For a week Çeviri Türkçe
6,224 parallel translation
For a week. I need a little time to myself.
Bir hafta için kendime zaman ayırmam gerek.
I had to hide out in the hills for a week.
Ben tepelerde saklanmak zorunda kaldım Bir hafta.
You've been investigating here for a week now, isn't that right?
Burada bir haftadır araştırma yapıyordunuz, doğru değil mi?
Yeah, well, he also said he was going out of town for a week.
- Bir haftalığına da şehir dışına çıkacağını da söyledi. - Evet, bir daha aramayacak.
We've been working on this for a week already.
Bir haftadır üzerinde çalışıyoruz zaten.
Even though we should have, since it's been every day for a week.
Aslında bilmeliydik, bir haftadır geliyorlar.
I mean, just for a week.
Bir haftalığına yani.
Well, families often hire part-time cooks for a week here or there and then on to the employ of some other home or restaurant.
Aileler genelde yarı-zamanlı çalışan aşçıları bir haftalığına tutuyorlar. Ve daha sonra başka bir evde veya restoranda çalışıyorlar.
The thing is, she's been back for a week.
Mesele şu ki, bir haftadır burada.
We pretend you were kidnapped and we hide you away for a week,
Seni kaçırmışlar süsü veririz ve seni bir hafta buradan uzakta saklarız.
You should try it every night for a week.
Bir haftada her akşam denemelisin.
But that dreadful little child stayed next to the corpse for a week before she came down from the mountains.
Fakat o ürkünç küçük velet dağdan inmeden önce bir hafta cesedin yanında kalmış.
When I'm done with you, you won't be able to eat solids for a week!
Seninle işim bittiğinde sadece sıvı ile beslenebileceksin. Sen de düzgün göremeyeceksin.
After I finished Sophie's Choice, I could see in the dark for a week.
"Sophie'nin Seçimi" ni bitirdikten sonra bir hafta boyunca karanlıkta görebilmiştim.
Just for a week, maybe less.
Bir haftalığa, belki daha az.
I'll give you commissary for a week.
- Bir haftalığına kantin hakkımı veririm.
All you have to do is dine at Café Pushkin every night for a week.
Tek yapmanız gereken bir hafta boyunca her gece Cafe Pushkin'de bir ziyafet vermek olurdu.
I've been stuck here for a week like a caged animal.
Bir haftadır kafesteki bir hayvan gibi burada kapalı kaldım.
She didn't leave my side for a week.
Bir hafta boyunca yanı başımdan ayrılmadı.
You go away for a week, you come back from the spa, fresh as a Daisy.
Bir haftalığına gittim, sonra spadan döndüm papatya gibi tazelendim dersin.
I've been suspended for a week but it feels like forever.
Sadece bir hafta uzaklaştırıldım ama sanki sonsuza dek gibi.
So if I do your chores for a week?
Bir haftalığına ev işlerini yapsam?
- For a week.
- Bir hafta.
Well, I've been trying for a week, Gin.
Bir haftadır çabalıyorum, Gin.
That was it, you gonna sleep for a week.
İşte budur. Bir hafta uyursun artık.
You know, I've been calling you for over a week now.
Bir haftadır seni arıyorum.
She left me a message last week, saying she was going to Vermont for the weekend.
Geçen hafta bana bir mesaj bıraktı, o hafta sonu için Vermont'a gittiğini söyledi.
I cannot wait to make her eat volcanic dirt when Tony Hawk goes for more than a week in Kauai!
Tony Hawk Kauai'de bir haftadan fazla tatili seçtiğinde onun yanardağ küpürlerini yediğini görmek için sabırsızlanıyorum.
Hey, I was thinking about, um... inviting Tammy and Grace over for a playdate this week.
Hey, düşünüyordum da. bu haftaki oyun buluşması için Tammy ve Grace'i davet edebilirim.
Don't you remember, you took me up there for the, like, world's most awkward Thanksgiving about a week before they announced their divorce?
Pek hatırlamazsın, bir şey için beni oraya götürmüştün boşanmalarını açıklamadan önceki bir hafta dünyanın en garip Şükran günüydü?
He wore it for about a week, decided he wanted the same one in platinum.
Brunson bir hafta civarında saati taktı daha sonra aynısının platin olanını istedi.
It will be tender for about a week.
Yaklaşık bir hafta boyunca hassas olacak.
She has had one a week for the last four months, so that's 16 in total.
Son dört ayda haftada bir yapıldı. Yani toplamda 16.
Commander Perry is going to drive it as a show car in next week's toys for tots parade.
Dinleyin. Amir Perry gelecek hafta o arabayı Chicago Araç Şenliği'nde sürecek.
Last week, you saw a dermatologist for a reoccurring case of athlete's foot.
Geçen hafta ayak mantarın tekrarladığı için cilt doktoruna göründün.
I played him for a little bit, then I kissed him off, And told him he'd get more next week.
Biraz oynaştım, sonra öptüm haftaya daha fazlasını alacağını söyledim.
I don't have a week to wait around for your minions to pass my request up the food chain.
Seninle bir yemek ayarlamak için uşaklarının peşinde bir hafta bekleyecek zamanım yoktu.
- Well, once a week, several of us get together for a group workout. - no, I mean, are...
- haftada bikaçkez bir araya gelip grup çalışması yaparız - hayır demek istediğim...
Florida, a lock just a week ago for President Grant, is now a toss-up after the campaign's confounding move to cancel all campaign events.
Florida bir hafta önce Başkan Grant'e kitlenmişti, Kampanya hareketi iptal edildiğinden beri işler tersine dönmüş görünüyor.
Well, I put in an application for him, and they're gonna send over a home inspector next week to see if we're dog-worthy.
Onun için bir başvuru formu doldurdum ve haftaya bir köpeğe elverişli miyiz diye görmek için bir ev müfettişi gönderecekler.
Hey, you know, I got a gig taking pics of Mayor Torres for Buccaneer Week.
Hey, biliyorsun, Korsan Haftası'nda Başkan Torres'in fotoğrafını çekeceğim.
This week a fat guy gets busted for taking more than his share of cheese cubes.
Bu hafta şişman adam payından daha fazla peynir alırken yakalanıyor.
Jeffrey and Mildred Bachman had been dead for at least a week before neighbors made the horrific discovery.
komşuları onları bulduğunda
Last week, you had a shot at a big client, and it's time for Mr. Wen to prove his worth.
Geçen hafta büyük bir müşteriyle şansınızı denediniz. Şimdi sıra Bay Wen'de.
Plus, I was ordering a pizza for next week.
Ayrıca gelecek hafta için pizza siparişi veriyordum.
Lexi's staying with us for a whole week!
Lexi bizimle bir hafta kalacak.
And I have seen things and I have done things, and I am not apologizing for this'cause I got gold faucets now, a hat for every day of the week, and I can eat beef bourgignon for lunch if I want.
Bir sürü şey gördüm, bir sürü şey yaptım ama bunun için özür dilemeyeceğim çünkü altın musluğum var, haftanın her günü için bir şapkam var ve eğer istersem öğlen yemeğinde et burginyon yiyebiliyorum.
You know, what I'm trying to understand is that for over a year, you have been meeting with my mother once a week in Terre Haute, Indiana.
Bir senedir annemle haftada bir İndiana'da, Terre Haute'da görüşmüş olmanızı anlamaya çalışıyorum.
A week before I see them, I have to read "The New York Times" every morning Cover to cover like I'm studying for a test.
Onlarla görüşmeden bir hafta önce, her sabah sınava çalışır gibi baştan sona The New York Times okumak zorunda kalıyorum.
Multiple times a week for weeks.
Haftalarca ve defalarca.
When cold we cover the trees and once a week we gather for the olive press.
Soğuk olduğunda ağaçları kapatırız ve haftada bir zeytin presi için toplarız.
for as long as i can remember 39
for all i care 74
for all intents and purposes 51
for a while 430
for a few days 45
for all we know 381
for all i know 267
for all i knew 20
for all you know 82
for all of it 31
for all i care 74
for all intents and purposes 51
for a while 430
for a few days 45
for all we know 381
for all i know 267
for all i knew 20
for all you know 82
for all of it 31
for all eternity 28
for all of us 271
for all our sakes 38
for a while now 24
for a while there 37
for a walk 37
for all of you 34
for a change 108
for an hour 41
for a second there 70
for all of us 271
for all our sakes 38
for a while now 24
for a while there 37
for a walk 37
for all of you 34
for a change 108
for an hour 41
for a second there 70
for a year 68
for about 65
for any reason 26
for a moment 206
for anyone 32
for a very long time 38
for a drink 22
for another 41
for a minute 130
for a price 83
for about 65
for any reason 26
for a moment 206
for anyone 32
for a very long time 38
for a drink 22
for another 41
for a minute 130
for a price 83