Gotta be Çeviri Türkçe
13,502 parallel translation
There's gotta be a connection to those library books.
Bunların kütüphaneyle bir ilişkisi olmalı.
I gotta be honest, this whole thing that you got going on right now is really working for me.
Dürüst olmalıyım şu anda yaptığın her şeyle bana çalışıyorsun.
There's gotta be another way.
Başka bir yolu olmalı.
Ah, there's gotta be something you can do.
Yapabileceğin bir şey olmalı.
You gotta be careful, bub-ala. I'm Jewish Wolverine.
Dikkatli olman gerek "dostum." Yahudi Wolverine oldum.
Oh, well, you gotta be clear.
Elveda Les.
If the fleet's gonna launch, it's gotta be now.
Eğer filo havalanacaksa bu şimdi olmalı.
Well, it's like I always told you- - you gotta be selfish, do what's right for you.
Her zaman sana dediğim gibi bencil olmalı, senin için hangisi doğrusu ise onu yapmalısın.
I mean, those pressures have gotta be more intense than we can imagine.
Yani, hissettiği baskının şiddetini tahmin bile edemeyiz.
You gotta be aggressive.
Agresif olmalısın.
"Well, yeah, it's gotta be that car."
"evet, evet, bu araba olmalı."
Stevie says, "I gotta be home at a certain time."
Stevie, " Şu saatte evde olmam lazım.
You've gotta be willing to say that.
Bunu söylemeyi istiyor olmanız lazım.
- it's gotta be a clip-on.
-... klipsli rozette takacaksın.
Gotta be in Gary by midnight.
Gece yarısı Gary ile olmalıyım.
Now, Doug, I gotta be honest with you, man.
Açık konuşmalıyım, Doug.
But, hey... you kinda gotta be mad to do this sport, right?
Ama bu sporu yapmak için de biraz deli olmak gerekiyor.
- No. It's gotta be here somewhere.
Hayır, burada bir yerde olmalı.
You gotta be fucking kidding me.
- Benimle dalga geçiyor olmalısın.
It's gotta be the lake house.
Mutlaka oradadır.
- That's why it's gotta be our secret.
- Bu yüzden bizim sırrımız olmalı.
Oh, you've gotta be kidding me.
Oh, beni şaka mı yapıyorsun?
You gotta be kidding me.
Benimle dalga geçiyor olmalısın.
Yo, CJ, I gotta be honest with you, man.
Hey, CJ, sana karşı dürüst olacağım adamım.
It's gotta be Harris, right?
Harris olmalı değil mi?
I mean, she's gotta be The Black Badger.
Yani Kara Porsuk o olmalı.
It's gotta be her!
O olmalı!
You gotta be shitting me glory!
Benimle kafa buluyor olmalısın!
I mean, if you wanna be global, you've gotta be accessible.
Yani, eğer evrensel olmak istiyorsan ulaşılabilir olmalısın.
You gotta be, you know, you gotta be able to reach out, Paolo.
Şey olmalısın, işte, başka yerlere uzanabilmelisin, Paolo.
You've gotta be kidding me.
Bu bir şaka olmalı.
- You gotta be kidding me!
- Benimle dalga geçiyor olmalısın.
I gotta be done with this guy. Whatever the hell Charlie and I had... It's not what I want.
Charlie'yle aramızdaki her neyse, istediğim şey değil.
There's gotta be...
Burada bir yerlerde...
I gotta be fuckin'crazy.
Kafayı yiyorum herhalde.
We gotta be careful.
- Dikkatli olmalıyız.
Nah. Gotta be back tonight.
Hayır, akşam dönmem lazım.
All right. It's gotta be a controlled dive, then.
Peki, o zaman tek çare kontrollü dalış.
You gotta be kidding me, dude!
Benle daşşak mı geçiyorsunuz, oğlum!
You've gotta be kidding me.
Benimle alay ediyorsun herhalde!
You, you've gotta be kidding me.
Dalga geçiyorsun herhalde. Roberto!
You gotta be the host.
Ev sahibi olmalısın.
You gotta be shittin'me!
Dalga geçiyor olmalısın
You gotta be shitting me.
Dalga mı geçiyorsun olması lazım.
You've gotta be able to do something.
Bir şey yapabilmen lazım.
She's gotta be punished for her sins.
Günahları için cezalandırılmalı.
So we gotta have some way of getting in there safely so we can be near the tigers.
Bu yüzden oraya güvenli bir şekilde girmenin yolunu bulmalıyız böylece kaplanların yanında olabiliriz.
You know, you're supposed to be bringing your kid into the world... and then you gotta miss it.
Dünyaya bir çocuk getiriyorsun sonra da doğumunu kaçırıyorsun.
Tom and I just gotta step out for a minute and then we'll be right in, OK?
Tom ve ben bir dakikalığına çıkıp geleceğiz, tamam mı?
We gotta get him in that corner That's where the bomb will be.
Köşeye sıkıştırmalıyız. Bomba orada olacak.
But in the meantime, we gotta get those encryption codes over to Harris right away or we're gonna be late.
Bu arada bu şifreleme kodlarını Harris'e acilen götürmemiz gerek yoksa geç kalacağız.