Check him Çeviri Türkçe
2,130 parallel translation
- The bottom line is that I have to check him.
- Bunun altında ben de bunu bilmek istiyorum
So how do you know he was dead if you didn't check him?
Kontrol etmediyseniz öldüğünü nereden biliyorsunuz?
All right, we'll take care of Jenna, but get me the name of this doctor in Brazil so I can check him out.
Tamam... Jenna'ya göz kulak oluruz. Ama sen de Brezilya'daki doktorun adını ver de bir kontrol edeyim.
I've got to check him in, so he'll see you there later.
Hayır. Onu kontrol etmem lazım, yani okulda görüşürsünüz.
I want to check him out.
Onu sorgulamak istiyorum.
Check him for a wallet or phone, anything that might tell us who this fucker is.
Cüzdan veya telefon var mı bak bu göt herifin kim olduğunu bize söyleyecek herhangi bir şey.
Roma, you check him out.
Onu kontrol et Roma.
Check him out.
Araştır bakalım.
Check him.
Onu kontrol et.
- We'll check him out. - You know, I'm gonna stick around.
- Sen git, ben biraz burada olacağım.
All right, I'll check him out. I already did.
- Bir araştırırım.
So we're gonna go check him out.
Bu yüzden mekâna bakacağız. Mahkeme izni yolda.
Should I check him?
Kontrol edeyim mi?
Check him out.
Üstünü arayın.
Check him every 15 minutes.
15 dakikada bir kontrol edin.
I'll swing by and check him.
Biraz dinlensin. Sonra uğrayıp bakarım. - Akşam yemeğine dek çıkarsınız.
Tiny, check him for jumper cables.
Minik, bak bakalım kablosu var mı?
Let's go check him out, See what a horrible person he is.
Gel, gidip bakalım ne kadar korkunç birisiymiş.
Okay, well, I'm gonna go check him out.
Tamam, onu kontrol etmeye gidiyorum.
Boss, don't let him check your back-pocket.
Patron, arka cebine bakmasına izin verme.
Didn't I tell you to check on him in the night?
Geceleri onu kontrol etmeni söylememiş miydim?
You know, just... Have him check under the hood?
Bir baktıralım bakalım eksik tahtan var mı diye.
The promise of finding her Was the only thing that kept him in check.
Karısını bulma sözün, onu elimizde tutan tek şeydi.
Wait a minute, is that actually a check for him?
Dur bir dakika, o şey gerçekten o adam için bir çek mi?
I come by to check on him every morning.
Her sabah kontrole gelirim.
When Jackson gets here, I'll have him check the schematics.
Jackson buraya geldiğinde, ona çizimleri kontrol ettiririm.
Check out this proposal I worked up for him.
Onun için hazırladığım teklife baksana.
The mayor gives us a check and we deposit it in some company you connected back to him.
Çok karmaşık. Cidden mi? Vali bize bir çek verecek ve bunu onunla bağlantısı olan bir şirkete yatıracağız.
Just, uh... if you don't mind, I'd like to check in on him from time to time.
Eğer sakıncası yoksa, ara sıra onu ziyaret etmek isterim.
- No, I'll check with him.
- Hayır, ona danışacağım.
I'll get the guest list to Rigsby. I'll have him check everybody out.
Konuk listesini Rigsby'ye yollayacağım, herkesi incelesin.
I'd better go check on him.
En iyisi gidip onu kontrol edeyim.
Welter's wife barb hired harry to check up him.
Welter'in karısı Barb, onu gözetlemesi için tutmuş.
Instead, I hired his assistant, had her check up on him.
Bense sekreterine para verip onu kontrol ettirdim.
She called me and asked me to check on him.
Beni arayıp Harry'i kontrol etmemi istedi.
We're gonna take you to a doctor, have him check you out.
Muayene olman için doktora götürüleceksin.
So when you say you want me to check in With the police liaison, you mean hook up with him, right?
Kontrol et derken onunla yatmandan bahsediyorsun, değil mi?
Just check in with him.
Sadece kontrol et.
- Really? Mr. Michalski just woke up from surgery, and we need someone to check on him. Yep.
- Gerçekten mi?
( Beckett ) We'll check his alibi... but my gut tells me it's not him. Well?
- Nedir?
Then why am i making the check out to him?
Peki niye çeki ona yazıyorum?
Anyway, could you go check on him and make sure he's okay?
Her neyse, lütfen gidip iyi mi diye kontrol eder misin? Tabi.
But go to dinner with him and wait for the check to come.
Onunla bir akşam yemeğine çık ve hesap gelene kadar bekle.
Well, before he goes, you want him to check your heart? Well, at least he didn't hit the money.
En azından parayı vurmamış.
Trying to figure out what the hell happened to you while trying to keep him in check.
Onu kontrol altında tutmaya çalışırken, sana ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
Didn't check on him.
Kontrol etmedim.
Except... a check of blackchip's static IP address and a quick Web search reveal him to be Craig Lifford,
BlackChip'in statik IP'sini saymazsak! Hemen bir web taramasıyla bu kişinin Craig Lifford olduğunu ortaya çıkarıyoruz.
So check his e-mail, monitor his cell phone and follow him occasionally.
E-maillerini kontrol et, Cep telefonunu karıştır. Ve arasıra onu takip et.
I'll have Dr. Hamilton check in with you once we get him into surgery and assess the damage.
Ameliyata girip yarayı gördüğümüzde sizi Dr. Hamilton'a bırakacağım.
I just wrote him a blank check.
Ona açık çek verdim.
So check his e-mail, monitor his cell phone and follow him occasionally.
Yani mailini kontrol et, cep telefonunu kontrol et ve ara sıra onu kontrol et.
check him out 59
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
check 1743
checked 90
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
check 1743
checked 90
checking 99
checkmate 250
checks 46
checkers 22
checkpoint 27
check me out 64
check this out 1704
check in 65
check it out 2343
check that 66
checkmate 250
checks 46
checkers 22
checkpoint 27
check me out 64
check this out 1704
check in 65
check it out 2343
check that 66
checking in 81
check again 75
check your phone 26
check it 331
check out 29
check this shit out 23
check you out 38
check your e 33
checked out 26
check her out 30
check again 75
check your phone 26
check it 331
check out 29
check this shit out 23
check you out 38
check your e 33
checked out 26
check her out 30