English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ D ] / Don't do anything

Don't do anything Çeviri Türkçe

6,548 parallel translation
♪ when I'm losing my touch ♪ Don't do anything until I'm back.
Ben dönene kadar bir şey yapma.
You don't suppose there's anything wrong with us, do you?
Sence bizim bir şeyimiz yoktur, değil mi?
I don't think he'll try anything, do you?
Bir şey deneyeceğini sanmıyorum, ne dersiniz?
I don't think this has anything to do with Michael.
Bunun Micheal ile alakasının olduğunu sanmıyorum.
I don't have to do anything you say.
Söylediğin şeyleri yapmak zorunda değilim.
- Don't do anything stupid.
Aptalca bir şeyler yapmayın.
What part of "don't do anything stupid" did you not understand?
- Evet, onu görebiliyorum. "Aptalca bir şey yapmayın" lafının neresini anlamadınız?
No, you said don't do anything stupid.
Hayır, aptalca bir şey yapma demiştin.
Oh, you're saying I don't do anything around here.
Evde hiçbir işi ben yapmıyorum diyorsun.
You don't have to do anything.
Bir şey yapmana gerek yok.
And don't do anything...
- Deli gibi mi?
Louis, this is great work, but I don't want you to do anything until you talk to Harvey.
Louis, bu harika bir iş olmuş ama Harvey'le konuşmadan hiçbir şey yapmanı istemiyorum.
No, no, no, don't do anything yet.
Hayır, hayır, hayır. Şimdilik bir şey yapma.
You don't have to do anything else.
- Siz uzak durun.
You don't need to do anything except get better.
İyileşmekten başka bir şey yapman lazım değil.
Jay, don't do anything stupid.
Jay, aptalca bir şey yapma.
Don't do anything I wouldn't do. ~ It's a date!
Benim yapmayacağım şeyi yapma.
No one will ever know if we just don't do anything.
Hiç bir şey yapmasak kimsenin ruhu duymaz.
Tell them anything you want, just don't make me do this.
Ne istiyorsan söyle bana bunu yaptırma yeter.
I don't know why I do anything.
Neyi, niye yaptığımı bilmiyorum.
People don't need to know anything, do they?
Halkın hiçbir şey bilmesine gerek yok, değil mi?
But we don't have to do anything tonight.
Ama bu gece bir şey yapmamız gerekmiyor.
I don't let my mother do anything.
Ben anneme izin vermem.
Cisco... don't you ever... do anything like that again.
Cisco, bir daha sakın böyle bir şey yapma. Beni anladın mı? Evet efendim.
I mean, you don't want to do anything you're gonna regret.
- Yani pişman olacağın bir şey yapmamak için biraz beklemelisin.
Anyway, the gist of it was listen to your own conscience, but at the same time, don't do anything that could cause harm.
Neyse ana fikri şuydu vicdanını dinle ama bu sırada kimseye zarar verebilecek bir şey yapma.
You don't have to do anything. I'll just... Okay.
- Bir şey yapmana gerek yok sadece...
I don't want anything to do with this.
Bulaşmak istemiyorum.
They're gonna kill six more people if we don't do anything about it.
Eğer durduracak bir şey yapmazsak altı insanı daha öldürecekler.
- Don't let him do anything stupid.
- Aptalca bir şey yapmasına izin verme.
And you don't want to do anything to jeopardize that.
Bunu tehlikeye atacak bir şey yapmak istemiyorsun.
They don't do anything I ask them to, and the mother doesn't trust me anyway.
Çocuklar benim dediklerimi yapmıyor ve anneleri de bana güvenmiyor.
Well, the deer are eating Mrs. Ruhl's vegetable garden. Sunflowers will not work, and if we don't do anything about it, she's just gonna shoot them, and we'll all have to get used to it.
Geyikler Bayan Ruhl'un bahçedeki ayçiçeğini yiyormuş, eğer bir şey yapmazsak da hepsini tüfekle vururmuş ve biz de buna alışmak zorunda kalırmışız.
If there's anything more I can do for you, Commander, don't hesitate to ask.
Eğer sizin için yapabileceğim başka bir şey daha olursa istemekten çekinmeyin Yarbay.
I don't know what I would do if anything happened to you.
Başına bir şey gelseydi ne yapardım hiç bilmiyorum.
You don't think it's got anything to do with the Oliver Hughes case, do you?
- Bunun Oliver Hughes dosyasıyla bir ilgisi olduğunu düşünmüyorsun, değil mi?
I mention this so you don't try To do anything stupid, like alert the police.
Bunu söylüyorum ki polise haber vermek gibi saçma bir şeye kalkışma.
I came here'cause I heard you were the ones who blew up that federal building in Wichita, but all I've seen so far is a bunch of wannabes who don't want to do anything real.
Buraya geldim çünkü Wichita'daki federal binayı patlatanların siz olduğunuzu duydum,... ama şimdiye kadar tek gördüğüm gerçekten bir şeyler yapmak istemeyen birkaç özenti.
Honey, I don't think there's anything you can do.
Tatlım, yapabileceğin bir şey olduğunu sanmıyorum.
I don't want to do anything.
Hiçbir şey yapmak istemiyorum.
SO, IF WE DON'T DO ANYTHING, IN 2 BILLION YEARS, WE'LL BE TOAST.
Yani, eğer bir şey yapmazsak 2 milyar yıl içinde kızaracağız.
You don't know anything about it, do you, sir?
- Bu konuda hiçbir şey bilmiyorsunuz, değil mi efendim?
You don't usually do anything.
- Genelde hiçbir şey yapmazsın sen.
I don't believe luck had anything to do with it.
Bence şansın bunla hiçbir alakası yok.
Pick me up at the airport tomorrow, and until then, don't do anything.
Yarın beni hava alanından al. O zamana kadar da hiçbir şey yapma.
Don't do anything stupid while I'm gone.
Ben yokken aptalca şeyler yapmayın.
We don't have to do anything, Cole.
- Bir şey yapacağımız yok Cole.
And don't do anything.
Ve sakın bir şey yapmayın!
I'm not saying don't do anything.
Yapma demiyorum. Ama adını koy.
You don't need to do anything.
Hiçbir şey yapmayın.
You don't think Arkady has anything to do with this, do you?
Arkady'nin bu işle bir ilgisi olduğunu düşünmüyorsun değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]