Her boyfriend Çeviri Türkçe
3,916 parallel translation
Not since Jennifer Martin told me I was going to hell for sleeping with her boyfriend. But I didn't.
Jennifer Martin, erkek arkadaşıyla yattığım için cehenneme gideceğimi söylediğinden beri inanmıyorum.
That girl who follows her boyfriend across country like a puppy dog.
Sevgilisini yavru köpek gibi ülkenin öbür ucuna kadar takip eden kızlardan.
Oh, my god, my daughter Goes down there with her boyfriend sometimes.
Bazen kızım erkek arkadaşıyla oraya giderdi. Tamam, içeri giriyoruz.
The difference is you chose to infiltrate Beth's life, to screw her boyfriend right on this counter.
Fark şu ki, sen Beth'in yerine geçip tam bu masanın üstünde sevişmeyi kendin seçtin.
Yeah, so I'm trying to figure out which one of these tools is her boyfriend, maybe it's the one in the suit.
Evet, bunlardan hangisi onun erkek arkadaşı onu anlamaya çalışıyorum, belki de takım giyendir.
I had a patient earlier today who came in for strep, and I told her to send her boyfriend in for a check-up.
Sabah aynı nedenden dolayı gelen bir hastam vardı, erkek arkadaşını kontrol için yollamasını söyledim.
So Max must be her boyfriend.
Max onun erkek arkadaşı olmalı.
Do I look like someone who would let her boyfriend get snatched up?
Bana bakın siz, bende sevgilimi kaptıracak göz var mı?
Sorry, Aunty Jean, I want to hear how Mattie and her boyfriend would deal with bastards...
Affedersin Jean teyze, Mattie ve erkek arkadaşı piçlerle nasıl başa çıkardı duymak isterim...
Not as upset as her boyfriend.
Erkek arkadaşı daha çok sinirlenecek.
The person she's talking about is her boyfriend, Richard.
Bahsettiği insan erkek arkadaşı Richard.
I'm her boyfriend.
Sevgilisiyim.
I don't ask to meet her boyfriend anymore.
Erkek arkadaşını benimle tanıştırmasını istemiyorum artık.
Nicole was last seen at the restaurant with her boyfriend John Butler.
Nicole en son lokantada erkek arkadaşıyla görülmüş, John Butler.
Technically, the unsub's the one that rescued Nicole from the argument she was having with her boyfriend.
Teknik olarak zanlı Nicole'ü kavga ettiği erkek arkadaşından kurtardı.
When he was 10, he confessed to his mother that her boyfriend had been abusing him.
10 yaşındayken annesine erkek arkadaşının onu taciz ettiğini söylemiş.
The girl said to tell you that her boyfriend didn't mean to shoot the man at the bank.
Kız, erkek arkadaşının bankada o adamı vurmak istemediğini söylememi istedi.
Yeah, I talked to one of her co-teachers who invited Dana to dinner last night but she said she couldn't make it because she already had plans with her boyfriend.
Evet, dün gece bir öğretmen arkadaşı onu yemeğe davet etmiş. Gelemeyeceğini çünkü sevgilisiyle buluşacağını söylemiş.
Her boyfriend must've been telling the truth ; she was hiding something.
Sevgilisi doğru söylüyor olabilir, kız bir şeyler saklıyormuş.
Abby and her boyfriend did.
Abby ve sevgilisi buldu.
Ramsey is not her boyfriend.
Ramsey, onun sevgilisi değil.
Turns out... Malleson was her boyfriend.
Meğerse Malleson kızın sevgilisiymiş.
Because Ms. Hudson and her boyfriend were up half the night yelling at each other.
Çünkü Bayan Hudson ve erkek arkadaşı gecenin yarısı boyunca birbirlerine bağırdılar.
Well, you missed her boyfriend's crazy radio show.
Sevgilisinin salak radyo programini kaçirdin.
Do you think we can break up Annie Fitzsimmons and her boyfriend? Boyfriend?
- Annie Fitzsimmons'ı sevgilisinden ayırabilir miyiz dersin?
Birgitte Nyborg has arrived with her boyfriend... the English architect Jeremy Welsh, and with her children.
Şimdi de Birgitte Nyborg yeni sevgilisi meşhur İngiliz mimar Jeremy Welsh'le beraber geliyor. İki çocuğunu da getirmiş.
Ashley had just broken up with her boyfriend and Tammy was asleep.
Ashley, daha yeni erkek arkadaşından ayrılmıştı ve Tammy de uyuyordu.
I'm her boyfriend.
Erkek arkadaşıyım.
It's her job to find the person who killed her boyfriend's brother, that's it.
Erkek arkadaşının kardeşini öldüren kişiyi bulmak onun işi, hepsi bu.
Because suddenly, I was jealous of Angelique, and looking at her boyfriend as if he was my own.
Çünkü birden, ben Angelique'i kıskanmaya başlamıştım ve onun erkek arkadaşına sanki benimmiş gibi bakıyordum.
No, it's her boyfriend's.
- Hayır, erkek arkadaşının evi.
Huck, he took everything. He took my boyfriend. He took my life, and nothing happens to him?
Huck, o adam, sevgilimi, hayatımı, her şeyimi elimden aldı ama elini kolunu sallaya sallaya geziyor.
You're seeing Janie because part of you worries that you're hurting her, and you invented this boyfriend to punish yourself, to make yourself feel how you imagine Janie feels.
Janie'yi görmenin sebebi, içinden bir his, onu incittiğini söylüyor ve Janie'nin nasıl hissettiğini anlayabilmek için o erkek arkadaşı ceza olarak sen yarattın.
Okay, well, if you can think of anyone who wanted to hurt her - ex-boyfriend, a client-you can just give me a call.
Tamam, eğer onu incitmek isteyen biri aklıniza gelirse, eski sevgilisi, müşterisi gibi, sadece beni ara. Bu kartım.
Every day after school, I meet my boyfriend at the pond.
Her gün okuldan sonra, göl kenarında erkek arkadaşım ile buluşuyorum.
Even though he's clearly annoyed by her and kicked her and her deadbeat boyfriend out of my trailer, he still wouldn't take the hint and sign his divorce papers.
Kadın onu ne kadar rahatsız etse de, onu ve bedavacı erkek arkadaşını karavanımdan atsa da boşanma kağıtları imzası için tek bir ipucu vermiyor.
She's been a total head case ever since, sending me pictures of her weird little boyfriend.
O zamandan beri kafa kontak dolaşıyor. Garip erkek arkadaşının fotoğraflarını gönderiyor.
Yeah, we know the key doesn't match the view from Ellen's place on Roosevelt Island, or her favorite knoll in Central Park, or her ex-boyfriend's loft in Soho.
Evet, anahtarın Ellen'in Roosevelt Adasındaki evinin manzarasına uymadığını biliyoruz veya Central Park'taki en sevdiği tepeciğe veya Soho'daki eski erkek arkadaşının katına.
I came to this house a broken man... after my mom threw me out for her new boyfriend, and then I found out I was getting let go from the limo company... the same night Haley goes to a party without me.
Annem yeni sevgilisi yüzünden beni evden attığında buraya beş kuruşsuz bir adam olarak gelmiştim. Sonra da Haley'nin bensiz bir partiye gittiği aynı gece limuzin şirketinden de kovulduğumu öğrendim.
My roommate tricked me into hanging out with her annoying boyfriend.
Ev arkadaşım beni kandırıp buraya sinir erkek arkadaşıyla takılmaya getirdi..
Her ex-boyfriend.
Eski erkek arkadaşı.
No, but I doubt your boyfriend would have a problem with it, seeing as how he's tucked in about eight every night?
- Hayır, ama erkek arkadaşının, bunu problem edeceğini sanmıyorum, - nasılsa her akşam saat sekizde yatıyor?
But according to him, she recently broke up with her long-term boyfriend- - a guy named John Hanson- - and apparently it wasn't pretty.
- Kapıcının dediğine göre John Hanson adında uzatmalı sevgilisinden yeni ayrılmış ve görünüşe göre pek dostça olmamış.
She blew off her ex-boyfriend.
Sevgilisini resmen başından savmış.
He'd been Olive Rix's boyfriend and was strongly suspected of being involved in her disappearance.
Olive Rix'ın sevgilisiydi ve kayboluşu ile ilgili baş şüpheli kendisiydi.
It's awfully nice of you to let her new boyfriend stay in your house.
Karının erkek arkadaşının evde kalmasına izin vererek büyüklük yapmışsın.
It's just... ugh! Cassidy and her dumb ex-boyfriend.
Cassidy ve onun aptal eski sevgilisi.
I know, but my Nana's too busy with her new boyfriend.
Biliyorum. Ama Ninem yeni erkek arkadaşıyla meşgul.
Yeah, turns out the baby looked a lot like her ex-boyfriend, Borislavko.
Evet ama bebeğin, karımın eski sevgilisine, Borislavko'ya çok benzediği ortaya çıktı.
That guy with her is her adoring boyfriend
Yanındaki de ona âşık sevgilisi.
Well, we got a bigoted ex-boyfriend and a blossoming relationship between her and a Muslim guy, but that's all we got.
Dar kafalı eski bir sevgilisi var. Müslüman bir çocukla da arasında yeni başlayan bir ilişki varmış. Başka bir şey bilmiyoruz.