English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ G ] / Give me some more

Give me some more Çeviri Türkçe

219 parallel translation
Give me some more wine, Ned.
Bana biraz daha şarap ver Ned.
- Give me some more ofboth.
- İkisinden de biraz daha ver.
Would you give me some more of those candies, Mr. Krane?
Şu şekerlerden alabilir miyim, Bay Krane?
If you give me some more time, I can make it worse.
Bana biraz zaman verirsen beterini de yaparım.
Give me some more light.
Biraz daha ışık ver. Oraya.
But next time do give me some more time.
Ancak bir dahaki sefere... bana daha fazla zaman ver.
And give me some more of that gauze wrapped up there.
Bana şuradaki paketten gazlı bez ver.
Give me some more whisky.
Bana biraz daha viski ver.
Give me some more!
Ver, daha daha ver!
I have to recover, give me some more
Düzelmek zorundayım, biraz daha ver.
If you can give me some more information.
Bana biraz daha bilgi verebilirmisiniz?
I will ask God today why He did not give me some more sons to be sacrificed for the village.
Bugün Allah'a, bana neden bu köy için feda edebileceğim daha çok evlat vermediğini soracağım.
At least give me some more time.
En azından bana biraz süre ver. 6 ay?
I don't know how much exactly, but a new law will pass in the end of March, which should give me some more.
Ne kadar bilmiyorum, ama Mart ayının sonunda biraz daha fazla para almamı sağlayacak yeni bir yasa geçecek
Yeah, give me some more
Yeah, biraz daha ver
Give me some more money to take her to a private doctor.
Bana biraz daha para ver. Sivil bir doktora götüreyim, Berivan'ı.
Give me some more.
Biraz daha ver.
If you could give me some more volume now... You show 53 up?
Şimdi sesi biraz daha yükseltirseniz... 53 açık mı?
Give me some more.
Bana biraz daha ver.
Give me some more rounds.
Biraz daha fişek ver.
Now, why don't you give me some more of your excuses as to why you don't have that lease for Kamp Kikakee?
Şimdi, neden başka özürlerini sıralamıyorsun Kikakee kampını kiralayamamışken? !
Okay, Al, I'll do the wash, but first, give me some more money.
Pekala, Al. Yıkayacağım, ama önce bana biraz para ver.
Give me some more, son.
Biraz daha beyin ver evlat.
I already read the article, but could you give me some more details?
Ben zaten dergiyi okudum ama daha fazla bilgi verebilir misiniz?
Give me some more coffee.
Bana kahve ver.
Give me some more time, James.
Bana biraz daha zaman ver, James.
Coop, you're gonna have to give me some more information here.
Coop, bana biraz daha fazla bilgi vermelisin.
Come on. Give me some more time.
Biraz daha bekleyebilirsin.
AII right £ ¬ bend your knees £ ¬ follow through... and give me some more stirring power £ ¬ and get your elbow up.
Birazda dizlerini bük... Ve bana biraz güçlü karıştırma göster Ve dirseklerini kaldır.
please, just give me some more time
Lütfen, sadece bana biraz zaman ver.
Just give me some more time.
Bana az daha süre ver.
Give me a little more line. You happen to know some nice quiet nook where I can sleep without any molasses? Nook?
Pekmeze bulaşmadan uyuyabileceğim, güzel, sessiz bir köşe biliyor musun acaba?
Give me some more light.
Biraz daha aydınlatın.
Perhaps... if you give me some more information...
Belki de...
Give me that and get some more, a lot more!
Onu bana ver, sen biraz daha getir. Bayağı daha getir!
Let me give you some more.
Haydi, biraz daha vereyim.
You should give me credit for some more hours.
Bana birkaç saat süre vermelisin.
It'll take more than a faulty electrical contact or some crazy story to make me give it up.
Bu işten vazgeçmem için kontağın atmasından ya da çılgınca hikayelerden daha fazlasına ihtiyaç var.
If you'd give me some notice, I could arrange to have more.
Haber verirsen, daha fazla ayarlayabilirim.
Just give me some time, okay? Just a few more days and I will have it.
Sadece bir kaç gün daha verin.
The lady used to give me some, but that lady ain't here no more.
O hanım verirdi hep, ama o da yok artık.
Have you got some kind of a thickening agent? Something I can put in there and give me a little bit more, you know, volume, huh?
Elinde bir şeyler yok mu, hani şöyle saçlarımı arttıracak bir şeyler?
Well, hey, if you don't want me to do this, I'll give it some more thought.
Eğer yapmamı istemezsen biraz daha düşüneceğim.
"Give them some of the food you've hoarded at the warehouse " or you'll see more of me! "
Depoda istiflediğin erzaktan onlara daha fazla ver yoksa beni daha çok görürsün!
Let me give you some more of these collards. - Yeah.
Hey, sana biraz şu lahanalardan vereyim.
You let me know when this runs out... and I'll give you some more.
Bu bitince haber ver. Yine veririm.
Give me some more glycerin, now.
- Biraz daha gliserin ver!
Give me one good reason I'd attend a wedding reception at some fascist country club... run by a bunch of morally bankrupt fat-cat Republicans... who care more about capital gains than starving children?
Faşist şehir kulübündeki evlilik törenine katılmam için. sebep gösterebilirmisin bir demet ahlaken çökmüş Cumhuriyetçi şişman kedidilerce işletilen... kapital kazancı aç cocuklardan cok önemseyen kişilerin olduğu?
Help me give him some more. Go, go!
Yardım edin, biraz daha verelim, hadi, hadi!
I know you've had some bad news, and believe me, I hate to give you more.
Başına gelen kötü olayı duydum. İnan bana, dahası da var.
Give me my key back before you fuck up my life some more.
Hayatımı daha fazla mahvetmeden anahtarımı geri ver.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]