From her Çeviri Türkçe
39,923 parallel translation
Ruth Madoff withdrew $ 10 million from her Cohmad account and transferred it to a personal account?
Ruth Madoff, Cohmad hesabından 10 milyon dolar geri çekildi Ve kişisel bir hesaba aktardığınızdan emin misiniz?
Or a housewife out in the woods apart from her family just long enough.
Ya da ormanda, ailesinden yeteri kadar uzak kalan bir ev hanımı.
I'm sure she'll want a picture of herself on a watch from her dead grandpa.
Üstünde kendi fotoğrafının olduğu merhum dedesinin saatini çok ister eminim.
Used to be steam engines to all over from here.
Eskiden lokomotifler her yere buradan gidermiş.
Yes. Napoleon gave it to his mother after she had a tumor removed from her ankle.
Napolyon annesine vermişti, kadının bileğindeki bir tümör alındıktan sonra.
Mother was released from her suffering.
Annem acısından kurtuldu.
Never heard from her again, either.
Hiç haberde alamadık.
Tell her to pick up Clara from here.
Clara'yı buradan almasını söyleyeceksin.
Got a telegram from her the day before I got shot down.
Vurulup düşmeden bir gün önce ondan telgraf aldım.
The balance of probability suggests that this is for an unmarried woman, distant from her close relatives.
İhtimal dengesi bunun bekar ve yakın akrabalarından uzak bir kadın için olduğunu gösteriyor.
Her flat is rigged to explode in approximately three minutes, unless I hear the release code from her lips.
Dairesi yaklaşık üç dakika sonra patlamaya ayarlandı. Dudaklarından iptal kodunu duymazsam tabi.
The fax was from the small feeder fund she had trusted for 18 years telling her that all her money had been invested with Madoff, who had been arrested.
Faks, küçük fider fonundan geliyordu. 18 yıldır güvendiği Ona bütün parasının olduğunu söylüyorum
Jewish kid from the Bronx who thinks he knows all the ins and outs... -... of how to love a woman.
Bir kadının nasıl sevileceğinin her ayrıntısını bildiğini sanan Bronxlu Yahudi çocuk.
Far, far away, behind the word mountains far from the countries, there lived the blind texts.
Çok çok uzaklarda kelime dağlarının ardında her yerden çok uzakta kör metinler yaşarmış.
I wanted to escape from every tie.
Her bağdan kaçmak istedim.
♪ But don't you worry... ♪ Everything came from that hour.
Her şey o saatte geldi.
From what I buy from you for the clients here, I, uh... I save a little back every month.
Buradaki müşteriler için senden aldığımdan her ay biraz saklıyorum.
Previously on "Peter screws the Pooch," I thought you'd stayed away from this, instead, you hacked a multi-million dollar suit so you could sneak around, behind my back, doing the one thing I told you not to do.
"Peter Her Şeyi Mahvetti" dizisinin önceki bölümlerinde sana bu işlere karışma demiştim. Onun yerine milyon dolarlık kostümünü hackleyip, benim arkamdan iş çevirdin. Yapma dediğim tek şeyi yaptın.
Her body carried far from Egypt.
Cesedi, Misir'dan çok uzaklara götürüldü.
Using dark magic, he made her from a lump of clay.
Kara büyü kullanarak onu bir kil topağından yarattı.
To wipe every last Templar from the face of the earth.
Her son tempları silmek için Yeryüzünün yüzünden.
It's coming from everywhere!
Her yerden geliyor!
All right, we're getting tagged from all sides.
Her yandan ateş altındayız.
Choose live-blogging from your first wank to your last breath.
İlk otuzbirinden son nefesine kadar her şeyini bloglardan paylaşmayı seç.
Right from the moment When I met her, saw her
Onu ilk gördüğüm gün kalbim durdu
Papa's children from every tongue, tribe and nation.
"Baba" nın tüm evlatları ; dünyanın her yerinden, farklı diller, uluslar, kabileler.
From the moment I saw her, I could think of nothing else.
Onu gördüğüm andan itibaren, başka bir şey düşünemedim.
Cole Davenport takes everything from us.
Cole Davenport bizden her şeyi alır.
They're running our banks from every city in the world.
Bankalarımızı dünyanın her şehrinden işletiyorlar.
Her nurse got it from a comic book.
Kızın hemşiresi çizgi romanda görmüş.
To distribute gene therapy discreetly through everything... from sweet drinks to breakfast cereals.
Gen terapisini her şey aracılığıyla gizlice dağıtmaya başladık. Tatlı içecekler ve kahvaltılık gevrekler mesela.
Do you know her therapist says that she gets her anxiety from watching me?
Terapistinin dediğine göre kaygılı davranmasının sebebi benmişim.
Now, to prevent any new incidents from occurring, every special door has a pass code instead of a lock.
Şimdi, yeni olayların meydana gelmesini önlemek için, Her özel kapıda kilit yerine bir şifre vardır.
Whatever is in Blaine, he gets from this school.
Blaine'de her neyse, o okuldan geliyor.
It's all started from 1414. As king of Arthur and his witch, Merlin. Go forward and master the Sax Muhamatoin, Mabey.
Her şey M.S 484'de Kral Arthur ve büyücü Merlin'in bagon dağında Saon ordusuna yenilmesiyle başladı.
Oh, I pulled her from P.E.
Oh, onu P.E'den çekmiştim.
And you took everything away from me.
Ve her şeyimi elimden aldın.
From my egg, but I didn't carry her. A lady in Maine did.
Benim yumurtamdan ama onu ben taşımadım.
The world is woven from billions of lives, every strand crossing every other.
Dünya milyarlarca hayattan örülmüştür ve her biri diğerlerinin üzerinden geçer.
Every assignment, every detail they got from you.
Her görevi, her detayı senden alıyorlardı.
jars of dirt sacred dirt each of those jars contains dirt from all the old tracks the doc raced on
Aaa, toprak kavanozları - Kutsal Toprak Kavanozların her birinde Doc'ın yarıştığı eski pistlerden toprak var
I'm looking for a woman I thought you might know from the rose crown. Her name's Lola.
Gül ve Taç'tan tanıyabileceğin bir kadını arıyorum adı Lola.
Oh, her morning client called and said she needed a ride from his place.
Sabahki müşteri aradı, onu almamı istediğini söyledi.
And he rips the crystal from the ground.. .. It will be like ten thousand nuclear bombs washing over earth.
... ve toprağın altından Kristali söküp çıkarırsa dünya, her yerine binlerce nükleer bomba atılmış gibi olacak.
In five seconds I went from driving her to school to a bed just like this one.
Beş saniye sonra onu okula götürmekten Tıpkı bu gibi bir yatağa.
- We've seen literally everything from this company.
- Gerçekten her şeyi gördük Bu şirketten.
- Wesley released no images of Amelia, but promised to unveil her publicly three months from now.
- Wesley Amelia'nın hiçbir görüntüsünü yayınlamadı, Ancak şu andan itibaren üç ay kamuoyuna açıklayacağına söz verdi. - Wesley'in duyurusu şok dalgaları gönderdi
When you were feeding our daughter. When you were stopping her from crying, that's when.
Kızımızı beslerken, onun ağlamasını sustururken, o zaman işte.
Where possible, please give me an explicit verbal indication of your anxiety levels, I can't always read them from your behaviour.
Mümkün olduğunda, kaygı seviyelerinizi sözlü olarak net bir şekilde gösterin her zaman davranışlarınızdan bunu okuyamıyorum.
We bought her from them.
Onlardan satın aldık.
We have a detailed plan on how to rescue her from the event in New York City.
Onu New York'taki yarışmadan kurtarmak için detaylı bir planımız var.
from here on out 107
from here on 55
from here on in 44
from here 210
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hernandez 57
hermano 85
here you go 5858
from here on 55
from here on in 44
from here 210
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hernandez 57
hermano 85
here you go 5858
hershey 18
hercules 220
herbert 132
hertz 45
herring 17
here we go again 374
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
hercules 220
herbert 132
hertz 45
herring 17
here we go again 374
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39