Five minutes Çeviri Türkçe
13,035 parallel translation
Five minutes, gentlemen.
5 dakika, beyler.
So it took us five minutes to get here.
Buraya gelmemiz beş dakika sürdü.
If I could prove, by logic, that you are gonna die in five minutes, I'd be sorry, but my sorrow would be very much mitigated by the pleasure in the proof.
Beş dakika içerisinde öleceğini mantıksal bir kuramla ispatlayabilmiş olsam üzülürdüm elbet fakat bu üzüntüm, ispatın verdiği hazzın etkisiyle yok olup giderdi.
Be ready in five minutes.
5 dakika içinde hazır ol.
In five minutes!
Beş dakika sonra!
I'll be five minutes behind you.
Arkanızda beş dakika kaldıracağım.
We close in five minutes.
Beş dakika içinde kapanırız.
You wanna talk about hurt, you live five minutes in my shoes. Then we can talk about hurt.
Acıdan bahsetmek istiyorsan benim yerime geç, 5 dakika sabret, acı neymiş görürsün.
I'll go in super-duper fast, in and out, I'll be five minutes.
İçeriye fişek gibi girip çıkacağım. Sadece beş dakikacık.
Five minutes.
Beş dakika.
Fifty-five minutes.
Elli beş dakika oldu.
I would like all department heads in the conference room in five minutes.
Tüm bölüm başkanlarını isterim Beş dakika içinde konferans salonunda.
Five minutes!
Beş dakika!
Four maybe five minutes tops?
En fazla 4-5 dakika mı?
You're closed for five minutes.
5 dakikalığına kapalısın.
I need five minutes.
5 dakika işim var.
Bring her and all the other Ymbrines to the end of the pier in five minutes... or face the consequences.
Onu ve diğer bütün Ymbryne'leri beş dakika içinde iskelenin sonuna getirin. Yoksa sonuçlarına katlanırsınız.
Because five minutes ago, I didn't even know you were an arms dealer!
Beş dakika önce silah satıcısı olduğunu bile bilmiyordum!
Get an autograph for Julie and a picture. And I want him out in five minutes tops.
Julie için bir imzayla fotoğraf alın ve en fazla beş dakikaya çıksın.
And Krogh, no more than five minutes.
Ve Krogh, beş dakikayı geçmesin.
I want you to come in exactly at five minutes and say I have to be somewhere.
Tam beş dakikada gelip bir yere yetişmem gerektiğini söylemeni istiyorum.
Walt has already addressed the glitch... - Five minutes!
Walt aksaklığı bildirdi- - - 5 dakika!
- You want me to... We're on in five minutes, aren't we?
- Denemi mi istiy- - 5 dakika sonra yayındayız, değil mi?
You give me five minutes, and I can get you 60 grand in cash here, and I can make you whole.
Bana 5 dakika verirsen sana 60 bin dolar getirip zararını karşılayabilirim.
Because, you know, you wouldn't last more than five minutes out there without me.
çünkü ben olmadan fazla uzun dayanamazsın Bensiz beş dakikadan fazla kalamazsın.
I'm lucky if I get five minutes before you interrupt...
Şanslıysam, sen beni rahatsız etmeden ancak beş dakika geçirebiliyorum.
Five minutes, ladies.
Beş dakika, bayanlar.
Look, we just need five minutes.
Bak, sadece beş dakika lazım.
You're lifting off in five minutes.
Beş dakika içinde kalkacaksınız.
You have five minutes to take photos, okay?
Fotoğraf çekmek için 5 dakikanız var, tamam mı?
Five minutes ago I was a sea captain.
Beş dakika evvel bir gemi kaptanıydım.
Just five minutes.
Beş dakika ver bana.
You just give me five minutes. Please.
Sadece beş dakika ver bana.
Scary that dad can't even keep a secret for more than five minutes.
Korkunç olan babamın küçücük bir sırrı beş dakikadan fazla saklayamamış olması.
Give me five minutes.
Beş dakikada hallederim.
But wouldn't it be worth taking five minutes to review our plan?
Ama planımızı gözden geçirmek için beş dakikaya değmez mi?
I'm leaving in five minutes.
Beş dakikaya gidiyorum.
They just got me five minutes ago.
5 dakika önce yakaladılar beni.
Five minutes of your time, please.
Beş dakikanız sadece, lütfen.
You know, what I do over there in the next five minutes...
Biliyorsun, Son beş dakikada orda yaptıklarım...
Meet me at your place in five minutes.
Beş dakika sonra senin mekanda buluşalım.
You were in the lobby for, what, five minutes?
Ne kadardır lobidesin, beş dakika filan mı?
What kind of bomb could anyone install in five minutes?
Beş dakikada ne tür bir bomba yerleştirebilirler ki?
You've got five minutes, you best pull yourself together.
Beş dakikan var, en iyisi kendinizi çekin.
303, 304... It's five minutes now, and we have not seen or heard anything from Lionel Shrike yet.
303, 304... 5 dakika oldu ve henüz Lionel Shrike'dan ses seda çıkmadı.
You're going to stay here and stop talking, and I'm going to make a phone call, and in about five minutes, some people are going...
Burada kalacak ve çıt çıkarmayacaksın. Ben de birini arayacağım ve 5 dakika içinde birileri...
It's, like, five more minutes.
Beş dakika kaldı.
No, hey, five more minutes, please?
Hayır, beş dakika daha.
Should we like kick it for five or 20 minutes?
Beş ya da 20 dakika boyunca tekmeyi sever miydik?
There's, like, five seconds of game play for ten minutes of standing around checking in on each other.
On dakika boyunca beş saniyelik bir oyun oynuyor. Birbirlerini kontrol ederek duruyorlar.
Rule five, Mr. Hartmann... It's now 15 minutes after seven.
Beşinci kural Bay Hartman saat yediyi çeyrek geçiyor.
five minutes later 49
five minutes ago 89
minutes 10070
minutes ago 1231
minutes left 108
minutes later 237
minutes late 216
minutes a day 23
minutes of fame 17
minutes from now 35
five minutes ago 89
minutes 10070
minutes ago 1231
minutes left 108
minutes later 237
minutes late 216
minutes a day 23
minutes of fame 17
minutes from now 35