English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ G ] / Get me down

Get me down Çeviri Türkçe

1,681 parallel translation
Get me down.
Beni indir.
As for me, I'm still the old dog I've always been. Only now I've got a country gal who I like to visit when the city babes get me down.
Ve ben ise, ben her zamanki yaşlı kişiyim, sadece şehirden sıkılınca gidebileceğim bir yer var.
Just get me down the street.
Beni yalnızca sokağa kadar indir.
Somebody get me down from here!
Birisi beni buradan indirsin!
You want me to come down, come in here and get me down.
Eğer inmemi istiyorsan, buraya gel ve beni indir.
Will you get me down?
İnmeme yardım eder misin?
Get me down from here.
Beni buradan indir.
You're the only one I could think of who might come down and get me.
Senin, gelip beni buradan çıkaracak tek kişi olduğunu düşündüm.
You do not want to get bogged down in this, trust me.
Bana güvenin bu pisliğe bulaşmak istemezsiniz.
- Get off me! - Calm down!
Sakin ol gel böyle.
Listen, I know you're maybe still pissed off at me, but you need to get your behind down here, all right?
Dinle, belki bana hâlâ kızgınsındır, fakat hemen işinin başına dönmen gerekiyor, anladın mı?
You, or one of those other cadaverous bag-of-bone a-holes sitting at that table, better strap on a goddamn piss-bag, get down here and get me out of here or you're all gonna be replaced!
Sen ya da masada oturan o bir boka yaramayan öteki sersemler... kıçınızı kaldırıp buraya gelerek... beni kurtarsanız iyi edersiniz. Yoksa hepinizi kovarım! Anladın mı Duane?
Reach down in that barrel, and get me a drink.
Fıçıdan içecek bir şeyler verir misin bana?
get the fuck back cocksucker lock her down do it now just leave me alone
Kath, ne oluyor? Uzak dur benden, adi herif. Hemen kilitle onu, hemen.
Help me get her when her guard is down, when she's vulnerable.
Savunmasını indirdiği, saldırıya açık olduğu bir anda, onu yakalamama yardım etmeni.
Let me show you how we get down and dirty
Şimdi size Parisiyum'da nasıl havaya girip dağıttığımızı göstereyim!
Well, if you get time and maybe come down and see me train, I'd appreciate it.
Vakit bulunca gelip antrenmanımı izlersen sevinirim.
I'm gonna get me a bank loan. Jaz, girl, you know I'm down for you for whatever, but bank loans aren't easy to get.
Ve en önemlisi midemin gözlerimden daha çok acıkmış olmasını sağla.
- Let me get some... - Now, Iet's just all settle down.
Yerimize geçelim.
Is he coming down to get me?
Beni almak için buraya mı gelecek?
Now, sometimes, because my mind is examining... all the things that I need to get done... it takes me a little bit to settle down... and get to the point of where I'm actually... intentionally creating my day.
Şimdi, bazen, aklım yapılması gereken şeyleri incelemekte olduğu için, sakinleşip kendi niyetim doğrultusunda günümü yaratmam biraz zamanımı alıyor.
Send Hayley down to the Cloak to pick me up... or I'll kickyour ass when I get home!
Hayley'ye söyle, gelip beni alsın Cloak'tan yoksa gelince ağzını burnunu kırarım!
Another one that held me down, that fucking'proctor when I tried to get to that ship.
Böyle bir kişi daha var.
Now once I get my ducks in order, you will give your information to Hearst in a sit-down, so we can gauge his attitude toward me.
İşlerimi düzene soktuğumda, verdiğin bilgileri Hearst'e aktaracaksın. Böylece bana karşı alınan tavrı rayına sokabiliriz.
Would you get down hereand help me?
Buraya gelip bana yardım eder misin?
I finally got Melissa to go out with me, we're cruising down the coast highway, and I do that yawn thing, where I get my arm all the way around her.
Nihayet Melissa'yı benimle çıkmaya ikna ettim, sahil boyunca anayoldan ilerliyorduk, kolumu omzuna atmak için şu gerinme hareketini yaptım.
If that Judy woman comes down, I don't work here, you've never seen me, just make up something, just get rid of her!
Eğer Judy denen kadın buraya gelirse ben burada çalışmıyorum,... beni hiç görmedin. Ondan kurtulmak için birşeyler uydur işte.
Let me get right down to business.
İzninle konuya gireyim.
I lied. But if I'd have told you it was a junkyard, it would have taken me five hours to get you down here.
Yalan söyledim.Ama sana burasının bir hurdalık olduğunu söyleseydim
Me and the boys headed on down to "mystery funland". I figured after a couple of hours of ski ball and a handful of rides on the bumper cars I'd be able to cross them off my list and get back to watching buildings fall down on TV.
Çocuklarla beraber Gizemli Diyar'a doğru giderken, onlar çarpışan arabalarda ve kartopuyla bir kaç saat oyalandıktan sonra onları listemden silip televizyondaki yıkılan binaları izleyebilecektim.
You used to get me so hot down there.
Oh Tanrım, Tony. Beni baştan çıkarırdın.
Son of a bitch drags me out here to get poked and prodded and turned upside down, and he can't spare a minute from his big important job to visit his dying friend.
Hergelenin teki beni kurcalanıp ellenmem için zorla buraya getiriyor. Ölen dostunu ziyaret etmek için önemli işinden bir dakika ayrılamıyor.
You could have sent any one of your goons down to get me.
Beni geri getirmeleri için ajanlarından birini yollayabilirdin.
So they sent me down to help you get things back on track.
Size yolda geri şeyler almak için beni gönderdi yüzden.
You know, I'd go back, get me an anthropology degree, go down to the rain forest and, uh, study indigenous people.
Geriye gidip antroploji derecesi yapıp yağmur ormanlarına gitmek ve yerli halkları incelemek istiyorum.
Hear me out. There's no way I can get the money to pay you, but instead of making you go through that whole, stupid charade where you keep calling me and I keep making lame excuses until you hunt me down,
dinle beni parayı size geri ödememin hiç bir yolu yok ancak bunun yerine, bütün bu aptal maskaralıklarını bırakıp beni arayın ve beni mahvedene kadar...
You're coming with me, Audrey. We'll use the evidence to get Logan to step down quietly.
Benimle geliyorsun Audrey,... kanıtı, Logan'ı sessizce aşağı indirmek için kullanacağız.
Look, I get it.The vote comes down to me, and I vote no.
Bak, anladım. Oylar bana gelecek ve ben de "hayır" diyeceğim.
So, could you go down to the holding room and get Samuel Cutler on the line and call me back?
Bu yüzden, gözetim odasına gidip Samuel Cutler'ı telefona getirin ve beni tekrar arayın?
JERRY, CAN YOU HELP ME GET THE KIDS DOWN TO THE CAR? OH.
Jerry, çocukları arabaya götürmeme yardım edebilir misin?
- l had to get your body temperature up, so I stripped us both down and zipped us into this sleeping bag. Trust me, it works.
- Vücut ısını yükseltmem gerekiyordu o yüzden ikimizi de soydum ve bu uyku tulumunun içine girdik.
That'll get me all nice and rolling out the welcome mat down there.
Bu benim için aşağıda donuk bir karşılama yerine iyi ve sevindirici olur.
You guys come into the house at 10 : 30 p.m. sharp having given me enough time to get down to Perkins to be seen by everyone there.
Siz tam 22 : 30'da eve gireceksiniz, böylelikle ben Perkins'e gidip herkese görünmüş olacağım.
Well, he worked so hard to get a paid summer internship with a big computer company, then turned it down at the last second, wouldn't tell me why.
Ücretli yaz stajını büyük bir bilgisayar firmasında yapmak için çok sıkı çalıştı, Fakat son anda kararını değiştirdi. Nedenini de söylemedi.
Tell me something, Sindy, how'd you like to come down here and get naked for us?
Söyle bakalım Sindy ; Buraya gelsen ve bizim için soyunsan nasıl olur?
Putting aside the possibility that you couldn't find anywhere else to get a cold beer... I think we're down to either... you got dumped, or... or you miss me.
Başka bir yerde soğuk bira bulamamış olduğun ihtimalini bir kenara koyarsak... iki seçenek kalıyor... ya terkedildin... ya da beni çok özledin.
I have to beg her to take me back, even if I have to get down on my knees.
Ona, bana dönmesi için yalvarmalıyım, dizlerimin üstüne çökmem gerekse bile...
YOU TRYING TO TELL ME YOU DON'T GET WORN DOWN BY EXPECTATIONS?
Bana beklentiler yüzünden yıpranmadığını mı söylüyorsun?
It took me an hour and 15 minutes to get down here.
Buraya gelmem bir saat on beş dakikamı aldı.
You sit down and you do that, and then you get back to me.
Oturup dediklerimi yap, sonra benimle konuşmaya gel.
- I want you to get your mom and Samuel down here and you wait for me until I come out.
- Hey, anneni ve Samuel'i buraya getirmeni... ve ben çıkana kadar beklemenizi istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]