For all i know Çeviri Türkçe
3,596 parallel translation
Freshly prepared, organic, for all I know.
Duyduğuma göre, taze ve organik oluyorlarmış.
And now, 12 hours later, you're in a brand-new office with a diploma on the wall that, for all I know, came from Kinko's.
Şimdiyse 12 saat sonra, duvarında Kinko'dan gelen bir diploma olan yepyeni bir ofistesin.
For all I know you lied about being a mechanic, too.
Tek bildiğim bir mekaniker olduğun hakkında da yalan söylediğin.
For all I know, it's not even real!
Bildiğim kadarıyla gerçek bile değil.
- They tried to kill Antonio, and for all I know, they may still wanna finish the job.
Antonio'yu öldürmeye çalıştılar. İşi de yarım bırakmak istemeyeceklerdi.
For all I know, I'm just having a full-blown PTSD episode.
- Belki de travma sonrası stresi yaşıyorumdur.
For all I know, it's just this one cop, Deputy Shelby.
Şimdilik bildiğim, yalnızca bir polisin dahil olduğu : Şerif Yardımcısı Shelby.
You know, I'm doing all these tests right now for the transplant.
Organ nakli için bir sürü test oluyorum şu an.
I know that you disappeared for five years, and then suddenly you show up again, and it's all, " Hey, Kyle, remember your old pal Ian?
Beş yıl boyunca ortadan kaybolduğunu ve aniden ortaya çıktığını sonra da gelip " Kyle, eski dostun Ian'ı hatırladın mı?
All right, you know what I can't wait for?
Ne için sabırsızlanıyorum, biliyor musun?
You know, six months ago, I probably would've just smiled and reheated this all up for you, and I would have been grateful that you showed up at all.
6 ay önce, muhtemelen gülümser ve senin için tekrar ısıtırdım...
All right, I know these conditions aren't ideal, but I want to thank you guys for toughing it out.
Pekala, biliyorum bunlar ideal şartlarımız değil ve dişinizi sıktığınız için teşekkür etmek istiyorum.
And one of these days, we're going to make her pay for it, all of it, but right now, she's still the only person I know who knows where Nate is.
Bir gün, bütün bunların bedelini ödeteceğiz ama şu an, Nate'in yerinden haberdar olduğunu bildiğim tek kişi o.
I know he's anxious to speak with Officer Mendoza, thank him for all that he's done, but that's one of our guys lying there.
Ona bunun için teşekkürlerimizi ilet ama orada yatan bizden biri.
All I know for sure is that there's a dead woman.
Kesin olarak tüm bildiğim Ölü bir kadının olduğu.
I know all 101 sick jokes for twisted kids.
Sapmış çocuklar için 101 tane harika espri biliyorum.
You know, I'm sorry for all the pain that I caused you.
Bilmelisin ki, sebep olduğum bütün acılar için üzgünüm.
You know, all I've ever heard about this Hawkeye character is his reputation for being a bit of a loose cannon.
Hawkeye hakkında duyduğum tek şey şöhretinin biraz sorumsuz ve pervasız olduğu yönünde.
I know she's a former nurse and you all look out for each other.
Eski bir hemşire olduğunu ve birbirinizi kolladığınızı biliyorum.
Might've sent Audrey to Burma, for all we know.
Audrey'i de Burma'ya göndermiş olabilir. Tek bildiğimiz bu.
As far as I'm concerned, all they need to know is that mommy's going out on tour again, daddy's running for mayor.
Bana kalırsa onların tek bilmesi gereken, annelerinin tekrar tura çıktığı ve babalarının başkanlık seçimine hazırlandığı.
You know, Esme goes out of town all the time, and Oscar teaches his night classes, so I end up babysitting for Olivia a fair bit.
Biliyorsunuz, Esme sürekli şehir dışında oluyordu, Oscar da gece ders veriyordu,... bende kendimi Olivia'ya bebek bakıcılığı yaparken buldum.
I know you don't have all the answers you're looking for right now.
Şu anda aradığın yanıtları alamadığının farkındayım.
For my own solace, father, I-I really need to know - - What is hank's role in all of this?
Kendi vicdanım için Hank'in bu olanlarla ne ilgisi olduğunu bilmek istiyorum.
Now all I know about that girl is that her name is Anna Massey, and that for some reason, she's after those clocks.
Şu anda bu kadınla ilgili bildiğim tek şey adının Anna Massey olduğu ve bir sebeple bu saatlerin peşinde olduğu.
Emma... I know how much you love your father, and I know how difficult and painful this all must be for you.
Emma, babanı ne kadar sevdiğini ve bunların ne kadar zor ve acı verici olduğunu biliyorum.
I know all about his hunt for the man in a suit.
Peşinde olduğu şeyin takım elbiseli adam olduğunu biliyorum.
All I know for certain is that Pierce is in immediate danger.
Bildiğim tek şey Pierce'in ciddi tehlikede olduğu.
Oh, sounds incredible, but I promised Ruben I'd take him out for a night on the town, you know, thank him for all that hard work he's been doing.
Oh, kulağa harika geliyor, ama Ruben'e şehirde bir gece için söz verdim, biliyorsun o çok çalışıyor ve çalışmaları için ona teşekkür etmek istiyorum.
We do. You know, after all the things that I've done for you, I find it hard to believe that you could do this.
Senin için yaptıklarımdan sonra bunu yapmana inanamıyorum.
All I'm saying is, you know, you should do what's best for your career.
Kariyerin için en iyisi neyse onu yapmalısın.
You're gonna have to be the one that follows through with all this- - I need to know you'll be there for me if that happens.
Tüm bunları takip edebilecek bir tek sen olmalısın, eğer bir şey olursa burada benim için olacağını bilmem gerekiyor. *
You know, there's all these experiences that I just feel like I've asked for.
Bu tecrübelerin hepsi benim zorlamamla gerçekleşiyor sanki.
You know, and I was reaching for all this stuff, but all I really needed was to look at someone and be like, "oh, that person wants to be there after I'm dead," you know?
Başka şeyleri ararken aslında tek yapmam gereken ben öldükten sonra beni hatırlayacak birini aramammış aslında.
Since I didn't know yourtype I prepared a mixed assortment for us all to share.
Hangi çeşidi sevdiğinizi bilemediğim için şöyle ortaya karışık hepimiz için bir şeyler hazırladım.
All I want to know is who you work for.
Tek bilmek istediğim kim için çalıştığın.
By you, for all I know!
Tek bildiğim onu oraya sizin yerleştirdiğiniz.
You know, because of my childhood, I won't be able to process the fact that you've all just done something nice for me, so if I run into you in ten years and start crying, this is what it's about.
Çocukluğum yüzünden benim için güzel şeyler yapmanızı anlayamayacağım on yıl sonra sizinle karşılaşırsam ve ağlamaya başlarsam bu yüzdendir.
Bee, I realize Optimus sent us all to different locations to make us harder for the Cons to find, but if we don't know where in the world anyone else went, how are we gonna find them?
Bee, Optimus Decepticonlar bizi kolay bulmasın diye farklı bölgelere gönderdiğinin farkındayım fakat diğerlerinin Dünya'nın neresinde olduğunu bilmezsek onları nasıl bulacağız?
So I's been asked by the judge to be the foreman, and I want y'all to know that we's gonna run a fair jury and a clean jury, so I brought some wet naps for everyone to wipe off their areas.
Yargıç benden jüri başkanı olmamı istedi. Adil ve temiz bir jüri olacağımızı bilmenizi istiyorum. Bu yüzden temizlenmeniz için hepinize ıslak mendil getirdim.
I mean, when all this is over, and I know the Crocodile is dead, for good and all, I'll have nothing to look forward to.
Demek istediğim, tüm bunlar bittiğinde, ve Timsah'ın kesin olarak öldüğünü bildiğimde sabırsızca bekleyeceğim hiç bir şey olmayacak.
I know we all want to find justice for Melinda Perkins.
Biliyorum hepimiz Melinda Perkins için adalet istiyoruz.
You know, for what it's worth, when you, uh, pulled up, I thought, "this car's got drive-shaft issues written all over it."
Ne olursa olsun, bu arabayla dükkâna girdiğinizde "bu arabanın işletme milinde sorun olduğu her halinden belli" demiştim.
Now, I know we've promised you all a performance by the incomparable Alicia Keys, but I just got a message from her, and she ain't singing for her supper unless all of our pledge goals are met first.
Hoş geldin. Eşsiz Alicia Keys performans gösterecek diye söz verdik. Ama ondan bir mesaj aldım.
You know, I pray for all the dead babies and all their baby souls.
Ölü tüm bebekler ve onların bebek ruhları için dua ediyorum.
I mean, all of that condescending "I know what's best for you" bullshit.
Tüm o küçümseyici "Senin için en iyisini ben biliyorum." palavraları.
- I don't know. I... I don't have time for this, all right
Buna zamanım yok, tamam mı?
I won't know for sure until the tests come back, but all the material in all the bags is consistent.
Test sonuçları gelene kadar emin olamam ama poşetlerdeki bütün materyaller tutarlı.
I have no words for how disappointed I am in you for behaving like this. What? I know all about
Böyle davrandığın için, ne kadar hayal kırıklığına uğradığımı anlatacak, söz bulamıyorum.
You know, there's fates for your kind a lot worse than death, and I know them all.
Türünün ölümden daha beter kaderleri var. Hepsini de biliyorum.
You know, I saw a similar one selling down the street for, like, 150, but they were all sold out.
Sokağın aşağısında buna çok benzer bir bilekliği 150'den satıyorlar. Ama ellerinde hiç kalmamış.
for all i care 74
for all intents and purposes 51
for all we know 381
for all you know 82
for all i knew 20
for all of it 31
for all eternity 28
for all our sakes 38
for all of us 271
for all of you 34
for all intents and purposes 51
for all we know 381
for all you know 82
for all i knew 20
for all of it 31
for all eternity 28
for all our sakes 38
for all of us 271
for all of you 34
all i know is 350
all i know 78
all i know is that 26
i know 63170
i know you can do it 61
i know you will 227
i know you don't like me 31
i know that 3661
i know you can 181
i know you 1720
all i know 78
all i know is that 26
i know 63170
i know you can do it 61
i know you will 227
i know you don't like me 31
i know that 3661
i know you can 181
i know you 1720
i know who you are 1036
i know everything 279
i know you don't know me 17
i know how you feel 379
i know you're tired 50
i know it 1515
i know it's been a while 32
i know you're scared 181
i know her 343
i know that's right 19
i know everything 279
i know you don't know me 17
i know how you feel 379
i know you're tired 50
i know it 1515
i know it's been a while 32
i know you're scared 181
i know her 343
i know that's right 19