English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ D ] / Dad's home

Dad's home Çeviri Türkçe

561 parallel translation
Making the effort to congratulate me, telling me that you'll move into the basement of my sweet home... and since you're also saying you'll be my son's ( little hideout ) nanny ;
Beni tebrik etmek için çaba sarf ettiğin tatlı evinin bodrum katına taşınacağım dediğin ve de doğacak olan küçük sığınağın dadısı olacağını söylediğin için utanmana lüzum yok.
It's good to see home folks.
- Dadı! Ev halkından birilerini görmek ne hoş.
You mean, Dad's not coming home anymore?
Babam bir daha eve gelmeyecek mi?
Dad sent a cable saying he'll be home soon.
Baban yakında geleceğini belirten bir telgraf yollamış.
Dad's home!
Babam gelmiş!
My sister will catch it from Dad if she's not home in 20 minutes.
20 dakika içinde evde olmazsa, kızkardeşim onu Babamdan kapacak.
Dad's home!
Babam geldi!
Dad's home! Come on, Mom!
Hadi anne, neden acele etmiyorsun?
I bought extra'cause your dad's home.
Babası evde olduğundan fazla yapmıştım. Kefaletle çıktı da.
Well, I remember this night with my dad driving over there to the Shoebridge's all alone, and then getting in a big fight with Ma, because he'd come home at 4 : 00 a.m., and he wouldn't tell her what he was doing or something.
Şey, babam tek başına Shoebridge'lere gitmişti. Sonra da eve sabahın 4'ünde geldiği için annemle büyük bir kavga etmişti. Babam da anneme hiçbir şey anlatmamıştı.
Go home. - It's Dad's advanced class.
- Ama babamın dersi var, anne.
Dad's gonna be home day after tomorrow.
Babam iki gün sonra dönecek.
We used to have to get out of the lake at three o'clock in the morning, clean the lake, eat a handful of hot gravel, work twenty hours a day at mill, for twopence a month, come home, and dad would beat us around the head
Biz sabah 3'te gölden çıkar, gölü temizler sıcak çakıl yer, değirmende ayda 2 peniye günde 20 saat çalışırdık. Şanslıysak babam bizi kırık bir şişeyle baş ve boyun çevresinden döverdi.
We had to eat half a handful of freezing cold gravel, work twenty-four hours a day at mill for fourpence every six years, and when we got home, our dad would slice us in two with a breadknife!
Yarım avuç buz gibi çakıl yer yılda 4 peniye günde 24 saat çalışırdık ve eve dönünce babam bizi ekmek bıçağıyla ikiye keserdi. Pekala.
And your dad's not home today.
Ve baban bugün evde yok.
I'm taking you home because I don't think your dad's gonna be coming back.
Seni bize götürüyorum çünkü babanın geri geleceğini sanmıyorum.
Right! Let's go home and tell dad!
- haydi gidip babaya söyleyelim
Dad's home!
Babam döndü!
But if it's okay with my dad, she's going home with me.
- Hayır. Babamla geldim, Kız benimle eve geliyor.
Look, Dad, you can tell those nutty stories... to all the people at the old folks ´ home, but if you tell Brian that, he ´ s not gonna sleep at night.
Baba bak, o deli saçması hikayelerini huzurevindeki ihtiyarlara anlatabilirsin ama Brian'a anlatırsan, gece gözüne uyku girmez.
My dad's home.
Babam evde.
My dad's not home, Mr. Perkins.
- Babam evde değil Bay Perkins.
"Well make sure you bring it home." You'll make a good impression at the job interview with one of your dad's tie tacks sticking through your nose.
Burnunuzda babanızın kravat iğnesiyle iş görüşmesinde iyi izlenim bırakırsınız.
- Mom, Dad's home!
Babam geldi. Anne, babam geldi.
I'm Marti Page, and I'm thankful my dad's coming home for Thanksgiving.
Adım Marti Page, Şükran Günü için babamın eve dönmesine seviniyorum.
It's really early, and Dad's not gonna be home yet.
Yani saat daha erken. Babam eve bu saatte gelmez.
Hi, Mom. Where's Dad? He should have been home by now.
Anne merhaba, babam eve gelmedi mi daha?
Here's yo Dad, Uncle Jesse, and Joey and Becky for building our beauyiful new home.
Bu yeni güzel evimizi yaptığınız için sizin şerefinize ; Baba, Jesse Dayı, Joey ve Becky.
Hey, hey, hey. Dad's home.
Baba eve geldi.
He's home. Dad's home.
Baba eve geldi.
Each time I call it's "Is dad home?", "no, he's not".
dışarıdasın.
- I don't think so, because, you know, my dad's gonna come home and...
- Sanmıyorum, çünkü, yani, babam eve dönecek ve...
So your dad's still in contact with his home planet.
Yani, baban ana gezegeniyle hala temasta.
My dad's accountant and two women that work in his nursing home.
Babamın muhasebecisi ile huzurevinde çalışan iki kadın.
A wonderful specimen, in his prime nurtured by Jim and Nan in their very own home.
Harika bir örnek, gençliğinin baharında Jim ve dadısı tarafından yetiştirilmiş burada, kendi evinde.
- What time's Dad due home?
- Babam ne zaman eve dönüyor?
Her mom got custody. The day after her dad was executed, she ran away from home.
- Burada anlatılana göre 18 yaşındayken orduya yazılmış.
- Daddy's home! - Dad!
Babam geldi.
I wonder when Dad's coming home.
Babamın eve ne zaman, geleceğini merak ediyorum.
Hey, your dad's gonna just go in here, work it out and you'll, you'll drive home in this!
Hey, babanız biraz sonra burada olacak, buraya alışın çünkü, eve bununla döneceksiniz!
After I was expelled... I went back home and worked in my dad's pub.
Okuldan atıldıktan sonra memlekete gidip babamın birahanesinde çalışmaya başladım.
Dad just came by to lay down some ground rules... for when I come home... no more running away, no more setting his cars on fire.
Babam sadece, ben eve geldiğimde kendi kurallarını uygulamaya çalışıyor. Daha fazla kaçmak yok, arabasını ateşe vermek yok.
Finally, Dad's home.
Sonunda, babam eve döndü.
Why's dad home at this time?
Babam neden evde bu saatte?
One time, he arranged this thing that he took this chick home... an ugly bitch, he did with her what he did, then he woke up his dad : "Hey dad, get over here, there's a fine lady let's not wake up mom." Their mom was religious and everything, so...
Bir gün, bu işi ayarladı, bir kızı eve getirdi. Çirkin bir fahişeydi, onunla ne yaptıysa yaptı, sonra... babasını uyandırıp : "Hey baba gel aşağıda güzel bir kız var.. ama annemi uyandırmayalım" dedi.
Thank God, Dad's home.
Tanrı'ya şükür, babam geldi.
Dad, your little boy's going home.
Baba oğlun evine gidiyor.
If you meet the white - haired old lady you know, Mrs. President... She seems nice. Have her go in the kitchen and fix something up to bring home to Dad?
O beyaz saçlı ihtiyar hanımla tanışırsan, Bayan Başkan'la iyi birine benziyor, ondan mutfağa gidip bir şeyler hazırlamasını ister ve babana getirir misin?
Grandpa, will our dad be home tomorrow when we get back? Well... he's a busy man... in a very troublesome job, Tum Tum.
O işiyle ilgili çok problem yaşayan... meşgul birisi, Tum Tum.
They put him in a veteran's home, but he hated it, so I told my dad that we'd take him.
Onu gaziler yurduna yerleştirdiler, ama oradan nefret etti. Babama, onu yanımıza almayı teklif ettim.
Dad's home.
Babam geldi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]