Even for us Çeviri Türkçe
744 parallel translation
But this extreme measure of taking earned privileges from the men is hard even for us to accept.
Ama adamların kazanılmış imtiyazlarını geri almak gibi aşırı bir uygulamanın... bizim için bile kabulü zor.
But inevitably there comes a time for waking up even for us A time for facing the pain and ugliness that can be kept out of dreams but not out of reality
Ama eninde sonunda öyle bir gün gelirki bizim bile düşlerde yer almayan, ama gerçek hayatta var olan bazı acılarla, ve çirkinliklerle yüzleşmemiz gerekir.
Giuliano has become a deadweight even for us, but we can't give him to you the way you want him.
Giuliano bizim için de çok büyük bir yük olmaya başladı ama onu size, sizin istediğiniz şekilde teslim edemeyiz.
I had the feeling that even for us, children of the bourgeoisie, there was no escape.
Burjuva çocukları ve hatta bizim için bir kaçışın olmadığı hissine kapıldım.
Even for us, a half million years is almost too long to wait.
Bizim için bile, yarım milyon yıl beklemek için çok uzun bir süreydi.
But it's too loud even for us.
Ama bizim için bile çok yüksek.
So I says for him to shut up because we got a guy with T.B., so that makes us even.
Ben de dedim ki " Kes sesini, bizde de T.B diye biri var o yüzden eşit sayılırız.
I didn't even want him to join us for dinner, he just talked his way into it...
Baş belasının tekiydi yemekte bize katılmasını bile istemedim kendi kendini davet ettirmişti "
I even allowed myself to indulge in the fantasy that both of us loving her, doing what was best for her together would make her seem like our child after a while.
Kendi kendime şöyle bir hayal bile kurdum ikimiz onu sevsek, birlikte onun yararına çalışsak bir müddet sonra ikimizin çocuğuymuş gibi olurdu.
Look, there's even straw for us.
Bak, bizim için saman bile koymuşlar.
- Even if it means no business for us.
Bu bizim için ticaretin sonu demek olsa bile!
Now he's gotta get even with us for capturing him.
Şimdi onu yakalamak için çıkarsak, bizi de bulacak.
It may even work for us.
Bu fırtına bizim de işimize yarayabilir.
Even if none of them is waiting for us.
Kimse de bizi beklemiyor olsun.
We have children of our own, yet you've done the most for us, and you're not even a blood relative.
Kendi çocuklarımız olmasına rağmen bizim için en çok çabalayan sen oldun. Ve aramızda kan bağı bile yok.
It's no use. There was nothing for us to look forward to even if I weren't going away.
Buradan gitmeseydim bile ikimiz için bir gelecek yoktu.
He doesn't even wait for us to move.
Kenara çekilmemizi beklemiyor bile.
Even if you can't see, you can still do the thinking for us.
Sen göremesen bile bizim için düşünebilirsin.
I'm sure even you will agree, that between us, I am the best qualified for that assignment.
Aramızda bu görev için en uygun kişinin ben olduğum konusunda hepimizin hemfikir olduğuna eminim.
That's why even the slightest period of depression is important for us to know about.
Bu yüzden en ufak bir gerginlik yaşaman durumunda bilmemiz gerek.
I even told her that Goujet lent us the money for the shop.
Ona Goujet'ten bahsettim, bize dükkân için borç verdiğini bile söyledim.
For two years, she made me think she had cancer and plagued us with every possible symptom, even though the doctors could find nothing wrong with her.
İki yıl boyunca kanser olduğunu düşünmemi sağladı, ve bizi mümkün olan her türlü semptom ile bezdirdi, ama yine de doktorlar bile onda bir sorun bulamadılar.
They've blamed us for too little rain, too much rain, the blight, the beetle, even Mrs. O'Leary's ailing cow.
Bizi çok fazla yağmur, çok az yağmur mantar, böcek hatta Bayan O'Leary'nin hasta ineği için bile suçladılar.
You don't even know me! For us!
- Beni tanımıyorsun bile!
Become our role models for years to come and let us envy you even more.
Bizlere örnek teşkil edersiniz de sizleri daha da çok kıskanırız.
So even if we could go on a honeymoon there's no place for us, is there?
Yani balayı yapabilecek olsak bile gidebileceğimiz bir yer yok, değil mi?
And everyone in this town looks to us to set a good example, in the way we conduct ourselves, in our duties and manners, in what we think, and even what we say. So, we must be good examples for everyone in everything we do.
Bu kasabadaki herkes bize bakar güzel bir örnek görmek için, biz de bu yolda davranışlarımızda, görevlerimizde ve tavırlarımızda, düşündüklerimizde ve hatta söylediklerimizde bile, yaptığımız herşeyde herkes için, iyi örnek olmalıyız.
Tonight should be enough for all of us, even me.
Bu gecelik bu kadar yeter bize, en azından bana.
But the people hid us, fed us, nursed us, and some even died for us.
Ama yerliler bize baktı, bizi besledi hatta bazıları bizim için öldü bile.
I don't think they could see us even if they were looking for us.
Bizi arıyor olsalar bile, bu mesafeden bizi göreceklerini sanmıyorum
We're not sure if they're even looking for us anymore.
Bizi aradıklarını hiç sanmıyorum
Yeah. No small number even for two of us.
Evet ikimiz için de azımsanacak rakam değil.
Even with the way the war is going for us now?
Savaşın gidişatı bu kadar iyiyken bile mi?
Maybe he didn't even feel sorry for us.
Biz bir şey kaybetmedik.
We can't have him watching us, even for the wrong reason.
Böyle bir sebepten, bizi takip etmesine izin vermeyiz.
That poker game was even unluckier for Petrosian than it was for us.
Petrosian için bu poker oyunu, bize olduğundan daha şanssızdı.
To us, killing is murder, even for revenge.
İntikam için bile olsa öldürmek cinayettir.
I believe that for many of us... there are idealistic motives which are even more important.
Sanıyorum çoğumuz için daha önemli olan ideal nedenler vardır.
I'm afraid that even with the five of us together we are no match for him
Belki Beşimiz bile yetemeyebilir! Onun dengi değiliz!
You give us half of what you took us for at poker and we'll call it even.
Pokerde aldığının yarısını bize ver ve fitleşelim.
You're gonna land us.. In some little old place where they never even thought of looking for an airplane.
Sen bizi, bir uçağı aramak için akıllara gelmeyecek eski bir yere indiriceksin.
I'm surprised anybody would even want to work for us.
Bizim için çalışmak isteyenler olduğuna şaşırdım.
I've already drawn the samovar out on the porch, and I even put two wicker chairs together so it's more comfortable for us to count the stars!
Semaveri çoktan kurdum sundurmaya. Yıldızları daha rahat sayalım diye sandalyeyi de yanaştırdım.
They didn't even list us overdue for a week.
Bir hafta boyunca kaybolduğumuzu bile bildirmediler.
Even a dumb mug like Louis is too quick for us.
Louis gibi bir budala bile bize göre fazlasıyla hızlı.
We even went out for dinner, to the movies, so that everybody would see us.
Onu yemeğe, sinemaya götürüyordum, yani insanların bizi beraber görebileceği yerlere.
Do you really think... that even bin is good enough for us?
Gerçekten düşünüyor musunuz... hatta güzel tabut bizim için yeterli mi?
Even if we do kill off any bacteria that could hurt us, what about all the other things in our air that we take for granted?
Bize zarar verebilecek tüm bakterileri yok etsek bile havamızdaki nefes almamızı sağlayan diğer bütün maddeler ne olacak?
even if every man, woman, and child held hands together and prayed for us to win, it just wouldn't matter, because all the really good-Iooking girls would still go out with the guys from Mohawk, 'cause they got all the money!
Çok iyi yarışıp bir hafta on gün için burnumuz kanayacak kadar iyi oyanıp kazansak bile yukarıdaki Yüce Tanrımız çıkıp elini kampımızın üzerine koysa bile her erkek, kadın ve çocuk bir araya gelip kazanmamız için dua etse bile hiç önemli değil çünkü bütün güzel kızlar yine de Mohawk Kampındaki erkeklerle çıkardı çünkü para onlarda!
I think extraterrestrial intelligence even beings astonishingly more evolved than we will be curious about us, about what we know, how we think the course of our evolution, the prospects for our future.
Sanırım dünya dışı yaşam bizden çok daha gelişmiş de olsa bizi merak edecektir, ne bildiğimizi, ne düşündüğümüzü evrim sürecimizi ve vizyonumuzu sorgulayacaklardır.
While there is a certain amount of physical attraction between us... and even some residual affection, due to nostalgia... my one and only reason for being here is money.
Hâlâ aramızda fiziksel bir çekim olsa bile ve bazı nostaljik kalıntıların etkisi olsa da burada olmamın tek nedeni para. P.A.R.A
even for me 84
even for you 239
even for him 23
even for a moment 21
even for a second 21
for us 582
used 73
usagi 51
usher 82
usually 803
even for you 239
even for him 23
even for a moment 21
even for a second 21
for us 582
used 73
usagi 51
usher 82
usually 803
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21