Give me that thing Çeviri Türkçe
294 parallel translation
Give me that thing.
Ver şunu bana.
Give me that thing.
Şunu bana ver.
- Give me that thing.
- Şu çantayı bana ver.
Come Colonel, give me that thing.
Gelin Albay. Verin onu bana.
Give me that thing!
Ver o şeyi bana!
Give me that thing.
Şunu bana verin!
- Give me that thing.
- Ver şunu bana.
Give me that thing!
Şunu bana ver!
Give me that thing.
Sana ver şunu dedim.
- Give me that thing!
- Ver şunu bana!
- Give me that thing!
- Şu şeyi bana ver!
Give me that thing.
Ver o şeyi bana. Hayır.
WHAT IN THE WORLD ARE YOU D- - GONNA GIVE ME THAT THING?
... Sen dünyada ne yapacaksın? ... Bana onu verecekmisin?
Just give me that thing, all right?
Ver şunu. Şu şeyi bana ver tamam mı?
Give me that thing!
- Ver şunu bana.
Give me that thing.
Ver şunu.
Give me that thing.
Şunu versene.
Give me that thing.
- Ver şunu bana.
Give me that thing, boy.
Ver onu bana, ufaklık.
Hey, Ike, give me that thing back. Come on, Ike!
Hey, lke, onu bana geri ver.
- Give me that thing.
- Ver onu bana.
- Give me that thing!
Bıraksana! - Ver onu bana!
Give me that thing you were listening.
Sen! O dinlediğin şeyi bana ver.
Give me that thing.
Ver onu bana.
That's the one thing I needed to give me strength.
İşte bana güç verecek tek şey.
No matter what happens, they can't do a thing without my consent... and I'll never in the world give that, believe me.
Her ne olursa olsun benim rızam olmadan bir şey yapamazlar. Ben de asla razı olmam. İnan bana.
Can't get a thing in this hotel. I had to force them to give me that.
Bu otelde bir şey bulmak çok zor.
Give me that blue thing.
Ver şu mavi şeyi.
The only thing I ask of you is, that you give me a single orgasm.
Senden sadece tek bir şey istiyorum, bana bir kez olsun orgazmı yaşatmanı.
Dave, don't give me that damned jurisdiction thing, OK?
Dinle Dave, sakın yine bana şu yetki saçmalığını anlatma.
It's a funny thing, too, because Carla wouldn't give me a second look before that.
Aslında tuhal bir durumdu çünkü Carla o geceden önce benimle hiç ilgilenmemişti.
I've had a lot of people work for me and I've found out it's a funny thing that you give them Saturday and Sunday off and they work so hard to get to those two days and those are the two days that they totally destroy themselves.
Benim için çalışan bir sürü insan oldu. Cumartesi ve Pazar günlerini tatil edersiniz. O güne gelmek için hafta içi çok çabalarlar.
"Here, will you let me have, will you give that thing to me?"
"Ver, versene şunu bana."
- Give me that damn thing.
Ver şu kahrolası şeyi bana.
You promised me a thing that is not possible, that you would give me gloves of the skin of a fish ;
Bana mümkün olmayan şeyler söz verdin. Balık derisinden yapılmış bir çift eldiven.
I only hope that nobody ever tells A very funny joke in spanish in front of me Or i'd give the whole thing away like in "hangmen also die."
Yalnızca umarım ki kimse önümde çok komik bir İspanyolca fıkra anlatmaz yoksa "Hangmen Also Die" daki gibi her şeyi açığa vururum.
It's a good thing that you didn't give me up.
Benden vazgeçememen iyi bir şey.
I don't understand one damn thing that's going on around here, and why nobody can give me a simple, straight answer.
Burada neler oluyor, anlamıyorum. Neden hiç kimse bana basit ve açık bir cevap vermiyor?
Give me a hit of that thing.
Şundan bir yudum versene.
Don't give me that "It's a dick thing" shit, either.
Sakın bana bunun bir sik meselesi olduğunu söyleme!
Don't give me that "lt's a dick thing" shit, either. Look at me!
Sakın bana bunun bir sik meselesi olduğunu söyleme!
- Give me that fuckin'thing.
- Ver şu kahrolasıca şeyi.
Four bags? Oh, please, don't give me that man thing.
- Erkek davranışlarına başlama.
Give me that thing.
Ver şu şeyi bana.
You give me that laid-back, "I'm doing my own thing, Jack" attitude out there today, and you're going to find yourself watching the game from the bench.
Bugün sahada kendi borunuzu öttürmeye kalkmayın, yoksa kendinizi kenarda bulursunuz.
Give me that fucking thing.
Ver bana şu lanet şeyi.
Give me that disk or I'll start tossing bodies out of this thing.
Bana o disketi ver yoksa aşağıya ceset yağdırmaya başlarım.
Now, in 50 years, there's one thing that's been missing, and, uh, I would like you to give me a blow job.
50 yıl boyunca özlemini çektiğim bir şey var. Bana oral seks yapmanı istiyorum.
You give me the key to bringing down Wonder Breath... and I give you the thing that you crave most... in the entire cosmos :
Bana Harika Çocuk'un sonunu getirecek anahtarı getir... ben de sana en çok özlem duyduğun şeyi vereyim.
That's the only thing my daddy ever give me.
Babamın bana verdiği tek şeydi bu.
Give me that damn thing.
Ver şu lanet şeyi bana.
give me strength 86
give me a hug 258
give me a kiss 294
give me some sugar 34
give me a sign 41
give me your hand 884
give me 926
give me that 1626
give me a break 856
give me the money 165
give me a hug 258
give me a kiss 294
give me some sugar 34
give me a sign 41
give me your hand 884
give me 926
give me that 1626
give me a break 856
give me the money 165
give me a fucking break 45
give me a second 352
give me your phone 245
give me a minute 453
give me a number 36
give me a chance 137
give me some space 28
give me a hand 451
give me some money 47
give me some 144
give me a second 352
give me your phone 245
give me a minute 453
give me a number 36
give me a chance 137
give me some space 28
give me a hand 451
give me some money 47
give me some 144