English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ G ] / Got a second

Got a second Çeviri Türkçe

1,232 parallel translation
Got a second?
Vaktin var mı?
I even got a second date with Evan.
Hatta Evan ile ikinci bir randevum var.
Okay, fine. I can accept that because now I'm a happy dumb-ass. I got a second chance.
Bunu kabul edebilirim. Çünkü mutlu bir aptalım. İkinci bir şansım var.
YOU GOT A SECOND?
Bir saniyen var mı?
Hey, you got a second?
Hey, bir dakikan var mı?
You... you got a second?
Senin... bir saniyen varmı?
I got a second chance.
Bana ikinci bir şans verildi.
You got a second?
Bir dakikan var mı?
Kim, you got a second?
Kim, ikinci bir var mı?
You got a second?
Bir saniyeniz var mı?
Maybe I got a second chance.
- ve ikinci bir şansımız var.
I show up and you got a second chance?
- Buraya geliyorum ve bana 2.
Got a second?
Bir saniye?
- Cam, you got a second?
- Cam, bir saniyen var mı?
We just wanted to come by and visit maybe talk about defense a little bit, if you got a second.
Uğrayıp seni ziyaret etmek... vaktin varsa, defans hakkında konuşmak istedik.
You got a second?
Vaktin var mı?
Got a second?
- Vaktin var mı?
Hey, doc, you got a second?
Doktor bir saniyeniz var mı?
- Hey. Got a second?
- Hey, vaktiniz var mı?
You got a second? - Sure.
- Elbette.
Antti, have you got a second?
Antii, biraz dışarı gelebilir misin?
Afraid so. You got more points of concordance than before, but the bottom line is, it's Carson Mackie all over again. No, wait a second.
Öncekine göre daha çok uyuşan nokta var ama hâlâ her tarafta Carson Mackie'nin izleri var.
Look, Mum's coming in a minute... and I just got to step outside here for just one second... and I'll be right back, okay?
Bak, Annen bir dakika içinde burada olacak ve benim yalnızca bir dakikalığına dışarı çıkmam lazım hemen döneceğim, tamam mı?
Could you do me a favor and just wait one second because I've got some green beans that I really need to go check on.
Bana bir iyilik yapıp bir saniye bekleyebilir misin? Çünkü yeşil fasulyelerim vardı da onları kontrol etmem gerek.
- Claudette, you got a second?
- Claudette, bakabilir misin?
Wait a second. I think I got it.
Bekle, sanırım, yakaladım.
You know what? We've only got two months until graduation... and we can't waste a second of that.
Aslında, mezun olmamıza nerden baksanız 2 ayımız kaldı ve bunun bir saniyesini bile harcamamalıyız.
All right, people, you heard it, we got a lawyer here. Every second counts.
Evet, millet duydunuz, bir avukatımız var her saniye bizim için önemli.
Well first of all, Lenny's got us a break. And second of all, my Dad's paying for it so don't worry about it.
Evet, birincisi bunları unutmuyorum ve ikincisi arabanın parasını babam ödeyecek tamam mı?
Just a second. - I got a message... - Hey!
- Bir mesaj aldım
Here I come. I got to go across the street for a second.
- Bir saniye karşıya gitmeliyim.
Hold on a second, you've got the wrong form.
Bir saniye bekleyin, yanlış formu doldurmuşsun. Ne?
We've got a twelve second ETA on that elevator car.
Asansörden kurtulman için oniki saniyen var.
- You got yourself a second chance.
Kendine ikinci bir şans vermişsin.
Okay, okay, wait a second. I admit, I got a little carried away today in the park.
Tamam, bugün parkta biraz ileri gittiğimi itiraf ediyorum.
I got an idea, you wanna have a seat on him for a second?
Bir fikrim var. Binmek ister misin? - Evet!
He got out for a second and I thought he was coming over... and then he got back in the car.
Bir iki saniyeliğine dışarı çıktı ve ben de buraya geliyor sandım ve sonra arabaya bindi.
I got it mixed up for a second.
Biran için karıştırdım.
We got only a few second to instantaneously hang up
Konuşabilmek için sadece bir kaç saniyemiz vardı.
If you get a second, find out where she got that cheeseburger.
Eğer vaktin olursa, o çizburgeri nerede yemiş bir sorsana.
Then I guess there's got to be a second go round.
O zaman sanırım ikinci tur olacak.
'CAUSE I GOT A LITTLE LOST THERE FOR A SECOND.
Güzel. Bir an için kafam karıştı da.
Look, I just got a copy of Jay's medical records from his doctor... so sit down for one second.
Bak, az önce doktorundan Jay'in sağlık bilgilerini aldım... - o yüzden bir saniyeliğine otur.
- Give me a call the second... - I find anything. I got it, boss.
- Bulur bulmaz ararım, patron.
Second, I got your back, so cut me a little slack.
# İkinci olarak, arkanı kolluyorum, neden bana biraz rahatlık vermiyorsun?
You know you can't pay us in napkins. You got to let that dry before you put on a second coat?
Peçete ile ödeme yapmıyoruz biliyorsun iki kat jöleyle saçlarını tarayınca biraz beklemiyormusun?
Got a second?
Bir dakikan var mı?
Wait a second, you're trying to tell me that you were shampooing a girl and she got so horny, she had to make out with you in the shampoo closet?
Dur bir saniye, sen bir kızın saçlarını şampuanlıyordun ve kız çok azgındı, seninle şampuanlama odasında yiyişmek zorunda kaldığını mı söylemeye çalışıyorsun?
Yeah, he got excited there for a second, didn't he?
Genç arkadaşın beni dövecek mi?
Left field's found something better to do, center field's got a hunger pang in his second stomach
Soldaki oyuncu yapacak daha iyi birşey buldu. Merkezdeki oyuncunun ikinci midesinde ani bir açlık sancısı başladı.
I've got a friend who's having a second baby.
İkinci bebeğini doğuran bir arkadaşım var. Öyle mi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]