Got that right Çeviri Türkçe
3,626 parallel translation
You got that right.
Doğru dedin.
We got that right.
Bulduk işte.
- You got that right.
- Haklısın.
You got that right, bongo girl.
Haklısın, dansçı kız.
You got that right, jackass.
Doğru dedin gerizekalı.
He's got that right, wait til Hugh sees her in that new dress.
Doğru söylüyor, Hugh onu yeni elbisesiyle görmedi daha.
You got that right.
Doğru söyledin.
NOLAN : You got that right.
- İyi bildin.
Yeah, you got that right.
Doğru, bunda haklısın.
He got that right.
O konuda haklıymış.
You got that right.
- Bunda haklısın.
Have I got that right?
Doğru bildim, değil mi?
Have I got that right?
Doğru mu anladım?
You got that right.
Kesinlikle katıIıyorum.
No, you got that right. I can't force you.
Evet, haklısın Sizi zorlayamam.
That's all right, we got this.
Hallediyoruz.
That's all right. I got my boy here.
Alın bakalım, desteğim geldi.
All right, we got that. Roll in five. ... five, four, three, two...
Pekala, tamam beş, dört, üç, iki...
- Look, knowing this, right, that she's got these mad lying skills, doesn't that put a little doubt in this whole insane asylum scenario?
- Bunu biliyorsunuz ki onun şu çılgınca yalan söyleme yeteneği şu akıl hastanesine yatma olayını birazcık şüpheli göstermiyor mu?
I got a document right here that says that you have a special interest in the Cold War.
Burada, Soğuk Savaş'a özel bir ilginiz olduğuna dair kayıtlar var.
- That must be right when he got stabbed.
- Burası bıçaklandığı yer olmalı.
I see you guys got that guy crawling right now on the curb?
Kaldırıma doğru sürünen elemanı hakladığınızı görüyorum çocuklar.
But the mystery that nobody was ever able to explain... was how Vaucanson's automaton always got it right.
Büyük olasılıkla. Ancak kimsenin açıklayamadığı gizem Vaucanson otomatının nasıl her zaman doğruyu yakaladığı.
Well, that's weird that AI's got a sister, right?
Al'in kız kardeşinin olması garip, değil mi? Evet.
All right, standby, we're en route. Leave that stuff, we got to go.
Tamam, beklemede kalın, intikal ediyoruz.
Damned right, but I've got a pull in that line.
Çok doğru, fakat o yönde becerim var.
Boy, that's got to drive you crazy, right?
Bu seni deli ediyor olmalı değil mi?
No, well, someone's got to vote for me, that's right. Otherwise, it's suspicious.
Biri bana oy vermeli, yoksa şüpheli gözükür.
You said that right after Lupe got the bleach stain on your teal blazer.
Lupe elbisene çamaşır suyu bulaştırdıktan hemen sonra söylemiştin.
They got a place right around the corner that plays ball.
Köşede birlikte çalıştıkları bir dükkan var.
You've got no right to talk to me like that.
Benimle bu şekilde konuşmaya hakkın yok.
No, that's the image I got, too, right away.
Hayır, bunu aynı anda ben de düşünmüştüm.
♪ Growing by the hour'cause I got love ♪ I get that you've only ever played saints and virgins, but it was an act, right?
Sadece aziz ve bakire rollerine çıktığını biliyorum ama roldü değil mi?
All right, now, I got an idea that I think would make
Tamam, şimdi ben yapmak düşündüğünüz bir fikrim var
Billy, I mean, the touring life, it's... All the work, the partying, long hours, that's got to be tough to manage, right?
Billy, bu turne hayatı, tüm bu iş, partiler, uzun saatler, işin altından kalkması zor olmalı, değil mi?
And I got to say, 150 quid, that's bloody outrageous, right?
Ayrıca 150 sterlin biraz abartı olmamış mı?
Well, right now, all I've got is a bunch of words on a page that sound like a bunch of words on a page.
Şu an elimdeki olan tek şey şu kağıttaki kelamlar. Kelamlardan fazlasına ihtiyaç var.
We got you covered here. Isn't that right, Lassie?
Seni burada koruyoruz, öyle değil mi, Lassie?
So Rita got so sick of being stuck with poor, pathetic Leo that she takes up with Sax and they hatch a plot to rip off the old broad, right?
Yani Rita'ya zavallı, acınası Leo ile yaşamaktan öyle kına geldi ki, Sax'le takılmaya başladı ve bir dümen çevirip, ihtiyar kadını dolandırdılar, öyle mi?
You got all the smarts, is that right?
Alemin akıllısı sensin yani, doğru mu?
Well, ordinarily I would say that's exactly what I need right now, but... I've got my hands full with another cute boy.
- Tamam, normalde şu anda neye ihtiyacım olduğunu söyleyebilirdim, ama... elim başka sevimli bir çocukla dolu.
That's all I've got right now.
Yanımda bu kadar var.
I said, "I want an investigation," that they were all fucking idiots, and then it just got worse, and they fired me right there!
Bir sorusturma istiyorum dedim, hepsinin aptal oldugunu söyledim ve daha da kötülesti beni kovdular aninda.
The team over there's covering the ground search, that group is on our prison guard Jordy, and we've got Joey's search right here.
Tamam, şuradaki ekip bölgeyi araştırıyor. Bu grup gardiyan Jordy'i biz de Joey'i araştırıyoruz.
You ain't got to worry about that right now.
Senin bunun için endişelenmene gerek yok şimdi.
We got no shortage of that, right?
Eksiklik yok, değil mi?
Listen, I got to admit it. That you were right.
Dinle, haklı olduğunu itiraf etmeliyim.
I've just got his credit card statements, and there's a couple of items that I just need to confirm with you... Right.
Evet.
Connie, there's got to be something that we could do about this, right?
Connie, yapabileceğimiz bir şeyler olmalı, değil mi?
I got it right here that it ain't moving.
- Her şey doğru olmaz.
You do realize that Bobby Brown allegedly got Whitney Houston hooked on crack, right?
Bobby Brown'un Whitney Houston'ı uyuşturucuya alıştırdığı iddiasını biliyorsun, değil mi?
got that 323
that right 157
that right there 52
right 138679
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
righto 145
that right 157
that right there 52
right 138679
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right there 2847
right behind you 176
right on time 239
right foot 41
right back at ya 34
right as rain 57
right in the middle 29
right here 3759
right on 537
right there 2847
right behind you 176
right on time 239
right foot 41
right back at ya 34
right as rain 57
right in the middle 29