English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ C ] / Caught you

Caught you Çeviri Türkçe

8,415 parallel translation
How did they... Caught you?
Seni nasıl yakaladılar?
Glad I caught you before you left.
Seni gitmeden önce yakaladığıma sevindim.
We caught you red-handed.
Seni suçüstü yakaladık.
I'm-I'm sorry if I caught you at a bad time, but I was really wanting to speak with you.
Ters zamanda aradıysam özür dilerim ama konuşmak istiyorum.
I'm glad I caught you.
Ajan Keen, telefonu açmanıza sevindim.
- Hope I caught you at an okay time.
Umarım müsaitsinizdir.
Yes, you are, but you-you caught yourself.
Evet, yapıyorsun, ama kendi kendini durdurdun.
- I bet my mother caught you.
- Seni annemin çıkarttığından eminim.
I've obviously caught you at a bad time.
- Belli ki kötü bir zamanına çattım.
You got caught off.
Birden çıktın.
No, you - - you caught a fish, a small one.
Ama sen yakalamışsın. Ufak bir balık.
- Dear, you're as pale as a ghost. - Yeah, I must have caught a bug down south. I'll be fine.
canım, hayalet gibi solgunsun evet, böcekten falan kapmış olmalıyım iyi olacağım dikkat etmen gerekiyor hepsinin tuhaf şehirleri var
If you plant something and you get caught and Emily's already caught and in the mouse trap, now how's your heart gonna do then?
Bir şeyler yerleştirir ve yakalanırsan, Emily de ellerinde olduğuna göre, senin kalbin ne durumda olacak?
I mean, now that we're down here, do you think he would actually risk getting caught on one of these platforms?
Yani, oraya doğru gidiyoruz, sence bu peronlardan birinde yakalanma riskini göze alır mı?
Two tournaments ago, one of the fish you "caught"
İki turnuva önceki yarışta yakaladığın balık,
[Chair scrapes] So, you're saying he caught those fish legitimately?
Yani o balıkları meşru bir şekilde mi yakaladı?
You know, Walsh must have caught on.
Walsh bir şeyler yakalamış olmalı.
You caught me by surprise.
Beni şaşkına uğrattın.
I just wanted you to know that we caught the man who killed your father. And Damon.
Babanı ve Damon'ı öldüren adamı yakaladığımızı bilmeni istedim.
You caught me having one of those "how the hell did I get here" moments.
Beni tam buraya nasıl geldiğimi düşünürken yakaladın.
If you got caught having sex, first you'd be whipped publicly.
Eğer seks yaparken yakalanırsanız ilk olarak alenen kırbaçlanırsınız.
You just caught the bad guy.
Az önce kötü adamları yakaladın.
You never would have caught me if my laces hadn't come untied.
Bağcıklarım çözülmese asla yakalayamazdınız.
Well, I was hoping you would have caught a ride out of town on mama's broom.
Annenin süpürgesine atlayıp şehirden gittiğini umuyordum.
I've been so caught up in trying to do my job, I didn't even ask you how you're doing.
İşimi yapmaya kendimi kaptırmışım nasıI olduğunu sormayı unuttum.
You will get caught.
- Yakalanırsın.
She makes you feel like the girl in fat camp who got caught eating her toothpaste.
İnsanı şişmanlar kampında diş macunu yerken yakalan kız gibi hissettirir. Ne oldu?
Wife number two- - she's the one you caught in bed with the other guy?
İki numaralı eş. Yatakta başka bir erkekle yakaladığın eşin miydi?
I'm so sorry that you got caught up in all of this, Richard. - You and your family.
Seni ve aileni de bu işe bulaştırdığım için çok üzgünüm Richard.
You're caught trying to cross the border with a weapon, ten years in a Mexican prison.
Sınırdan silahla geçerken yakalanırsan Meksika hapishanesinde 10 yıl yatarsın.
Oh, in that case, you of all people would be clamoring to get caught.
Gidecek olsaydı, şimdiye kadar, çoktan giderdi. Şayet ona saldırmamış olsaydın.
What do you think would happen if we got caught?
- Şaka mı, bu? - Kötü durum senaryon var mı?
You know, we all do a lot of questionable things, son, only most of us are not stupid enough to get caught.
Ne düşünüyorum, biliyor musun? Ailemizin şerefli ismini, çamura batırabileceğini sanıyorsun sen? Herşey kontrolumun altında.
But I was desperate, and Enos would've killed all three of us if he ever caught me leaving with you.
Ancak, umutsuzdum ; şayet birlikte olduğumuzu öğrenirse Enos üçümüzü de öldürecekti.
I tried to come back for you after Grace was born, but Enos caught me before I could see you
Grace'in doğumundan sonra sana dönmeye çalıştım ;
'Cause you thought you wouldn't get caught?
Yakalanmayacağını düşündüğün için mi?
Because you got caught?
Yakalandığın için mi?
And then, after that, you'd have maybe 30 seconds to get the job done before you'd be caught and killed.
Ve işi halledip, yakalanıp öldürülmeden önce 30 saniyen falan olabilir.
Oh, I loved the part where you got your head caught in the banister.
Kafanın trabzana sıkıştığı bölüme bayıldım.
I want him caught for what he did and then I want you on my team.
Onun yaptığı için yakalanmasını ve seni de timimde istiyorum.
You didn't run, so you wanted to be caught?
Kaçmadın, yakalanmak mı istedin?
"When you caught me, you asked why I do this."
Beni yakaladığında bunu niye yaptığımı sordun.
I caught a glimpse of you at the bottom of the ladder when we were leaving.
Biz mekândan ayrılırken merdivenlerin altında seni görür gibi oldum.
You tell them you caught Henri... trying to force himself on me.
Onlara Henri'nin bana zorla sahip olmaya çalışırken yakaladığını söyleyeceksin.
Hey. You're the guy that caught Joe!
Sen Joe'yu yakalayan adamsın!
Your Major Hewlett was kidnapped by rebels, the same night that you were caught.
Senin Binbaşı Hewlett yakalandığın gece asiler tarafından kaçırılmış.
You wanted to be caught. You know what you're doing is wrong.
Yaptığının yanlış olduğunu biliyorsun.
If we are caught together, you mean.
Yani, birlikte yakalanırsak.
You'll get caught, rat both of us out.
Yakalanırsın. İkimizi de ispiyonlarsın.
No, no, it's my fault you got caught up in this.
Hayır, bu olaya girmen benim yüzümden.
How many houses did you own before karma caught up with you?
Karma seni bulmadan önce, senin kaç evin vardı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]