar ve kalıplar ve teoremler. Onlar güzeller.
It's beautiful.
Çok güzel.
It's beautiful, noa.
- Çok güzel, Noa.
She's very beautiful.
Çok güzelmiş.
Those are beautiful.
Güzeldirler.
So beautiful.
Çok güzel.
Beautiful ride, ton of Ducatis.
Bir sürü Ducati ile güzel bir sürüş olur.
- It's beautiful.
- Çok iyi yöntem.
Isn't it beautiful?
Güzel, değil mi?
You don't want to miss the most beautiful mosque in Istanbul, do you?
İstanbulda ki en güzel camiyi görmeden gitmek istemezsin, değil mi?
It's beautiful here.
Burası güzel.
Oof. Hey, it's a beautiful weekend.
Çok güzel bir hafta sonu.
Bye. What a beautiful party.
- Çok güzel partiydi.
It was beautiful and romantic.
Çok güzel ve romantikti.
I'm admiring how beautiful...
Evin güzelliğine hayranım.
Rich, beautiful, madly in love.
Zengin, güzel ve körkütük aşık.
The most beautiful song For the most beautiful woman.
En güzel şarkı en güzel kadın için gelsin.
♪ Beautiful ♪
Güzel
Still beautiful.
Hâlâ güzeldi.
No, it's beautiful.
Yok ya, güzel.
She looks even more beautiful today.
Bugün çok daha güzel görünüyor.
You're the most beautiful girl in the world, Emma.
Sen, dünyanın en güzel kızısın, Emma.
You're beautiful.
Çok güzelsin.
She's beautiful.
Çok güzel.
They're beautiful.
Çok güzeller.
beautiful boy 45
beautiful day 103
beautiful eyes 27
beautiful morning 18
beautiful baby 17
beautiful mind 19
beautiful wife 24
beautiful house 19
beautiful night 26
beautiful things 16
beautiful day 103
beautiful eyes 27
beautiful morning 18
beautiful baby 17
beautiful mind 19
beautiful wife 24
beautiful house 19
beautiful night 26
beautiful things 16