English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ F ] / Feeling guilty

Feeling guilty Çeviri Türkçe

572 parallel translation
I'm almost feeling guilty.
İçinde pişmanlık hissi kalmasın.
He'll just keep on feeling guilty and alone, unless you release him.
Siz onu bu yükten kurtarmazsanız, kendini daima suçlu ve yalnız hissedecek.
I was feeling guilty, because I didn't go back to the car to get Laura's compact.
Gidip Laura'nın pudrasını almadığım için kendimi suçlu hissediyordum.
I sat there, feeling guilty.
Kendimi suçlu hissettim.
- Are you feeling guilty?
Suçlu mu hissediyorsun?
Feeling guilty, you beast?
Suçlu mu hissediyorsun, seni hayvan!
Feeling guilty about their son's education, Louise tries tutoring him.
Oğullarının eğitiminde suçluluk duyduklarından, Louise ona ders vermeye başlar.
She'll have you feeling guilty
Sana kendini suçlu hissettirecek
My analyst would say I'm feeling guilty because I want him to go.
Psikoloğum gitmesini istediğim için suçluluk duyuyorsun derdi.
It left me feeling guilty, but bold.
Nasıl bir vicdan azabına kapıldım bir bilsen! Aynı zamanda kendimi çok da yürekli hissettim.
Aren't you feeling guilty, Kruger?
Kruger kendini suçlu hissetmiyor musun?
Yes, particularly the part about not feeling guilty about prospering.
Evet, özellikle de zengin olmaktan suçluluk duymamak hakkındaki kısım.
You are simply feeling guilty, and you wanna get as far from me as possible.
Belli ki kendini suçlu hissediyorsun ve benden olabildiğince uzaklaşmaya çalışıyorsun. Tamam!
Stop feeling guilty for one week.
Bir haftalığına yap bunu.
And don't feel guilty about feeling guilty, either.
Suçluluk duyuyorum diye de kendini kötü hissetme.
It will do you no good to stay around here feeling sorry for yourself... feeling guilty for no reason You don't understand, Jonathan
Buralarda kalıp kendini heba etmen, sebep yokken kendini hırpalamanın hiçbir manası yok. - Anlamıyorsun Jonathan.
He's always mum He's guilty of feeling guilty
Suçlu hissettiğin için suçlusun.
Are you feeling guilty?
Kendini suçlu mu hissediyorsun?
I'm already feeling guilty about travelling second class.
Zaten ikinci mevkide gelmekten suçluluk duydum.
I hurried back feeling guilty that everyone was working and there I was enjoying myself
Herkes çalışırken ben iyi vakit geçiriyor olduğum için kendimi suçlu hissederek aceleyle geri döndüm.
Are you feeling guilty because of what happened to Brother Kongxing?
Birader Kongxing'a olanlardan ötürü, kendinizi suçlu mu hissediyorsunuz?
HANNIBAL : I'd think you were feeling guilty, but I know better.
Suçlu hissedersin sanıyordum ama öyle olmadığı belli.
Feeling guilty about leaving the huskies
KÖPEKLERİ YALNIZ BIRAKMAKTAN DOLAYI VİCDAN AZABI DUYMAK
Feeling guilty is not going to change anything.
Suçluluk hissi hiçbirşeyi değiştirmez.
Maybe in a month or so, you'll start feeling guilty about leaving the kids.
Belki birkaç ay sonra çocuklarını terk ettiğin için suçluluk hissedeceksin.
Yeah, I guess I ought to be feeling guilty.
Evet, sanırım suçlu hissetmeliyim kendimi.
Being with Arnie made me realize that I can care for a man again, without feeling guilty about it.
Arnie'yle birlikte olmak, bana tekrar bir adamla ilgilenebileceğimi fark ettirdi. Hem de bu konuda hiçbir suçluluk duymadan.
I'm feeling guilty.
Anlayacağın, kendimi suçlu hissediyorum.
I'm really feeling guilty about hiding that money from Marcy, so could you do me a favor and spend yours so I can share mine?
Parayı Marcie'den sakladığım için kendimi çok suçlu hissediyorum. Onun için bana bir iyilik yap ve kendi paranı harca ben de benimkini paylaşabileyim.
YOU'RE FEELING GUILTY BECAUSE YOU DIDN'T GO TO THE HOSPITAL WHEN JOHN WAS DYING.
Uçuk çıkardım, bağırsaklarım iltihaplandı. Sadece suçluluk duyuyorsun... çünkü John ölüm döşeğindeyken hastaneye gitmedin.
- He should be feeling guilty.
- Kendini suçlu hissetmesi gerekir.
Not feeling guilty, I hope.
Umarım suçluluk duymuyorsunuzdur.
I'm sick of feeling guilty, I'm not a little girl anymore.
Suçluymuşum gibi hissetmekten bıktım. Artık küçük bir kız değilim.
Many came back after the Revolution feeling guilty about being away, about turning their backs on Iran and on Islam.
Devrim'den sonra pek çoğu burada olamadıkları için suçluluk duyarak geri döndüler. İran'a ve İslam'a sırtlarını dönmekten suçluluk duydular.
You're trying to take it back because you're feeling guilty I'm in here.
Söylediğini geri almaya çalışıyorsun, çünkü burada olduğum için suçluluk duyuyorsun.
- You're probably feeling guilty.
Muhtemelen suçluluk duyuyorsun.
- I think you're probably feeling guilty.
Bence sen suçluluk duyuyorsun.
So you'll keep me feeling guilty.
Beni suçlu mu hissettireceksin?
Maybe she's, uh, feeling guilty or something.
Belki suçluluk duyuyordur.
You always eat cheese when you're feeling guilty.
Suçlu olduğunu bilince hep peynir yersin sen.
You're feeling guilty because you know you did something wrong!
Hatalı olduğunuz için kendinizi suçlu hissetmelisiniz.
- Does it give you a lovely guilty feeling?
- Ne güzel bir suçluluk duygusu.
So, every once in a while, you get a guilty feeling that you've been missing out, or that you owe something to...
Ara sıra bir şeyi...
In fact, I feel guilty for almost feeling glad.
Aslında neredeyse mutlu olduğum için suçluluk duyuyorum.
It must be something or you wouldn't have such a guilty feeling.
Bir şey olmalı, yoksa böyle bir suçluluk duygusuna kapılmazdın.
Stop feeling so guilty.
- Şey, böyle devam et ozaman.
-? guilty feeling? ?
- Yoksa suçlu musun?
And even when I hadn't been up to anything at all I'd still feel guilty. You know that feeling?
Birşey yapmadığım halde kendimi suçlu hissederdim.
I'm feeling very guilty about it.
Onun için utanıyorum.
And this feeling of being terribly alone and terribly guilty that we did not go... - [Lanzmann] Guilty?
Onlara gitmediğimiz için hissettiğimiz o korkunç yalnızlık ve suçluluk düşüncesi.
Yeah, we should all be feeling a little guilty. People are starving in the world.
Dünyada aç insanlarla dolu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]