English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ D ] / Does he

Does he Çeviri Türkçe

35,605 parallel translation
Who does he see?
Kiminle görüşüyor?
I mean, does he or she even know that they caused all these problems?
Bu adam ya da kadın bu sorunların kaynağı olduğunun farkında mı?
[Stevenson] Not only does he increase funding to states to build prisons to lock up as many people involved in drug crimes, but also to put 100,000 police officers on the street.
Uyuşturucu suçlarına karışmış azami sayıda kişiyi hapsedecek hapishaneler inşa edilmesi için eyalet fonlarını artırmakla kalmıyor, aynı zamanda 100.000 polis memurunu sokağa çıkarıyordu.
How the hell does he know that?
Nereden öğrenmiş ki?
And apparently, neither does he.
Görünüşe bakılırsa o da düşünmüyor.
What does he have?
- Neyi var?
Does he live anywhere?
Yaşadığı bir yer var mı?
Oh, that fucking Sidney doesn't miss a beat, does he?
Oh, kahrolası Sidney, bizi izlemiyor mu?
What does he want?
- Ne istiyor?
What does he mean, "other place"?
Diğer taraf derken ne kast ediyor?
Does he control the visions or do they control him?
Önsezileri kontrol edebiliyor mu, yoksa önseziler onu mu kontrol ediyor?
Does he actually have those perfect set of abs?
O aslında var mı Bu mükemmel kayıp seti?
So, does he smell nice?
Hoş kokuyor mu?
How many Yelp stars does he have?
Kaç yıldızlı bir doktor bu?
When does he take her?
- Onu ne zaman alıyor?
Why does he need that kind of firepower, huh?
Neden böyle bir ateş gücüne ihtiyacı var ki?
Does he even like lemon bars?
- Limonlu pasta seviyor mu ki?
What does that mean? Does he wanna see my boobs or my junk?
Meme mi istiyor, kuku mu?
What does he doing here?
Ne yapıyor burada?
And where does he live there?
Orada nerede yaşıyor?
He does not want to.
- Anlamak istemiyor.
I'm glad to see that he is apologetic, but I think he has to take responsibility and accountability for that, and so does Hillary, because she supported it, then and up until recently.
Özür dilediğini görmek güzel, ama sorumluluk alıp hesap vermesi gerekir, Hillary'nin de, çünkü bunu desteklemişti, yakın zamana dek de destekliyordu.
But if I find a way to move forward without his help, there is no deal and he does the whole two years.
Ama sizin yardımınız olmadan ilerlemenin bir yolunu bulursam anlaşma yatar ve iki yıl cezasını çeker.
Because Mike chose prison over her once, and if he does it again, she'll never forgive him.
- Çünkü Mike, Rachel yerine hapsi ikinci kez seçmiş olacak, onu affetmez.
Yes, and so does his mouth, because as the record shows, he has a history of making false statements to extort settlements.
Ağzı da iyi çalışıyor çünkü kayıtlara göre geçmişte anlaşma koparmak için yanlış ifade vermişliği var.
Maybe not, but he does give a shit about me!
- Belki değilsin ama ben onun umurundayım.
He does like that show, though.
Yine de programdaki gibi yapar.
Yes, I believe he does.
Ben bildiğine inanıyorum.
Well, he does it.
- Ama yapmıştı.
How about we see what he does on his day off?
Boş olduğu gününde ne yaptığına bir baksak nasıl olur?
I mean, this is a new detail, but he does usually go the extra mile.
Demek istediğim, bu yeni bir detay, ama genelde elinden geleni fazlasıyla yapar.
He's sexually inappropriate and he eats raw sausages but no-one's made her laugh like he does, so I guess I have to give him that.
Müstehcen davranışları var ve çiğ sosis yiyor ama kimse kardeşimi onun kadar güldüremiyor, hakkını teslim etmem gerek.
- He's too nice to say this, but you are a weak, self-involved little girl who does whatever you want without giving a damn about the carnage you reap. You destroyed Matt but that wasn't enough.
Matt'i mahvettin ama bu yeterli değildi.
All he does is work.
Tek yaptığı çalışmak.
Joseph does, and he's not here.
Joseph'in elinde ve o burada değil.
I mean, all he does is talk about crop rotation.
Yani tek yaptığı, ürün rotasyonu muhabetti.
He does. He and my sister are friends, and she vouched for you.
Kız kardeşimin arkadaşıdır ve sana o kefil oldu.
He self-corrected,'cause that's what my man does.
Kendisini düzeltti, çünkü benim adamım ne doğruysa onu yapar.
Eventually, mute and unneeded, he jumps from the tree and does not fly.
Nihayetinde dilsiz ve artık ihtiyaç duyulmayan kuş ağaçtan atlar ve uçmaya çalışmaz.
But, yeah, my boyfriend here, he goes and does it for literally an hour and gets a job, but... I've got chore monkey shifts, so... you know what that is?
Ama sevgilim olacak adam resmen bir saat yapıyor sonra gidip kendine iş buluyor ama benim Chore Monkey'de çalışmam gerekiyor, ne olduğunu biliyor musun?
Train a guy to be all underhanded and sneaky, and what does he do? He ends up being all underhanded and sneaky.
Tabii sonunda gizli saklı ve sinsi birine dönüşür.
- Sure he does, she just said it.
- Emin ol biliyor, Anna söyledi şimdi.
Why does he want it?
- Onu ne için istiyormuş?
Does it bother me that he does this every week?
Her hafta bunu yapması canımı sıkıyor mu?
Point is, adapting isn't just some cool trick he does.
Diyeceğim o ki, adaptasyon onun en iyi yaptığı şey.
- Of course he does.
- Elbette, var.
But he does have 12 hours to make contact.
Ama iletişime geçmesi için 12 saati daha var.
But he does have me to guide him.
Ama onu yönlendireceğim.
Of course he does.
Bilir tabi.
He does his homework.
Ödevine çalışmış.
Juan-Battista. Our building janitor. He does that sometimes, hangs his photographs on the sly.
Bazen böyle çaktırmadan resimler asar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]