Blessed be Çeviri Türkçe
731 parallel translation
Blessed be this bed.
Bu yatağı kutsa.
" Blessed be the name of the Lord.
" Tanrı ruhunu bağışlasın.
Blessed be the name of the Lord.
Tanrı büyüktür.
Blessed be those who she finds in Thy most holy will,... for the second death shall not harm them.
Seni en yüce bulanlar ve ikinci ölümün onlara zarar vermeyeceğini bilenleri kutsa.
Blessed be your name in heaven as on earth.
Adın dünyada olduğu gibi cennette de kutsansın.
- Blessed be.
- O onur bana ait.
Blessed be he that hath peace in his soul
Ruhunda huzur olanları kutsa
" Blessed be his name, whose glorious kingdom is for ever and ever.
" Onun adı yücedir, görkemli krallığı sunsuza dek sürecek.
- Blessed be the name of the Lord.
Tanrı'nın adıyla kutsansın. Amin.
Blessed be the day I was born.
Doğduğum güne şükürler olsun!
Blessed be the name of the Lord.
Tanrının ismi ile kutsansın.
So they brought the rite of artificial evolution unto themselves. so that new beings blessed with the Fruit of Life may be created.
Ve bu yüzden kendini yapay olarak geliştirme ritüelleri gerçekleştirdi. Bilginin Meyvesi ile kutsanmış yeni yaşam formları oluşturabilmek için eski türleri feda etti.
The Blessed who abducted Ivan headed in the direction of the Savior tank plant, which also happens to be a company capable of creating a man-made virus?
Ivan'ı kaçıran Kutsal, Kurtarıcı tank fabrikasının yönetiminde yol aldı. Aynı zamanda insan yapımı bir virüs yaratabilen bir şirket, öyle mi?
If we submit that insectlike micro-drone as evidence, we should be able to tell the world about what The Blessed are up to.
Bu böceğe benzer mikro-drone'u delil olarak öne sürersek, dünyaya Kutsalların ne yapmaya çalıştığını anlatabiliriz.
There might be others of The Blessed lurking around HQ.
Merkezde gizlenmiş Kutsallardan başkaları da olabilir.
If the Blessed are controlling the world from the shadows, they shouldn't be happy about having their cover blown.
Kutsallar dünyayı kontrol ediyorsa, durumun anlaşılması onları mutsuz edecektir.
Just like you said, the Blessed do exist, but I'm really not sure if we should be taking them on.
Söylediğin gibi, Kutsallar var. Ama... onlarla savaşmamamız gerektiğini düşünüyorum.
It can't be the Blessed, can it?
Kutsallar olamaz, olabilir mi?
If he's an elder, then the influence he has over the other Blessed could be quite significant.
Eğer yaşı büyükse, Kutsallar üzerinde çok önemli etkisi olabilir.
It means the Blessed must be among you, too.
Yani Kutsallar, sizin aranızda da olmalı...
They're destined to be victims of The Blessed.
Kutsalların kurbanı olacaklar.
"Dear Jesus, let our first guest be blessed with a happy year."
Yüce İsa, ilk misafirimizi mutlu bir yeni yılla kutsa.
"May thy slumber be blessed"
" Güzel rüyalar gör düşünde
And when you are desirous to be blessed, I'll blessing beg of you.
Sen Tanrı'nın rahmetine can attığın zaman, ben de senin hayır dualarına can atacağım.
Blessed above all others be the hour when you remember to remember me, and came to tell me... what?
Bir an ki, hatırlayıp hayatta olduğumu buraya kadar zahmet ettiniz... ne söyleyecektiniz?
Blessed those who shall in peace endure,... for by Thee, most High, they will be crowned.
Huzura katlanacak olanları kutsa bu şekilde onları taçlandırabilesin.
- A new life deserves to be blessed.
- Yeni bir hayat kutsanmayı hak ediyor.
Before you know it, lad, you won't be feeling a thing, not a blessed thing.
Farkına bile varmadan acını unutacaksın, hiçbir şey hissetmeyeceksin.
Blessed are they who mourn, for they shall be comforted.
Ne mutlu yaslı olanlara! Onlar teselli edilecekler.
Blessed are they who hunger and thirst for justice, for they shall be satisfied.
Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara! Onlar doyurulacaklar.
Blessed are the peacemakers, for they shall be called children of God.
Ne mutlu barışı sağlayanlara! Onlara Tanrı oğulları denecek.
To be blessed at the church.
Kiliseye götürüp kutsatacağız.
That blessed soul wants you to be at peace with yourself.
O kutsanmış ruh, sizin kendinizle barışık olmanızı isterdi.
I'll be blessed if I do.
Yaparsam lanet olsun.
The heavens have blessed you with a goodly son to be your comforter when he is gone.
Onun yokluğunda sizi avutsun diye, Tanrı size güzel bir evlat vermiş.
But if she be obdurate to mild entreaties... God in heaven forbid we should infringe the holy privilege of blessed sanctuary!
Ancak, ricalarımıza direnecek olursa, Tanrı göstermesin, kutsal sığınağın kurallarını çiğneyemeyiz.
That is, if you happen to be blessed with a keen eye, an agile mind and no scruples whatsoever.
Yani, keskin bir göze sahip olma ayrıcalığına, kırılgan bir zihne sahipsen ve vicdan diye bir şeyin yoksa.
Ah, Monsieur, take her, keep her, eat her, and be blessed by the Virgin Mary and all the saints in Heaven.
Mösyö, alın götürün, tutun, yiyin Bakire Meryem ve bütün melekler aşkına.
You must be blessed with such a fine young lady.
Böyle güzel bir hanım kızınız olması ne iyi.
Blessed are the peacemakers for they shall be called the children of God. "
Barış yapanlar kutsanmıştır çünkü onlara Tanrının çocukları denecek. "
He is blessed to be born in 1916!
1916'da doğduğuna dua etsin!
She may be of some use in that respect, then there's always the blessed chance the rope may break.
Tamam, işe yarayabilir ama belki de onu taşıyan halat kopar.
Even the non-Catholics hold their children up to him... to be blessed when he passes.
Katolik olmayanlar bile kutsaması için... çocuklarını ona getirir.
But this blessed war has to end one day, and there'll be an amnesty like last time.
Ama bu kutsal savaş bir gün son bulmalı ve geçen sefer olduğu gibi genel bir af ilan edilecek.
You'll never be able to fire a gun again in anger. You're blessed, son.
Bir daha asla öfkeyle ateş edemeyeceksin.
God be blessed!
Allah bir yastıkta kocatsın!
I do not need to be blessed to live with a woman.
Bir kadınla beraber yaşamam için tanrısal emirlere ihtiyacım yok.
Perhaps this is a sign our love will never be blessed.
Belki de, bu aşkımızın asla kutsanmayacağının bir işareti.
In fact, to be honest, is it not precisely because Miss Miho was blessed with such beauty that an avenue like this remains open to you?
İşin doğrusu, dürüst olmak gerekirse böyle bir kapının senin için açık olması tam olarak Miho'nun böylesine güzel olmasıyla alakalı değil.
May we be blessed by you for a thousand years!
Tanrı sizi başımızdan binlerce yıl eksik etmesin!
How blessed to be free of pain.
Acısız yaşayabilmek ne büyük bir mutluluk.