For obvious reasons Çeviri Türkçe
200 parallel translation
She is the hit of the show, for obvious reasons.
Gösterinin yıldızı. Sebebi çok aşikar.
Yeah, but now you've changed your mind for obvious reasons.
Evet ama şimdi, malûm nedenlerle fikrin değişti.
They accept, for obvious reasons.
Bilinen sebeplerden ötürü, onlar da kabul ederler.
It's out of the question for obvious reasons, so I recommended you and she agreed.
Bilinen nedenlerden dolayı bu söz konusu olamazdı ben de seni önerdim ve kabul etti.
For obvious reasons Father kept me out of his world.
Malum sebepler yüzünden babam beni kendi dünyasından uzak tuttu.
For obvious reasons I can't tell you my clan.
Bazı sebeplerden dolayı sana klanımı söyleyemem.
If that was the case, he'd deny it for obvious reasons.
Eğer durum buysa haliyle reddedecek durumu.
They keep personnel to a minimum for obvious reasons.
Malum sebeplerden dolayı personeli az sayıda tutuyorlar.
For obvious reasons.
-... şeyini istemedi. Belli nedenlerden dolayı.
Gentlemen, none of you have ever met before for obvious reasons of security.
Beyler, güvenlik gerekçesiyle bugüne kadar hiç biraraya gelmedik.
But then I was not running like a young gazelle, for obvious reasons.
Ben kendim de ne kadar süreceğine baktım ama elbette ben... bildiğiniz sebepten genç bir ceylan gibi koşamıyorum.
For obvious reasons, his true identity is kept top secret.
Malum sebeplerden dolayı, kimliği çok gizli tutuluyor.
Now, for obvious reasons involving the Neutrality Act, this is touchy business.
Tarafsız Hareket yüzünden bu şekilde yapmamız gerekiyor.
I would not recommend this maneuver in the field of combat for obvious reasons.
Bu hareketi çatışma sırasında yapmanızı tavsiye etmem.
Loretta, this is Carla, who I divorced for obvious reasons.
Loretta, bu Carla, belirli nedenlerden ötürü boşandığım şahıs.
Correct, Redl, and for obvious reasons.
Doğru Redl, bariz sebeplerden dolayı.
It is my custom to walk around to see that the house is secure because for obvious reasons,
Evde her yeri gezerek güvenliğini kontrol etmek benim bir alışkanlığımdır.
my 4 young wards nicknamed me Splinter for obvious reasons.
Dört yavrum bana Splinter adını verdi anlaşılabilir nedenlerden ötürü tabii.
For obvious reasons, no one wants to keep it around.
Aşikar nedenlerden ötürü, kimse onu elinde tutmak istemez.
But Keaton was the real prize for them, for obvious reasons.
Ama Keaton, bilinen nedenlerden dolayı, onlar için gerçekten değerliydi.
Well, reincarnation has always been popular on death row. For obvious reasons.
Reenkarnasyonun, idamını bekleyenler arasında her zaman popüler olmasının sebebi açık.
I'm back to my maiden name for obvious reasons.
Açık nedenlerden dolayı kızlık soyadına döndüm.
I can't name the station for obvious reasons.
Bilinen nedenlerle istasyonun adını veremem.
For obvious reasons, our strategy includes keeping this from the media.
Bariz nedenlerden dolayı, bunu basından uzak tutmak durumundayız.
We've increased security in the palace for obvious reasons.
Malum sebeplerden dolayı güvenliği arttırdık.
That's still not, uh, too safe to be doing, because... for obvious reasons, it's just not, uh...
Yaptığın şey güvenli değil, çünkü bilirsin işte...
We got out years ago. For obvious reasons.
Belli nedenlerden dolayı yıllar önce oradan ayrıldık.
Portia's parents are giving an engagement party that I wasn't invited to for obvious reasons.
Portia'nın ailesi nişan için davet veriyor. Tabii beni çağırmadılar.
Big Mike, for obvious reasons.
Açıkça görüldüğü gibi, Büyük Mike.
-... for obvious reasons.
-... evine gelmek istemedim.
They're allowed, but I don't like'em... for obvious reasons.
Onlara izin var ama, ben hoşlanmıyorum... belli sebeplerden dolayı.
Oh, Niles. "Dear Coach Pellit, please excuse Niles from gym for obvious reasons." - The other side.
"Sevgili Koç Petit, bilinen sebeplerden dolayı Niles beden dersine giremeyecek".
There's some things that she does that I don't put in there... for obvious reasons.
Elbette çizgi romanlara koymadığım şeyler de var. Bilirsiniz, açık sebeplerden. Kafamı kesmesini istemiyorum.
- For obvious reasons.
- Belli nedenlerle.
They're also known, for obvious reasons, as owl monkeys.
Tahmin edebileceğiniz nedenlerden ötürü baykuş maymunu da denir.
- The Secret Service, for obvious reasons keep meticulous records, the DNA, the fingerprints.
- Gizli servis, açık sebeplerden dolayı... kayıtlar konusunda çok titiz, DNA, parmak izleri.
We keep it locked for obvious reasons.
Bazı nedenlerden, orayı kilitli tutuyoruz.
I can't send the graybeards on this for obvious reasons.
Resmi giysilileri oraya göndermem.
It's been kept from the public for obvious reasons.
Belli nedenlerden dolayı kamuoyundan saklandı.
$ 7,500 is a pretty penny, but my client needs $ 10,000... for reasons that should be pretty obvious by now.
7500 dolar az değil, ama müşterimin 10.000 dolara ihtiyacı var. Nedeni malumdur sanırım.
- I commissioned, last year, a study of this project. Based on the findings of the Bland Corporation, my conclusion was that this was not a practical deterrent, for reasons which at this moment must be all too obvious.
Bland Vakfının bulguları doğrultusunda, bunun pratik bir vazgeçirici olmadığına karar verdim, şu anda açık seçik malum olan sebepler yüzünden.
For reasons that are obvious, I'm not prepared to tell you.
Gayet açık sebeplerden ötürü, bunu sana söylemeyeceğim.
The coach will be driven by William here, better known as Big William, for very obvious reasons.
Otobüsün şoförü William olacak. Koca William adıyla maruftur.
Well, for obvious reasons.
Niye? Açık nedenler yüzünden.
For all the obvious and not-so-obvious reasons.
butun mantıklı ve mantılı olmayan sebeplerden dolayı.
For all the obvious reasons, Jen.
Bütün bu apaçık duran sebeplerden, Jen.
She's an exceptional person, but for kind of obvious reasons I'd rather this didn't get out.
Ama açık olan nedenlerden dolayı bunun duyulmamış olmasını tercih ederdim.
For obvious reasons.
Çok aşikar bir sebep için. Ama kardeşi ve kocasının kardeşi.
It's one of my worst faults, and some of the reasons for this are obvious.
en kötü hatalarımdan biri. bunun nedenlerinden biri apaçık ortada.
Perhaps this document will make the reasons for war obvious to all.
Belki de bu belge savaşın gerekçelerini herkese açıkça gösterir.
Perhaps this document will Make the reasons for war Obvious to all.
Uzaylıların tüm evrene yayınladıkları bir mesaj.
reasons 43
for one thing 438
for once 763
for one 714
for one moment 21
for one minute 20
for one day 34
for one night 42
for one second 35
for once in my life 49
for one thing 438
for once 763
for one 714
for one moment 21
for one minute 20
for one day 34
for one night 42
for one second 35
for once in my life 49