During that time Çeviri Türkçe
766 parallel translation
What if you lose track of her during that time gap?
Ya o süre zarfında izini kaybedersen?
But it sounds like you crawled out of the fairytale into reality during that time.
Sense kaçıyorsun.
Where were we during that time?
Biz neredeydik?
But during that time, all the killer had to do was take the wallet out of your partner's pocket and remove the money.
Ancak bu zaman zarfında katilin tek yapması gereken ortağınızın cüzdanını cebinden çıkarıp parayı almaktı.
Any trouble with the police during that time?
Bu zaman zarfında polisle herhangi bir sorununuz oldu mu?
And during that time... I've always asked you to be generous, which you have.
Ve bu süre boyunca... hep cömert olmanızı istedim - ki oldunuz. -
"and during that time saw no one approach or leave the boat."
"ve bu sürede kayığa inen ya da binen olduğunu görmedim."
During that time, various rumors and speculations have swirled around our Watanabe-san.
Bu süre zarfında bizim Watanabe-san hakkında çeşitli dedikodular ve söylentiler yayıldı.
Brakeman. CORONER : How often during that time did your duties take you through Car 842?
Görevlerin doğrultusunda ne sıklıkta 842 numaralı vagona gidiyorsun?
I'd say between 12 : 30 and 1 : 00. During that time, did you see anyone exit from the Owens'car?
O zaman aralığında Owens'ın vagonundan çıkan birini gördünüz mü?
And during that time, I never thought I could meet another woman that I would really care for.
Ve bu süre içinde, gerçekten umurumda olacak bir başka kadınla karşılaşabileceğimi hiç düşünmedim.
During that time, you work.
Bu süre zarfında çalışıyorsun.
During that time you wrote often and your letters were like you, who wrote them :
Bu zaman zarfında bana sık sık mektup yazdın ve mektupların senin gibiydi, onlar yazılmıştı :
But during that time you must never succumb to buying an extra piece of bread for the table or a toy for a child. no!
Ama bu süreçte arkadaşım asla pes edip, masana fazladan bir ekmek ya da çocuğuna bir oyuncak almamalısın.
Yet during that time he hid the reel of wire so effectively that it can't be found by experts.
Bu kısa süre içinde de bobini o kadar etkileyici saklamış ki uzmanlar bile bulamıyorlar.
During that time, there was an enormous upsurge of the people, who were completely panicked, terrified.
O sıralarda tamamıyla paniğe ve dehşete kapılmış insan sayısında inanılmaz bir artış vardı.
The children who were born during that time, between 1942 and 1944, should have suffered from rickets, and I say this as a doctor.
O zamanlarda yani 1942-1944 arasında dünyaya gelen çocuklarda raşitizm yaygındı. Bunu bir doktor olarak söylüyorum.
And what were your sins during that time?
Peki bu sürede işlediğin günahlar neler?
During that time I tried to defend the innocent and punish the guilty.
Hep masumları korumaya, suçluları da cezalandırmaya çalıştım.
During that time, she devoted herself to me.
Sonraki iki günü tamamen bana adadı.
I mean, like that stink bomb. The boys we sent to check it out, they say nobody even saw a car in your neighbourhood during that time.
Çocuklar araştırdı... o gece mahalleden, tek bir araba bile geçmemiş diyorlar.
During that time, it rained and then we had some sun.
O sırada yağmur yağdı ve sonra güneş açtı.
All during that time, the things he's told us were taking place.
Bu süre boyunca bize anlattığı bu şeyler oluyordu.
During that time, could anybody have gotten your keys?
O sırada, biri anahtarlarınızı almış olabilir mi?
During that time you will not attack any tribe or ambush any caravan or any individual associated with us and vice versa
10 yıl süre ile bu zaman zarfında... Hiçbir kabileye hücum etmeyecek, hiçbir kervanın yolunu kesmeyeceksiniz. Bizden olan hiç kimseye tuzak kurmayacaksınız.
During that time, they taught the Galu farming skills, generally helped them advance from the Stone Age into the Iron Age.
Bu sre içinde, onlar Galu'ya tarım becerilerini öğretir, Taş Devrinden Maden Devrine ilerlemelerine yardımcı olurlar.
Did the sun rise upside down during the time that I can't remember?
Hatırlamadığım dönemde dünya tersine mi döndü?
Many things have changed during the time that I can't remember.
Hatırlamadığım dönemde bir sürü şey değişti.
I feel like I gave it to that woman but she said that I threw something away during the time that I spent with her.
Ona vermişim gibi hissediyorum ama onunla oynaştıktan sonra attığımı söyledi.
Gong Ri, during those three years that I spent in the hospital he told me that my spirit came and stayed with him during that whole time.
Abla, 3 yıl hastanede yattığımda ruhumun onunla olduğunu söyledi.
Back in this country, the boys who had returned from overseas begin to find out that the world has moved on during the time they spent in France.
Bu ülkede, uzak diyarlardan dönen çocuklar, onlar Fransa'dayken hayatın devam ettiğini anlamaya başlıyorlardı.
Herr Standarten Fuhrer... during the time of the assassination of his Excellency... the late Reich Protector... at that very time, I was having lunch at the Golden Quail...
Herr Standarten Fuhrer... Majestelerinin merhum Reich Koruyucusu'nun... cinayeti esnasında... tam o sırada, Golden Quail'de öğlen yemeğindeydim.
During a time I felt tormented... and I struck the wings of my soul against the bars that kept me locked.
Bu karanlıklardan hiçbir zaman kurtulamayacağımı sanıyordum.
My only regret is that I've not had time to get to know any of you, during the few days that I've been with you.
Tek üzüntüm sizlerle olduğumuz şu birkaç günde sizleri daha yakından tanımamış olmak.
Mr Usher, during the time we spent together in Boston, it never occurred to me that... and I dare say to Madeline either, that we were not destined for each other.
Bay Usher Boston'da birlikte geçirdiğimiz zaman boyunca böyle bir durum vuku bulmadı. Bunu Madeline'e de söyledim... Birbirimizin kaderini belirlemediğimizi.
During the long time of darkness it seemed that I had died.
Uzunca süren o karanlık boyunca öldüğümü sanmıştım.
Do you know, during the first five months he took home quite a heap of policy files and other secret stuff, but during the last month he took away nothing but low-grade, non-secret digests of foreign policy that anyone could have read two days later in Time Magazine.
İlk beş ay boyunca kucak kucak... dış politika evrakı ve benzeri gizli belge taşımış eve. Ama son bir ay boyunca dış politikayla ilgili sadece ıvır zıvır... gizliliği olmayan ve birkaç gün sonra... Time dergisinde okunabilecek türden şeyler almış.
During all this time that I've been chasing you around I've thought it all out.
İzinizi sürdüğüm bunca zaman sırasında... her şeyi enine boyuna düşündüm.
During the relatively long time you spent in Clermont-Ferrand, did you ever see or hear of the persecutions that occurred?
Hep aynı terane : "Ve şu farmasonlar onlar kamplara gönderilmeliler." Ya da "Demek Yahudi'sin? Tüm Yahudiler gaz odalarında yakılmalıdır."
Meanwhile a report from the Tromso Geophysical Institute... suggests that prevailing winds... during the estimated flight time of the dirigible Italia... indicated that the crash might have taken place... in the vicinity of Franz Josef Land.
Bu arada, Tromso Jeofizik Enstitüsü'nün bir raporuna göre İtalia zeplininin tahmini uçuş zamanında esen rüzgarlar,... kazanın Franz Josef yakınlarında olduğunu gösteriyor.
But one thing that is obvious is that I suffered a memory lapse, during which time I bruised my arm.
Bir hafıza kaybı yaşadım, ve kolumu incittim.
I shall give you three minutes during which time... you will wish to confirm for yourselves... that what I have said is true.
Size üç dakika veriyorum... bu süre içinde kendinizi gösterip... söylediklerimin doğruluğunu kanıtlayabilirsiniz.
It is clearly that, during some time, it did not have war, much less gas.
Elbette ortada bir savaş varsa, yakıt sıkıntısı da olacaktı.
during the War It is clearly that each reporter. he was minutely censured at that time.
O günlerde her haber, her yayın sansürleniyordu.
( De Guingand ) lt's anyone's guess whether, having got that Rhine bridgehead, at that time of year, with the bad weather setting in, whether we'd have been able to maintain that for several months during the winter.
Herkesin aklındaki soru o yıl, o kötü hava şartlarında Ren'de bir köprübaşı ele geçirip geçiremeyeceğimiz aylarca sürecek kış boyunca, mevcut konumumuzu muhafaza edip edemeyeceğimizdi.
That you didn't just spend your time just painting during my absence.
Yokluğumda, vaktini sadece resim yaparak geçirmedin galiba.
During all that time, I refused to accept it.
Tüm bu zaman boyunca, kabullenemedim.
One was about Wallace, it was during the time of that election, it was about Wallace, George Wallace, and I said he keeps calling everybody pointy-head... he... he refers to pointy-headed intellectuals.
Esprilerden biri Wallace hakkındaydı ve seçim zamanıydı. Ben de dedim ki George Wallace herkesten sivri diye bahsediyor. Sivri entelektüelleri kastediyordu.
So they can only live in places where at the very least it's wet during some time of the year, so that sexual reproduction can take place.
Bu sebeple, eşeyli üremenin gerçekleşebilmesi için sadece en azından yılın belirli dönemlerinde nemli olan yerlerde yaşayabilirler.
It proves that during this time you haven't been asleep.
Bu olay, bu süre içinde uyumadığını kanıtlıyor.
During the time that you had him here, did you discover... any particular habits of his- - peculiarities, quirks?
Burda kaldığı süre içinde onun hiç özel bir... alışkanlığı olduğunu farkettinizmi?
that time 73
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to go home 94
time to die 52
time flies 78
time to wake up 54
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to go home 94
time to die 52
time flies 78
time to wake up 54
time is running out 68
time is money 74
time is of the essence 71
time to go 627
time is up 41
time travel 83
time to sleep 29
times are tough 45
time's up 595
time to eat 55
time is money 74
time is of the essence 71
time to go 627
time is up 41
time travel 83
time to sleep 29
times are tough 45
time's up 595
time to eat 55
time is 18
time will tell 62
times are changing 28
times before 18
times a week 28
times in a row 26
time for bed 134
times change 49
times over 33
times a day 121
time will tell 62
times are changing 28
times before 18
times a week 28
times in a row 26
time for bed 134
times change 49
times over 33
times a day 121