Hit her Çeviri Türkçe
3,863 parallel translation
The blood on the rug was from the first time you hit her.
Halıdaki kan ona ilk vurduğunuzda olmuştu.
He hit her.
Ona çarptı.
Thought I might hit her up with some veiled mutation questions.
Ona mutasyonla ilgili birkaç soru sorarım diye düşündüm
Ah, it hit her femoral vein.
Ah, onu femoral ven çarptı.
Who's to say she also didn't hit her head?
Başını vurmadığını kim söyleyebilir?
Killer must have hit her with that racket and broke the frame.
Katil ona bu raketle vurup çerçevesini kırmış olmalı.
What did she hit her head on?
- Başını nereye vurmuş?
Maybe he got out to get a weapon, or... or maybe someone else hit her and then Dunn was gonna try to drive the car away, or...
Belki silahı almak için dışarı çıktı veya bir başkası Lyla'ya vurdu, ve Dunn, arabayla oradan uzaklaşmaya çalışıyordu veya...
Dr. Evans leaving has hit her very hard.
Doktor Evans'ın gitmesi ona çok ağır geldi.
She had a red mark across her face, like someone had hit her hard.
Sanki birisi ona sertçe vurmuş gibi yüzünde kırmızı bir iz vardı.
She didn't fall, she didn't hit her head...
O, düşmedi, Başını çarpmadı...
That little waitress down at Ruby Tuesday's is never gonna know what hit her.
Ruby Tuesday'deki o şirin garson darbenin nereden geldiğini bile anlayamayacak.
At the Leadership Forum tomorrow, we have a surrogate who'll hit her with the atheism thing, so you may be asked, too.
Yarınki Liderlik Forumunda,... ateizm konusunda onunla çarpışacak bir vekilimiz var,... bu nedenle size de soru sorulabilir.
I got tired, I slipped, I was shifting my position, and my elbow hit her.
Yorgundum, kaydım, posizyonumu değiştiriyordum ve dirseğim ona çarptı.
I don't mean really hit her,
Gerçekten ona vurmayı kast etmedim
I was just so preoccupied with my anger toward the guy that hit her.
Kendimi sadece ona çarpan adama sinirlenmeye adadım.
So I threw my drink in her face, but the stir stick hit her in the eye and her friend was nice enough to take her to the hospital.
Ben de bu yüzden içkimi onun yüzüne döktüm ama karıştırma çubuğu gözüne geldi ve onun arkadaşı onu hastaneye götürecek kadar iyi biriydi.
I can't. I'll hit her.
Yapamam, o da vurulur.
You know, the dude who hit her probably doesn't even have a scratch on him.
Ona vuran herifinse muhtemelen burnu bile kanamamıştır.
You hit her.
Sen ona vurdun.
We know she hit her head.
Başını vurduğunu biliyoruz.
He came in with two price guns in holsters and marked our teacher at $ 1.29 before she knew what hit her.
İki tane etiket tabancası getirip daha kadın anlamadan öğretmenimize 1,29 dolarlık etiket yapıştırmıştı.
So I hit her.
Ben de ona vurdum.
You ordered the hit on her and omit to fucking mention that?
Vurulmasını sen emrettin ve.. .. nedense bunu belirtmeyi mi unuttun?
He hit the perfect spot to kill her.
Onu öldürmek için mükemmel noktayı seçmiş.
The drug dealers he feeds, the hit men he employs, will all see his photo in your newspaper every week and know that the whole of Miami is watching Ben Diamond.
Beslediği uyuşturucu satıcıları, tuttuğu kiralık katiller gazetenizdeki Ben'in fotoğrafını her hafta görecek ve bütün Miami'nin Ben Diamond'ı takip ettiğini anlayacak.
Whatever it was, he was trying to hit me.
Her neyse, bana vurmaya çalışıyordu.
Hit the siren.
Her şey sırayla.
Maybe he hit her.
Belki ona vurdu ama kız sarhoştu.
She liked to hit balls after a big match at night ; it would clear her head.
Büyük maçlardan sonra, geceleri toplara vurmayı severdi bu şekilde kafasını dağıtırdı.
Her head was already bleeding when it hit the bag.
Başı hava yastığına çarptığında zaten kanıyordu.
So, Cutwright was hit on the left side of her head.
Cutwright, kafasının sol tarafından darbe almış.
When I was a kid, one time we drove to Kansas City to visit mi tio y tia, and at night when you hit the headlights, they just all light up, like, all green all at one time.
Ben çocukken halamı ve amcamı ziyarete Kansas City'ye gitmiştik. Gece bir anda hepsi birden ışıldamaya başlamıştı. Sanki her yer yeşil oldu.
She hit you hard enough to break her hand.
Kendi elini kıracak kadar bir güçle sana vurmuş.
If my Danish governess were here, she would hit me with her wooden spoon.
Danimarkalı dadım burada olsaydı tahta kaşığıyla beni döverdi.
Ask her if she remembers getting hit in the forehead with a meatball sandwich.
Alnına ekmek arası köfte çarpmış mı bir sor bakalım.
Hit a dead end. Whoever authored this left their fingerprints all over it.
Bunu kim yazdıysa her yere parmak izini bırakmış.
I remember when Alexis used to play her big hit "call me crazy" over and over again.
Alexis'in bir zamanlar hit şarkısı "Bana Çılgın De" parçasını devamlı dinlediğini hatırlıyorum.
Everytime you hit the wall, and turn around... you can't be a teacher.
Her zaman duvara tosladın ve geri döndün... bir öğretmen olamazsın.
But that's when the blast hit, and the whole joint came tumbling down.
Fakat patlama çoktan olmuştu ve her yer yılmaya başlamıştı.
We have learned that they are bringing in every surviving Mech and Beamer in this region, consolidating whatever supplies they have left and will hit you hard to prove you have not weakened them.
Onları zayıflatamadığınızı kanıtlamak için civardaki bütün Mekanikleri ve uzay araçlarını buraya getirdiklerini ve ellerinde kalan her türlü malzemeyi size saldırmak için bir araya topladıklarını öğrendik.
Yeah, and she wants your names by midnight, or I'm first on her hit list.
Evet, gece yarısına kadar isimlerinizi istiyor yoksa ilk beni öldürecekmiş.
I met her a couple nights ago, we hit it off, we agreed to meet at the club.
Onunla birkaç gece önce tanıştım. ruh ikiziydik, barda buluşmak üzere sözleştik.
He hit on her first and she never said anything.
Joy gibi bir dost. Önce ona asıldı ve o hiçbir şey demedi.
And when I looked down at her, this feeling hit me...
Ona baktığımda içimi bir his kapladı.
She and her husband were hit by a drunk driver.
Sarhoş bir sürücü o ve kocasına çarpmış.
Yeah, well, doesn't really matter, he can hit on her all he wants.
Fark etmez. İstediği kadar asılsın.
Once Mr. Lahari's feet hit the ground, so do her captors.
Bay Lahari'nin ayakları yere bastığı an kaçıranlar da basacak.
The calcaneal fractures indicate that her feet hit the ground first and absorbed most of the impact.
Kalkaneus kırıkları, ilk olarak ayağını yere çarptığını ve etkinin çoğunu emdiğini gösteriyor.
I think we hit all the important spots.
Sanırım ünlü olan her yere gittik.
You know how a kid looks at you before he's been messed up, hit every day, and pushed down, and called a shit?
Bir çocuğun mahvolmadan her gün dövülmeden, itilip kakılmadan, pislik denmeden önce nasıl baktığını bilir misin?
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hers 94
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hers 94
here we go again 374
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313