English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ F ] / For all you know

For all you know Çeviri Türkçe

3,660 parallel translation
For all you know, I'm just someone wandered in off the street, intent on a bit of housebreaking.
- Elimi kolumu sallayarak girebiliyorum eve.
For all you know, you've already looked at the right file.
Belki de çoktan doğru dosyaya bakmışsındır.
Look, for all you know, Erica got mad when the nurse took the letter opener away, and she stabbed her.
Bak, hemşire açacağı geri alınca Erica sinirlendi, ve onu bıçakladı.
For all you know, Karen put a bug in me.
Size göre Karen içime böcek yerleştirdi.
Joey busted his ass to keep that place running, and all he's got to show for it is a lifetime of soft-serve, you know what I'm saying?
Joey oranın işletmesini devam ettirmek için eşek gibi çalıştı ve bunun için tüm göstermesi gereken hayat boyu süren iyi muameleydi, ne demek istediğimi anlıyor musun?
I know that you've researched evil spirits who reach out from the beyond for all your films.
Tüm filmlerinde öbür dünyadan iletişime geçen kötü ruhlar için araştırma yaptığını biliyorum.
Of course, Sidney could have gone for promotion years ago, but he likes proper police work, you know, not sitting behind a desk all day.
Elbette Sidney seneler önce terfi etmiş olabilirdi ama bilirsiniz düzgün polis işini seviyor bütün gün masa başında oturmayı değil.
I think we all know what you were going for, Phil.
Nereye varacağını hepimiz anladık bence, Phil.
I don't know why you invited us over for breakfast if you're gonna be out on a date all night.
- Ne? Madem tüm gece randevun vardı, bizi neden kahvaltıya çağırdın bilmiyorum.
For all we know, you and I could be the only ones left.
Tek bildiğimiz, ondan geriye kalan yalnız sen ve ben olabiliriz.
And I know you're gonna need an outlet for all you're going through.
Süreci atlatmak için bir çıkış kapısına ihtiyacın olduğunu biliyorum.
You did- - I was really impressed by all the stuff the foundation's done for all them poor homies, so you know what?
Bıraktın. Ben o fakir pıtırcıklar için vakfın yaptığı her şeyden çok etkilendim, biliyor musun?
[Sighs] You know, all of this stuff I bought was for you guys.
Tüm bunları sizin için aldım.
It's true I didn't tell you, but, you know, if you apply for that job, all that Scanlon business is gonna come right back up.
Sana bahsetmediğim doğru. Ama bilirsin, o işe başvurursan şu tüm Scanlon meselesi peşini bırakmayacak.
Guys, you know I'm all for blowing'the scrap outta stuff, but what does flattening a Decepticon mine have to do with getting the band back together and taking down Megatron?
Çocuklar, bir şeyleri havaya uçurmaya bayıldığımı biliyorsunuz fakat bir Decepticon madenini patlatmak bize takımı tekrar bir araya toplamak ve Megatron'u yenme konusunda bize ne gibi yarar sağlayacak ki?
I know you've had a rough ride recently, but you should have a bit more respect for your husband, after all he's been through.
Son günlerde zor zamanlar geçirdiğinizi biliyorum ama eşinize biraz daha saygı göstermelisiniz, yaşadığı onca şeyden sonra.
You're all responsible for your own arrangements getting home and whatever you do after, I don't want to know.
Hepiniz kendi düzeninizden sorumlusunuz, eve gitmek ve sonra ne yapıyorsanız bilmek istemiyorum.
Deny it all you wish, I know it for truth.
İstediğin kadar inkâr et, ben doğru olduğunu biliyorum.
All I know is that the minute that you got here, you went right for Danny, and your brother went for Lydia.
Tek bildiğim buraya gelir gelmez sen Danny'yle ilgilenmeye başladın kardeşin de Lydia'yla.
You know, but it gets kind of hard for him to do his job when he doesn't have all the information.
Ama tüm bilgilere sahip olmadığında bunu yapmak onun için zor oluyor.
After that, you all know what you're supposed to look for. Any questions?
Sonrasında herkes ne arayacağını biliyor.
I have told you that I'd give it all up for you again and again, and you know what I think?
Sana tekrar tekrar söylüyorum, bunların hepsini senin için bırakırım, ve ne düşünüyorum biliyor musun?
You know, that thing all of your husbands eventually stop feeling for you.
Tüm kocaların da nihayetinde senden soğuyor ya.
Most of all, for not being able to give you the baby I know you wanted so much.
En çok da, sana o çok istediğini bildiğim bebeği veremediğim için.
You know I had no idea how difficult all that was for you.
Bunların senin için ne kadar zor olduğunu hiç bilmiyordum.
It's amazing how you can know someone for ten years and never really know them at all...
On yıldır tanıdığın birini aslında hiç tanımamak ne kadar enteresan.
You know, for all intents and purposes, I was losing my mind.
Hatta kaçırıyordum da denebilir.
So play the good guy, but we all know you're only doing it for one reason...
İyi insanı oynuyorsun ama hepimiz biliyoruz ki tüm bunları tek bir sebepten dolayı yapıyorsun.
After all, the only way you know for sure your cover has been blown is when someone puts a bullet in the back of your head.
Sonuçta, birisi kafanıza silah dayadığında ifşa olduğunuzdan emin olmanın tek bir yolu vardır.
And so are you, for all I know.
Sen de öylesin, bildiğim kadarıyla.
Okay, on that note, I will leave you to get to know each other, but I just got to say that I am so proud of all of you for handling this transition so well because...
Tamam, bu bağlamda birbirinizi tanımanız için sizleri baş başa bırakacağım ama söylemeliyim ki hepinizle gurur duyuyorum bu değişimi bu kadar iyi karşıladığınız için, çünkü -
For instance, did you know that these attacks have been happening all across the country?
Mesela bu saldırıların ülke genelinde yaşandığını biliyor muydunuz?
I know that you're busy and all, but this is for Dad.
Meşgul olduğunu biliyorum ama burada babam söz konusu.
All I do is, you know, talk... For money.
Benim tek yaptığım para için konuşmak.
Aren't you curious to know why for thousands of years, all right, people all over the world have reported seeing an ape-like creature walking through the woods?
Binlerce yıldır dünya çapında birçok insanın... Tamam mı? ... ormanda gezinen maymun benzeri bir canlı gördüklerini bildirmesi seni meraklandırmıyor mu?
You know, I go away for just a few days, And all of a sudden, you run into your old boyfriend.
Sadece birkaç günlüğüne ortadan kayboluyorum... ve sen hemen eski erkek arkadaşına gidiyorsun.
♪ You may be wrong for all I know... ♪ But you may be right.
# Belki yanılıyor olabilirsin # Ama haklı da olabilirsin
Barbara, for all we know, Batman could've been working with Pyg and Toad. I've told you before.
Barbara, tek bildiğimiz Batman'in de Pyg ve Toad ile beraber çalışıyor olabileceği.
You know, all was good for a while.
Bir süre için her şey güzeldi.
For all I know, you're FBI and this is a sting.
Tek bildiğim şey FBI'dansınız ve bu da tuzak.
For your own protection, that's all you want to know.
Tek bilmeniz gerek, bu sizin güvenliğiniz için.
This all for you, don't you know it?
Bunları senin iyiliğin için yaptığımı bilmiyor musun?
You say you're taking me to work, but for all I know, I'll end up in a deserted amusement park.
Beni işe götüreceğini söylüyorsun ama belki de terk edilmiş bir lunaparkta bulacağım kendimi.
I know things seem to be better between you and your dad right now, but don't forget, working for him is what made you get all kill-yourself-y in the first place.
Biliyorum şu an babanla aran iyi gibi görünüyor ama unutma ki seni kendini öldürecek hale getiren şey onunla çalışmaktı.
If either of y'all know where Zoe is, you might want to tell her that Brick's looking for her, and he's pissed.
İkinizden biri Zoe'nin yerini biliyorsa ona Brick'in onu aradığını ve çok kızgın olduğunu söyleyin.
I just want you to know... it's all for our child
Bilmeni isterim ki, her şey çocuğumuz için.
For all I know, you'd have killed her yourself once you'd finished jerking off.
Bence sen de otuz bir çekmen bittikten sonra onu öldürecektin. Muhtemelen seni zahmetten kurtardım.
- Mrs. Lansing is more than happy to let me handle extremely low-level problems, like the tape, which we all know you're never gonna play for anyone.
Bayan Lansing, o kimseye oynatmayacağınız ses kaydı gibi önemsiz meselelerle benim ilgilenmemden zevk duyuyor.
You guard the door every day So you know all our movements and activities But you've fallen into the trap I set for you
Her gün kapıyı koruyorsun bu yüzden tüm hareketleri, faaliyetleri biliyorsun ama senin için hazırladığım tuzağa düştün.
You know, Henry, I've, uh... I've been riding trains all across this country for about the past three years, looking for the meaning of life.
Biliyor musun, Henry, Ben son üç yıldır trenle bu ülkeyi boydan boya geziyorum hayatın anlamını arıyarak.
( Johnny ) Everything that's happened... you know, for being reasons why we're all alive now is just luck.
Tüm olanlar hepimizin hayatta olma sebebinin şanstan ibaret olduğunu gösteriyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]