How could i not Çeviri Türkçe
885 parallel translation
How could I not notice her... when she spent long moments staring at me?
Hiçbir şey yapmayıp uzun uzun bana bakarken nasıl dikkatimi çekmesin ki?
How could I not do the same?
Ben de nasıl onlar gibi olamam ki?
How could I not know?
Nasıl bilmem?
How could I not?
Nasıl edemem ki?
How could I not have seen it?
Nasıl görmemiş olabilirim?
Well, now, how could I not vote for someone who dances so divinely?
O kadar mükemmel dans eden birine nasıl katılmam ki?
How could I not go?
Nasıl gidemezdim?
How could I not repay his favor now?
Onun yaptığı iyiliği şimdi Nasıl yanında bırakırım?
Oh, but how could I not?
Fakat, nasıl söylemezdim?
How could I not?
Görmez olur muyum?
How could I not know, sir.
Bilmez olur muyum efendim.
They'll be yours - how could I not? .
Onlar senin çocukların, nasıl sevmem?
How could I not be?
Neden? Olmamak mümkün mü?
How could I not?
Nasıl almayayım?
- How could I not?
- Nasıl beğenmem?
- How could I not?
- Seçeneğim var mıydı?
How could I not worry, will you tell me that?
Bunu söylersin de nasıl endişelenmem?
How could you not know after all these years together that I hate cranberries? !
Bunca sene benimle çalışıp yaban mersininden nefret ettiğimi nasıl bilmezsin?
How could you not remember after all of these years of working together how much I hate cranberries?
Geri zekâlı! Bunca sene benimle çalışıp yaban mersininden nefret ettiğimi nasıl bilmezsin? Nasıl yani?
" It was all I could do not to ask Mrs Timmons how she stood it.
Elimden gelen tek şey, Bayan Timmons'a oraya nasıI katlandığını sormamak oldu.
Looking at you tonight I could not help but remember how things used to be.
Bu akşam sana bakıyorum da eskiden olanları hatırlayamıyorum.
I believe if God gave us a clear idea of how closely we are bound to each other in good and evil, we truly could not live.
İnandığım şey : eğer Tanrı bize iyide ve kötüde, diğerlerine ne kadar... yakından bağlı olduğumuz konusunda bir açık görüş verseydi... gerçekten yaşayamazdık.
And I realized how the whole reason I came to New York in the first place... was to see if I could not make a name for myself.
Ve, New York'a gelmemin esas sebebinin ünlü olmayı denemek için olduğunu hatırladım.
I don't know how you could be married to me this long... And not learn my way of doing business.
Benimle bunca zamandır evli olduğun halde... işleri nasıl yürüttüğümü hala bilmemene şaşıyorum.
- How chance the prophet could not have told me, I being by... that I should kill him?
- Efendimiz. - Peki nasıl oldu da bu kâhin, ben de oradayken benim kendisini öldüreceğimi bana söylemedi? *
Now, Doctor, how could I have a child if I'm not even married?
Yapmayın doktor, evli bile değilken nasıl çocuk sahibi olabilirim?
How could I... not knowing why?
Sebebini bilmeden nasıl vereydim?
Well, I think that I am not clever enough to do that, but perhaps if I serve in France for a while, I could learn how with your very... kind help.
Şey, bunları yapmak için yeteri kadar zeki değilimdir, Ama belki bir süre Fransa'da görev yapsam, Sizin nazik yardımlarınızla öğrenebilirdim.
"If you could see how hard we've been working here... I'm sure you'd forgive me for not writing more regularly."
"Ne kadar çok iş olduğunu bilsen yazmadığım için beni bağışlardın."
How could I have been so blind as not to know that stone was sent from the other side by the hand of Corbin, reaching out from beyond the grave?
Nasıl bunu anlamayacak kadar kör olabildim? O taş, mezarının ötesinden uzanarak Corbin'in eliyle öbür taraftan gönderildi.
Had I not been practising, how could we handle them?
Kılıcı elimden bıraksaydım, onlarla nasıl başedebilirdim?
Ying Qi has not returned how could I be at rest
Ying Qi hala dönmedi nasıl uyurum!
Then they clamped, like, lid-locks on me eyes so that I could not shut them, no matter how hard I tried.
Ne kadar denersem deneyeyim.. ... gözlerimi kapatamayım diye gözlerime göz kapağı kilidi taktılar.
I would have IDO with it, but I could not because it had. How it is that it is said?
Ben de onunla gitmeliydim ancak buna izin verilmedi çünkü "roodvonk" um vardı.
What would I not give if only I could once put my arms about him and tell him how fond of him I am.
Bir kerelik benim kollarımda olması için neler vermezdim adama, ona ne kadar düşkün olduğumu söylerdim.
"And when she completely disappeared there, over the ocean " then I felt still how it hurt, where my heart bled "because the threads could not be broken."
Okyanusun üzerinde gözden tümüyle kaybolduğunda o zaman acıyı ve yüreğimin kanadığını hissettim.
If only you could know how much I regret having taken this command not only because I am apart from you and the children but because it- -
Eğer sadece bilseydin ki bu yolculuğu kabul ettiğime nasıl pişmanım sırf senden ve çocuklardan uzak olduğumdan değil ama ayrıca...
Exactly, that's why I'm lucky not to have married you otherwise you'll make me so mad how could I live till this day?
İşte bu yüzden, seninle evlenmediğime şansılıyım yoksa beni çileden çıkarırdın böyle nasıl yaşanabilinir ki?
- How on Earth could I not?
- Belki yapabilirim?
Tell me something I do not know, Bora, like how a Borellian noman could break the Code by drawing his weapon without thinking.
Bir Borellian Nomen'ın hiç düşünmeden silahını çekerek nasıl kanunları çiğnediği gibi.
Tell me something I do not know, Bora, like how a Borellian nomen could break the Code by drawing his weapon without thinking.
Bana bilmediğim bir şey söyle Bora, bir Borellian Noman'ın hiç düşünmeden silahını çekerek nasıl kanunları çiğnediği gibi.
Had I not been one of them how could I operate such a big inn in this place
Onlardan biri olmasaydım Bu kasabada böyle büyük bir hanı nasıl işletebilirdim ki?
Of course, if not how could I be the Chief anymore I'll believe in you for once
Elbette ben sözümün eriyim... yoksa nasıl şef olurdum! Sana daha önce de inanmıştım!
If not, how could I have drawn this monster here?
Görmeseydim, nasıl olurda o canavarı... oraya çizebilirdim?
How could I not?
Nasıl bulmazdım?
I'm not scared, but it's because I never could never knew how to get involved.
Korkmuyorum ama nedeni nasıl dâhil olacağımı hiç bilemeyişim.
I do not understand how that could happen.
Böyle bir şeyin nasıl olduğunu hâlâ anlayamadım.
Not that I knew how to cure him... but if I could have him alone... and feel my way and be innovative and creative... I felt that I could change his life... if I only had the chance.
Onu nasıl iyileştireceğimi bilmiyordum... ama onu bulabilirsem... yeni ve yaratıcı bir yöntemle... hayatını değiştirebileceğime inanıyordum...
I am sorry, but I do not see how James, Mr. Wilder could possibly be implicated in this business and you average not proof of it.
Üzgünüm, fakat James, Bay wilder'ın bu işe bulaştığını gösteren herhangi bir kanıtınız olduğunu göremiyorum.
I do not understand how I could think that Father O'Brien was the killer.
Peder O'Brien'ı neden katil sandığınızı hala anlamış değilim.
I am sorry, but I do not see how James, Mr. Wilder could possibly be implicated in this business and you average not proof of it.
Üzgünüm, fakat James, Bay wilder'ın bu işe bulaştığını gösteren herhangi bir kanıtınız olduğunu göremiyorum.
how could i not be 17
how could you 802
how could you tell 60
how could you be so stupid 39
how could i forget 203
how could 42
how could i 257
how could you not 37
how could you forget 27
how could you know 50
how could you 802
how could you tell 60
how could you be so stupid 39
how could i forget 203
how could 42
how could i 257
how could you not 37
how could you forget 27
how could you know 50