Five days a week Çeviri Türkçe
135 parallel translation
This way he receives a weekly salary of 73.50 francs five days a week, eight hours a day.
Böylelikle, günde 8 saat, haftada beş gün çalışarak 73,5 Frank haftalık kazanıyor.
Five days a week for 50 weeks a year for 13 years is 3,250 times...
13 yıldır yılda 50 hafta haftada 5 gün 3.250 kez...
I'm gonna guess five days a week at the gym, low carb, low fat, slow burn, and for what, Nicky?
Bence haftanın beş günü bir spor salonuna gidiyorsun, az karbonhidrat alıp, az yağlı yiyorsun, ve bunları yavaş yaval yakıyorsun, peki bu için, Nicky?
I'm in San Francisco five days a week with a lot of time on my hands.
San Francisco'da haftanın beş günü elimde bir sürü boş zamanla kalıyorum.
Five days a week.
Haftada 5 gün.
Five days a week. 35 days!
Haftada beş gün. 35 gün.
Five days a week I work on radicals.
Haftanın beş günü zor davalarla uğraşıyorum.
Every day, five days a week for 15 years, I've been sitting behind that desk.
15 yıldır haftanın beş günü, o masanın arkasında oturdum.
He's in the tower five days a week.
Haftanın 5 günü kulede.
Five days a week.
07 : 30'dan 17 : 00'ye kadar.
Lester, she volunteered five days a week in a children's ward.
- Lester, çocuk bölümünde haftanın 5 günü gönüllü çalışıyor.
Dad, I work 12-hour shifts five days a week.
Baba, haftada beş gün, 12 saatlik mesai yapıyorum.
A real job. Nine to five, five days a week, for a year.
Hakiki bir iş. 9'dan 5'e, haftada 5 gün.
Well, now, Thursdays is five days a week, Adrian.
Perşembe ile haftada beş gün olur, Adrian.
Okay, that way, five days a week, that would be easier to remember.
Tamam, haftada beş gün Akılda kalması daha kolay oalabilir. Ve cumartesi.
You're on five days a week, from 5 a.m. Till you finish at 7 p.m.
Haftada beş gün, sabah 5'ten akşam 7'ye kadar buradasınız.
I can fold my own socks, but five days a week?
Çoraplarımı katlayabilirim. Ama haftanın beş günü de olur mu?
We work 10 hours a day, five days a week, 52 weeks a year.
Günde 1 0 saat, haftada 5 gün, yılda 52 hafta çalışıyoruz.
You saw Soneji five days a week for how long?
Soneji'yi haftanın beş günü ne kadar zamandır gördünüz?
Two years, five days a week.
İki yıl boyunca haftada beş gün.
Man was not created to spend seven hours a day, five days a week... -... crammed into a desk.
İnsan haftanın beş günü, günün yedi saati, minicik bir sıraya saplanıp kalmak için yaratılmamıştır.
I'm the person that's here for you five days a week.
Ben senin için burada haftanın beş günü çalışan bir insanım.
... say I need five days a week to regain occupational use.
... haftanın beş günü ihtiyacım olduğunu söyle.
At first I wanted you to fail. But then I realised you'd be out five days a week, which means I'd be free to throw some of my sexy parties.
Önce başarama istedim ama sonra fark ettim ki beş gün evde olmaman seksi partilerimden birkaçını verebileceğim anlamına geliyor.
She goes to a day center in Murray Hill five days a week, and she works at a nearby grocery Tuesdays, Thursdays and Fridays.
Haftanın beş günü Murray Hill'de bir merkeze gidiyor. Salı, Perşembe ve cumaları bir markette çalışıyor.
Yeah, I asked myself the same damn question when they told me I had to work on a Sunday as if being cute and perky five days a week isn't enough hard enough
Evet, ben de bana Pazar günü çalışmam gerektiği söylenince kendime aynı soruyu sordum, sanki haftanın beş günü tatlı ve şen şakrak olmak yetmezmiş gibi.
Compliments of Tae-Bo, two hours a day, five days a week.
Tay box'tan selamlar. Günde iki saat, haftada beş gün.
We worked five days a week, sometimes six and it was altogether quite wonderful, you know.
Haftada 5 gün çalışıyorduk, bazen altı ve o kadar güzeldi ki.
We went to Musso Frank's for lunch every day five days a week.
Her öğlen yemeğe Musso Frank'e giderdik haftada beş gün.
He has first tee time five days a week at Tampa Springs.
Haftanın beş günü Tampa Springs'e golf oynamaya gider.
Well, like I tell the other 30 kids I have times five classes a day, times five days a week... "Please pay attention."
Haftada beş gün, günde beş ders, çarpı diğer 30 çocuğa da dediğim gibi dersi dikkatli dinlemesi lazım.
Colleen worked at Every Mart five days a week, right?
Colleen haftanın beş günü Every Mart'ta çalışıyordu değil mi?
Yes, five days a week.
Evet, haftada beş gün.
Ntac medical's going to need him five days a week, so I'll get you the schedule,
Haftada beş gün ona NTAC doktorlarına görünecek. Size programını veririm.
That's because I skipped math to see you- - five days a week, 40 weeks a year.
Senin için matematik dersini astığım için oluyordu - haftada 5 gün, yırda 40 hafta.
Violence and tragedy- - they walk through my courtroom five days a week, and I assign them values.
Şiddet ve trajedi... Haftada beş gün, mahkememe gelirler, ve onlara değer biçerim.
Since she started coming to your office five days a week.
Haftada beş gün ofısine gelmeye başladığından beri.
Four or five days ago, a week.
- 4-5 gün oldu. Ya da bir hafta.
I looked up at the 16th floor 8 hours a day, 5 days a week for a year and five months.
16. kata bakıyorum, Günde sekiz saat, haftada beş gün, bir yıl beş aydır.
You will work eight hours a day... five and a half days a week
Haftada 5 buçuk gün günde 8 saat çalışacaksın.
There are five days in a school week.
- Hafta 5 okul günü var.
We're on call 24 hours a day, seven days a week, busting our butts for Earth and now they want to charge us for an extra five square feet?
Günde 24 saat, haftada 7 gün nöbetteyiz. Dünya için k.çımızı yırtıyoruz ama onlar fazladan yarım metrekare için bizden ücret talep ediyorlar.
Five shows a day, seven days a week.
günde 5 şov, haftada yedi gün.
Give me a week... five days.
Bana bir hafta ver... Beş gün de olur.
But there are five days in a school week.
Ama haftada beş gün okula gidiyor.
Me, I'm usually here five, six days a week.
Ben, haftanın beş altı günü buradayım.
Three, four days, five. A week, maybe more.
üç, dört gün, beş, bir hafta, belki de daha fazla.
NOW I WORK OUT WITH A TRAINER, ADOLPH, FIVE HOURS A DAY, SIX DAYS A WEEK,
Şimdi Adolph adında bir antrenörle, günde 5 saat, haftada 6 gün çalışıyorum.
It's a twenty - five hour a day job, eight days a week.
Sekiz gün, yirmi dört saatlik bir iş.
You know, they want me there a week from Monday, so I figure I'd give myself five days to drive to Ohio.
Bilirsin, pazartesiden itibaren bir hafta orda olmamı istediler, ben de Ohio ya gitmek için kendime 5 gün verdim.
You leave at five, you're home at ten, seven days a week.
Ne yaptığını bilmiyorum. Evden sabah 5'te çıkıyorsun, gece 10'da dönüyorsun.
five days ago 38
five days 117
days a week 26
a week later 116
a week 696
a week or two 16
a week ago 218
five pounds 42
five minutes 1087
five minutes later 49
five days 117
days a week 26
a week later 116
a week 696
a week or two 16
a week ago 218
five pounds 42
five minutes 1087
five minutes later 49
five years later 30
five years old 36
five years ago 306
five minutes ago 89
five hundred twenty 21
five more minutes 104
five o'clock 41
five thousand dollars 43
five hours 57
five thousand 86
five years old 36
five years ago 306
five minutes ago 89
five hundred twenty 21
five more minutes 104
five o'clock 41
five thousand dollars 43
five hours 57
five thousand 86
five hundred 107
five months ago 26
five times 96
five bucks 48
five hundred dollars 34
five grand 68
five years 415
five cents 33
five weeks 27
five dollars 100
five months ago 26
five times 96
five bucks 48
five hundred dollars 34
five grand 68
five years 415
five cents 33
five weeks 27
five dollars 100