English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ B ] / Buddy boy

Buddy boy Çeviri Türkçe

361 parallel translation
Come on, buddy boy, we're going to town.
Haydi oğlum, kente iniyoruz.
Buddy boy, look....
Dinle dostum.
Don't worry about me, buddy boy.
Beni merak etme, küçük dostum.
Buddy boy, we find Fidel and Shorty and then we make plans.
Kanka, Fidel'le Bücür'ü bulalım, sonra plan yaparız.
Come on, buddy boy, we got work to do.
Gel kanka, yapacak işlerimiz var.
Come on, buddy boy.
Hadi, kanka.
In the first place, I'm not your buddy boy.
- Birincisi, ben senin kankan değilim.
It's all yours, buddy boy. It's all yours.
Sahne senin.
Take your time, buddy boy.
Acele etme, dostum.
Who knows that better than you, buddy boy?
Onu senden daha iyi kim bilebilir ki, dostum.
You're hesitating, buddy boy.
Duraksıyorsun, dostum.
You're forgetting something, buddy boy.
Bir şeyi unutuyorsun, dostum.
There's no statute of limitations on murder, buddy boy.
Cinayette zamanaşımı yok, dostum.
You're my investment, buddy boy.
Sen benim yatırımımsın, dostum.
Buddy boy, you better make it good.
Dört dörtlük olsun, dostum.
Hi, buddy boy.
Merhaba, ahbap.
And you know what it is, buddy boy.
Bu işler nasıl, biliyorsun, ahbap.
You worry, don't you, buddy boy?
Endişeleniyorsun, değil mi, ahbap?
That's better, buddy boy.
Bu daha iyi, ahbap.
Buddy boy, I'm standing right here like an elm until you cash that check.
Dostum, sen çekimi bozana kadar burada ağaç gibi dikileceğim.
Hey, Buddy boy, you're a Boy Scout. Run in and build us a nice, hot fire.
Bud, içeri girip bizim için güzel bir ateş yak.
Good, Buddy boy.
Çok iyi, Bud.
Now, how about a drink? I forgot, Buddy boy's in training.
Şimdi de içkiye ne dersiniz?
That's the way it's done, buddy boy.
Bu işin raconu budur, kanka.
You done good, buddy boy.
İyi iş başardın, kanka.
Now, Joe, you can't afford to get worked up, buddy boy.
Dinle, Joe, bünyen heyecan kaldırmaz, ahbap.
OK, buddy boy.
Tamamdır, dostum.
You remember this, don't you, buddy boy?
Bunu hatırlıyorsun, değil mi ahbap?
Put on your skates, buddy boy.
Patenlerini giy, dostum.
I mean... - Isn't he your... - My son?
Şehrin magazin dergi kapaklarında boy gösteren birinci sınıf modellerden gösteri ve spor müsabakalarının en iyi koltuklarına varana kadar istedikleri her şeyi elde eden Buddy Winslow gibi çapkın milyonerler de vardı.
You see that, buddy boy?
Gördün mü oğlum?
How you doing, buddy boy?
Ne haber oğlum?
That's my buddy boy!
İşte benim adamım!
This boy's been around, buddy.
Bu çocuk gezinmiş dostum.
Buddy, I'm just a country boy.
Dostum, alt tarafı taşralı bir çocuğum ben.
You're my meal ticket, buddy-boy.
Sen benim yemek kuponumsun, dostum.
Sorry to bother you, Buddy-boy, but the little lady forgot her galoshes.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm evlat ama, küçük hanım galoşlarını unutmuş.
- Hiya, Buddy-boy.
- Selam evlat.
- That's OK, Buddy-boy.
- Önemli değil evlat.
We never close at Buddy-boy's.
"Evlat'ın Yeri" asla kapanmaz.
Oh, Buddy-boy!
Oh, evlat!
Hi, Buddy-boy.
Selam, evlat.
Where are you goin', Buddy-boy?
Nereye gidiyorsun evlat?
Buddy-boy, why didn't you say so?
Neden öyle söylemedin evlat?
Stay with it, Buddy-boy.
Devam et, evlat!
Buddy-boy and Kubelik having a little toot?
Evlat ve Kubelik küçük bir kaçamak mı yapıyordu yani?
We don't owe Buddy-boy anything.
Evlada bir borcumuz yok ki.
What's Buddy-boy done for us lately?
Evlat bizim için son dönemde ne yaptı?
Who is Buddy-boy?
Evlat da kim?
- Hi, Buddy-boy.
- Selam evlat.
Look, buddy, will you please step to one side like a good boy?
Bak dostum, iyi biri olup şu tarafa geçer misin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]